Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, iktidara yakın medyada hakkında çıkan “Yurtdışına kaçtı” haberlerine yanıt verdi.
Dündar, gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile birlikte İsveç Ulusal Basın Kulübü’nün kendilerine verdikleri İfade Özgürlüğü Ödülü’nü almak için İsveç’e gittiklerini belirterek, “Bazıları “ülkeden kaçtığımızı” yazmış arkamızdan… Hiç sevinmesinler. Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz” dedi.
Can Dündar’ın bugün (16 Mayıs 2016) yayımlanan yazısı şöyle:
Gazetemizin “abisi” Hikmet Çetinkaya ile gazetemizin “ablası” Şükran Soner’in Cumhuriyet’teki 50. yılını kutladık geçen hafta…
Bir gazetede hiç ara vermeden geçen yarım asır…
Neredeyse bir ömür…
Her ikisini de dakikalarca alkışladık tören salonunda…
Tükenmeyen mücadele azimlerini de tabii…
Her ikisine de yazıyla geçecek daha nice yıllar dilerim.
Hikmet Abi, törenden sonra kendi 50 yılı üzerine bir şeyler yazar diye bekledim; ama hayır; o, bunun yerine gazetenin yeni yazarlarını selamlamayı tercih etti.
50 yıllık bir çınar, gazetesindeki 5 günlük komşularına “Hoş geldiniz” diyerek el verdi.
Cumhuriyet’e özgü bir evsahipliği örneği sergiledi.
Osman Ulagay, Kadri Gürsel ve Aslı Aydıntaşbaş…
Mesleki kariyerlerinin bir döneminde Cumhuriyet’ten yolu geçen üç isim, geçen hafta yeniden Cumhuriyet’te ve Cumhuriyet’le buluştular.
Bağımsız medyanın, nadide bir eser gibi kıymete bindiği bugünlerde Cumhuriyet, hem okurlar hem yazarlar için çekim merkezi olmaya devam ediyor.
Yeni yazarlarımızla daha güçlüyüz.
Daha da güçleneceğiz.
Panama Belgeleri
“Bağımsızlık”, bağımlı olanlar için unutturulmaya çalışılan bir sözcük olabilir. Bizimse sürekli hatırlatmamızın bir nedeni var:
Bağımsızlık, bizim özgürlüğümüzün sigortası…
Cumhuriyet’in bütün sermaye gruplarından, iktidar odaklarından azade yapısı, burada çalışan gazetecilere büyük bir özgürlük ortamı ve her türlü baskıya direnme gücü veriyor.
Bunun en somut örneğini “Panama belgeleri”nde gördük.
Vergiden kaçmak için Panama’da hesap açtıranların geçen hafta açıklanan listesinde 684 Türk’ün ismi vardı. Ve bunların tam listesi, çarşamba günkü Cumhuriyet’te eksiksiz yayımlandı.
Bir gazetenin bunu yapabilmesi için, hem kendisinin vergi kaçırma derdi, paravan şirketi, kirli ilişkileri olmaması, hem de olanlardan çekinmemesi gerekiyor.
O günlerin tüm gazetelerine bakın, karşılaştırın; bağımsız Cumhuriyet’in önemini daha iyi anlayacaksınız.
İçerde “yerli ve milli” propagandası yapanların, dışarda ne tür “gayri milli” işler çevirdiklerine dair haberlerimiz sürecek.
Panama belgeleri, çoklarının milli görünümlü maskesini düşürecek.
Bizi izlemeye devam edin.
Hepinize iyi haftalar!
Anna Politkovskaya, 2006 yılında öldürülen bir Rus gazeteci...
Putin’in Çeçenlere karşı “Kirli Savaş”ını eleştirdiği için hedef olmuştu.
İsveç Ulusal Basın Kulübü onun anısına bir “İfade Özgürlüğü Ödülü” koydu. Ve bu prestijli ödülü bu yıl, Erdem Gül ve bana vermeyi kararlaştırdı.
İfade özgürlüğü mücadelesinde bunca yazarını kurban vermiş bir gazete için anlamlı bir ödül...
Erdem’le bu gece Stockholm’de, İsveç Dışişleri Bakanı’nın da katılacağı bu ödül töreninde olacağız.
Bazıları “ülkeden kaçtığımızı” yazmış arkamızdan...
Hiç sevinmesinler.
Onlarla işimiz henüz bitmedi.
Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.
YAZIYI KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ