Mahkeme Başkanı Ahmet Korkusuz ve heyetin iki kadın üyesinin kaleme aldığı direnme kararında, "Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 're'sen araştırmayı yap' diyor ama nereden yapacağını gösteremiyor" dedi.
Yargıtay’ın onamadığı kararında ısrar eden İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, direnme gerekçesini sıradışı bir dille açıkladı. Mahkeme heyeti, Yargıtay’ı eleştirip, "...Türkiye’de ilk derece mahkemelerin yerine kendilerini koyduklarından işlerin altından kalkamadıkları, bozmaların kar taneciklerinin büyüyerek kar toplarına dönüştüğü gibi daha çok arttığı hususlarının bir gerçek olduğu, gerekçelerimizin tamemen yeterli, kısa ve öz şekilde belirtildiği nedenlerle Yargıtay’ın bozma ilamına direnilmesi gerektiği mahkememize tam bir kanaat hasıl olmuştur" denildi. Söz konusu direnme kararı ve gerekçeleri Mahkeme’nin Başkanı Ahmet Korkusuz ve heyetin 2 kadın üyesinin oy birliğiyle kaleme alındı.
ADAM KAÇIRMA VE YARALAMA DAVASI
Tartışma yaratan açıklamaya yol açan olay, Gaziosmanpaşa’da 2 yıl önce araba alım-satım yaptığı 2 iş ortağını ormanlık alana götürerek dövdüğü iddia edilen tutuklu sanık İrfan G. ve 2 tutuksuz arkadaşının yargılandığı davanın gerekçeli kararında ortaya çıktı.
İDDİANAMEDE OLAY ANLATILDI
İddianameye göre olay şöyle oldu:
Gaziosmanpaşa’da 2 yıl önce Şüpheli İrfan G. (26) ile şikayetçiler Müslüm B. (21) ve Nail G. (28) araba alım satım işi ile uğraşmaya başladı. Şüpheli İrfan G.’nin şikayetçiler ile birlikte aldıkları ve tanık H.Ü.Z. adına satış yapılan aracın kendisinden habersiz satılacağını düşündü. İrfan G. olay tarihinde yanında diğer şüpheliler Erkan K. (24) ve Okan Ö. (21) ile birlikte müşteki Müslüm B.’yi parkın önünde araçlarına bindirdi, ardından ormanlık bir alana götürerek ağaca bağladılar. Her üç şüpheli de Müslüm B.’ye vurarak basit şekilde yaraladı. Şüpheliler, diğer şikayetçi Nail G.’yi de tanık H.Ü.G’nin aracına bindirdi ve İrfan G. tabanca ile Nail’e vurarak vucüdunda kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaraladı. Şüpheliler, Nail G.’yi de ormana götürülüp diğer şikayetçi Müslüm B.’nin yanında ağaca bağladı. Şüpheliler, şikayetçiler Müslüm B. ve Nail G. üzerindeki cep telefonunu da zorla aldı. Başlatılan soruşturma kapsamında 3 şüpheli hakkında "Yaralama", "Basit yaralama","Birden fazla kişi tarafından silahla yağma", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından dava açıldı.
SANIKLAR SUÇLAMALARI REDDETTİ
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanık Okan Ö. sadece araba satışına ilişkin notere gittiğini, olaylarla ilgisi olmadığını söyledi. Sanık Erkan K. da olay günü kahvede olduğuna ilişkin tanıkları olduğunu belirterek, suçlamaları reddetti.
İrfan G. ise savunmasında, şikayetçiler Müslüm B. ve Nail G. ile araba alım satımı yaptıklarını belirterek, "Benim vergi problemlerim yüzünden aldığımız aracı kendi üzerime yazdıramıyorum. ’Hacı’ olarak tanıdığımız arkadaşın üzerine yazdırdık. İşimiz baya da gelişti. 2 aracımız oldu. Çevreden bu araçların Müslüm ve Nail’in bana devrini Hacı’yı da ayarlayarak vermeyecekleri duyumunu aldım. Olay günü adresini ve kimliğini bilmediğim Murat ve onun arkadaşıyla internetten tanıştım. Önce Müslüm B. buldum. Ormanın oraya konuşarak gittim. Hatta arabada da tartıştım. Nail’i de oraya getirttim. Bunları "Arkamdan iş çeviriyorsunuz" diyerek dövdüm. Yüzleştirmek için oraya götürmüştüm. Ama ağaca bağlamam, zorla götürmem yoktur. Ormana giderken Okan Ö. ve Erkan K. yoktu. Onlar kahvede bekliyorlardı. Sadece Hacı ile notere gittiler. Müslüm ve Nail’in zorla parasını ve telefonunu almam söz konusu değildir. Yakalanan silah da benimdir. Yanımdaki 2 kişinin kesinlikle kimliklerini bilmiyorum. Murat ve yanındaki arkadaşı araba satıcısı olduğum için arabaya bakacaklardı. O nedenle direksiyon başındaydılar. Ormanlık alana onlarla gittim" diye ifade verdi.
İKİ BERAAT KARARI
31 Mart 2015’de davayı karara bağlayan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Okan Ö. ve Erkan K.’nın müsnet suçlardan mahkumiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden ayrı ayrı beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, "Silahla yaralama" suçundan sanık İrfan G.’nin ise 2 yıl hapis cezasına çarptırarak tutukluluk halinin de devamına hükmetti.
YARGITAY KARARI BOZDU
15 Aralık 2015 tarihinde Yargıtay 6. Ceza Dairesi, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle karar verilmesi yönünden, yerel mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay ayrıca, sanık İrfan G. ile mağdurlar Nail G. ile Müslüm B. arasında suç tarihi arasında bir borç ilişkisi olup olmadığının re’sen araştırılıp saptanmadan karar verildiğini vurguladı.
MAHKEME KARARINDA DİRENDİ
Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkeme oy birliğiyle kararında direndi. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Korkusuz ve 2 kadın üyenin imzasının bulunduğu gerekçeli kararda, mahkemelerinin neden kararlarında direndiklerini ayrıntılı açıkladı.
'YARGITAY RESEN ARAŞTIRMA YAP DİYOR AMA NEREDEN YAPACAĞINI GÖSTERMİYOR'
"Bozma ilamına mahkememiz katılmamıştır" denilen gerekçeli kararda, "Zira taraf beyanları özellikle sanık İrfan G.’nin tüm aşamalarda diğer mağdurlar ile alacak- borç ilişkisi olduğu zaten öncesine dayalı birbirlerini tanıdıkları bu hususları açık şekilde gerekçeli kararımızda vugulanmıştır. Resmi bir alacak borç ilişkisi olmadığı nedenle resen araştırmanın hiçbir anlamı olmadığı için sadece zaman kaybı olacaktır. Yargıtay 6. Ceza Dairesi "Re'sen araştırmayı yap" diyor. Ama nereden yapacağını gösteremiyor. Zaten göstermesi de mümkün değil. Cep telefonun kayıtlarının incelenmesi hususunun da olayımızla hiçbir önemi bulunmamaktadır. Zaten bu konuda cep telefonunun alındığı konusunda herhangi bir niza da bulunmamaktadır. Olay bu yönüyle aydınlığa çıkmıştır. İrfan G.’in mağdurları alıkoyarak yağmaladığı açıktır" denildi.
'MAHKEMELERİN YERİNE KENDİLERİNİ KOYDUKLARINDAN...'
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’nin (AİHM) kararları incelendiğinde sayfalarca gerekçe yazılmadığı, zaten bu gerekçelerin çoğu Yargıtay aşamasında dikkate bile alınmadığını belirtti. İngiltere’de yazılı bir Anayasa bile bulunmadığı ifade edilen gerekçeli kararda, "Hakim dosyaya göre kısa da olsa bağlantı ve olayları anlatması gerekir, olayımızda da da yeteri kadar gerekçe tartışılmıştır. Yargıtay’ın esas görevinin dosyayı sıfırdan kendisini ilk mahkeme gibi sanarak incelemeye irdelemeye girmeden bir içtihat mahkemesi olduğu, bariz yanlışlıkları ve hatalar olması halinde Yargıtay’ın devreye girmesi gerektiği, bu hususları da yerine getirmediğinden tüm Türkiye’de ilk derece mahkemelerinin yerine kendilerini koyduklarından işlerin altından kalkamadıkları, bozmaların kar taneciklerinin büyüyerek büyük kar toplarına dönüştüğü problemlerin daha çok arttığı hususlarının bir gerçek olduğu, gerekçelerimizin tamemen yeterli, kısa ve öz şekilde belirtildiği nedenlerle Yargıtay’ın bozma ilamına direnilmesi gerektiği mahkememize tam bir kanaat hasıl olmuştur" ifadelerine yer verildi.
Kaynak: cumhuriyet.com.tr