Bugünkü köşesinde, Suriye ordusunun Rusya’nın desteğiyle operasyonlarını sürdürdüğü bölgeyi Kıbrıs’a benzeten Öztürk, “Doğu Akdeniz’in kilit taşlarından biri Kıbrıs ise, diğeri Türkmen Dağı’dır!” dedi.

Her ne kadar ‘uçuk’ olsa da ‘Bayırbucak’ı ilhak etsek ne olur?’ sorusununun bugünlerde sorulup tartışılması gerektiğini savunan Öztürk şöyle devam etti: “1’nci Dünya Savaşı ile Anadolu’ya hapsedilen Türkiye, ilk taşma harekatını Hatay’ın ilhakı ile 1939’da gerçekleştirmiştir. İkincisi ise 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’dır! Hatay’ın Türkiye’ye ilhakı meselesinde yarım kalan husus bugünün konusudur! Bugün karşı karşıya kaldığımız Bayırbucak Türkmenleri ve hatta topyekun Suriye Türkmenleri sorunun temelinde Ankara Anlaşması’ndan sonra yeni bir anlaşmanın yapılamamış olmasıdır.”

‘BAYIRBICAK'IN İLHAKINI İSTEMEK UÇUK BİR DÜŞÜNCE Mİ?’

Fransızlarla 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Anlaşması’nın 7’nci maddesine göre Türkiye’nin Suriye Türkmenlerinin garantörü olduğuna ve Hatay’ın 23 Haziran 1939’da Türkiye’ye katılmasının ardından Bayırbucak Türkmenlerinin statüsü konusunda Suriye ile hiçbir anlaşma yapılmadığına dikkat çeken Öztürk, “Bu tarihi hatırlatmadan yola çıkarak, sizce Ankara Anlaşması’nın 7’nci maddesini güncelleyip Bayırbucak’ın Türkiye’ye ilhakını istemek ne kadar uçuk bir düşüncedir?” diye sordu.

‘TÜRKMEN DAĞI, TÜRKİYE İÇİN KIBRIS KADAR ÖNEMLİ DEĞİL Mİ?’

Bayırbucak Türkmenlerinin bunu istediğini ancak Türkiye’nin bunu şu an için yapamayacağını savunan Öztürk, “Lakin yakın geçmişimizde “garantörlük” üzerinden Kıbrıs Barış Harekatı gibi doğrudan Anadolu’dan taşan bir müdahalemiz söz konusu! Bayırbucak ya da Türkmen Dağı, Türkiye için Kıbrıs kadar önemli değil midir? Hem stratejik, hem tarihi, hem duygusal yönden bir düşünün hele. Doğu Akdeniz’in kilit taşlarından biri Kıbrıs ise, diğeri Türkmen Dağı’dır!” ifadelerini kullandı.

Kaynak: gercekgundem.com