7 Haziran seçimlerinde AKP'nin tek parti iktidarını kaybetmesinin ardından, hükümete yakın medya kuruluşlarını kredi borçları telaşı sardı.
Kamu bankalarına ve TMSF’ye ödemek zorunda oldukları borçlar bu medya gruplarını korkutuyor. Yandaş gazetelerin bir diğer endişesi de, yalan ve iftira içerikli haberler sebebiyle mahkemelerden gelecek tazminat cezaları.
Hükümete yakın yayın yapan medya kuruluşları 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olamayışı ile algı operasyonlarını ekonomik krize yöneltti. Yandaş gazetelerde gözlenen bu keskin dönüşün sebebi olarak tek parti iktidarının gidişiyle birlikte, daha önce alınan usulsüz kredilerin hesabının sorulacağı endişesi gösteriliyor. Bu medya gruplarının kamu bankalarına ve TMSF’ye ödemek zorunda oldukları borçları medya gruplarını korkutuyor. Gazetelerin ve televizyonların devir ve satın işlemlerinde kamu bankalarından büyük miktarda kredilerin alınmasına kolaylık sağlandığı iddia edilmişti. Alınan kredilerin ise geri ödenmediği ortaya çıkmıştı. Hatta Yandaş medya grupları arasında 2 milyar lirayı bulan borçların olduğu dile getiriliyor.
Bunların yanı sıra dönemin iktidarının yandaşı gazeteler hakkında mahkemelerde davası bitmiş veya devam çok sayıda tazminat davası da bulunuyor. İktidarın yargı üzerinde oluşturmuş olduğu baskıdan hareketle alenen hukuka aykırı, yalan ve iftira içerikli birçok habere imza atan havuz medyasının bir diğer endişesi de mahkemelerden gelecek tazminat cezaları. Bu gazete ve televizyonların kamu kurumlarından aldıkları reklamların iktidarın değişmesiyle normale döneceği ve gazete televizyonların büyük bir gelirinin ortadan kalkacağı belirtiliyor.
TMSF’den devralınan veya satın alınan söz konusu medya organlarına kamu bankaları yüklü kredi kullandırmıştı. Sabah-ATV Grubu 2007 yılında tek bir şirketin katıldığı ihaleyle TMSF tarafından Çalık Grubu’na 1,1 milyar dolara satıldı. Bu satışın 750 milyon dolarlık kısmı, kamu bankaları olan Halkbank ve Vakıfbank’tan sağlanan kredilerle gerçekleşti. Daha bu krediler ödenmedi iddiası varken, medya grubu başka işadamlarına satıldı. Bu satışta da işadamlarından devlet ihalesi karşılığında para toplandığı ve bu şekilde satın alındığı iddiaları medyaya yansıdı. İşadamlarının aldıkları devlet ihaleleri için devlet bankalarından çektikleri kredileri nasıl ödeyecekleri de ayrı bir soru işareti oldu. Medya grubunun Çalık tarafından alınması sırasında kullandırılan kredilerin akıbeti, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in Meclis’e verdiği soru önergesine rağmen ‘ticari sır’ gerekçesiyle açıklama yapılmadı. ATV ve Sabah Gazetesi’nin geçen yıl Çalık’tan yandaş işadamlarına satışı için işadamları arasında para havuzu kurulduğu iddiaları ile ilgili olarak işadamı Nihat Özdemir, daha sonra yaptığı açıklamada satış için 100 milyon dolar para verdiğini itiraf etmişti.
AKŞAM, STAR VE 360 İHALESİZ SANCAK’TA
“Erdoğan’a âşığım.” diyen Ethem Sancak ihalesiz bir şekilde TMSF’nin el koyduğu Akşam gazetesi ve Skyturk 360′ı devraldı. Ethem Sancak böylece Skyturk 360 televizyonu ve bünyesinde 2 ulusal gazete ve 1′i ulusal, 1′i bölgesel olmak üzere 2 radyo kanalı sahibi oldu. Bu kuruluşlar muhalif kesimler hakkında yaptığı iftira ve hakaret içerikli birçok habere verdi.
17/25 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra internete yansıyan ses kayıtlarından birinde de gazete genel yayın yönetmenlerinin Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’dan maaşlar için ‘nakit desteği’ istedikleri öne sürüldü. Ses kayıtlarında yandaş bir gazetenin yöneticisi, “Maaşları ödeyemiyorum. Oradan 2 milyon lira gönder.” şeklinde talepte bulunuyor.
Twitter fenomeni Fuat Avni de kamu bankalarının yandaş işadamlarına batık kredileri verdiğini yazdı. Bunlar içinde geri ödeme yapamayan ancak batırılmayan şirketleri sıralayan Twitter hesabı, gelen talimatla, ilgili devlet kurumlarının bunları kapatmak için harekete geçtiğini iddia etti.
KREDİLER DEĞİL REKLAMLAR DA YANDAŞA AKTI
Dönemin iktidarı kendine yakın medya organlarına sınırsız kamu kuruluşu reklamı sağladı. CHP eski Milletvekili Umut Oran, dönemin hükümet sözcüsü Bülent Arınç’a bu konuyu sordu. Arınç da yılın ilk 4 ayında Akşam, Güneş, Habertürk, Milat, Milliyet, Sabah, Star, Takvim, Türkiye, Vatan, Yeni Akit ve Yeni Şafak’a toplam 13 milyon 288 bin liralık resmi ilan verildiğini açıkladı. Türk Hava Yolları, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Bankası, Emlak Konut, Çaykur, Avea gibi kamu payı bulunan kurumlar, satış ve reyting oranları düşük iktidar destekçisi gazete ve televizyonları adeta besledi. Devlet kurumları, yandaş medyayı büyük reklam paraları ile desteklerken, muhalif gazetelere ise neredeyse hiç reklam vermedi.
SHOW TV SON ANA KADAR TMSF'NİN ELİNDE KALDI
TMSF kullanılarak eski iktidarın sözcüsü haline getirilen bir diğer medya grubu Show TV Çukurova Grubu’nun, Show TV hisselerinin TMSF gözetiminde, Ciner Grubu’na 402 milyon dolara satışında anlaşılmıştı. Ancak daha sonra İstanbul 4. İdare Mahkemesi ihalesiz bir şekilde satışın gerçekleştiğini gerekçe göstererek satışı durdurdu. Mahkemenin kararından sonra TMSF’nin yönetimine geçti. Kanal bir anda dönemin iktidarının en ateşli sözcüsü haline geldi. Ciner Grubu konu ile alakalı Danıştay’a başvurmuş ve sonunda kanal, 7 Haziran seçiminden bir gün önce tekrar geri verildi. Kanalın seçimden önce yaptığı yandaş yayıncılık, dönemin iktidarının yanına kâr kaldı.
Kaynak: Zaman Gazetesi