TAK’ın sivillere yönelik eylemlerini en sert şekilde kınayan parti olduklarını söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, "Örgütün tamamen faaliyetlerini durdurması ve dağıtılmasını talep ediyor musunuz" sorusuna "Elbette" yanıtını verdi.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de temaslarını sürdüren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
‘HÜKÜMET VE KANDİL GÜNEYDOĞU’DAKİ OPERASYONLARDAN ÖNCE GÖRÜŞTÜ’
Demirtaş, HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ‘Güneydoğu’daki operasyonlar başlamadan önce bazı yerel inisiyatifler üzerinden PKK ve hükümetle bir görüşme trafiği yaşandığı’ açıklamaları doğruladı.
Bu görüşme trafiğinde yardımcı olduklarını ancak sürecin sonuçsuz kaldığını belirten Demirtaş, şunları söyledi: “O dönemde görüşmelerin doğrudan muhatabı bizler değildik. Bizden sadece bu konuda bazı destekler istendi ve biz HDP olarak yardımcı olmak istedik. Görüşmelerin tamamı benim bilgim dahilinde gerçekleşti. Özellikle Şırnak, Yüksekova, Nusaybin'de şehirlere yönelik operasyonlar başlamadan önce, 'bu konuda bir çözüm bulunabilir mi' diye bir diyalog yürütüldü hükümet ve Kandil arasında. Bu, doğrudan bizim aracılığımızla yapılan bir çalışma değildi. Ama biz de yardımcı olduk. Bu konuda hükümet temsilcileriyle bazı sivil kesimler görüşmeler yaptılar.”
Kendilerinden Kandil’le temas konusunda yardım istenip istenmediği sorusunu Demirtaş ‘Hayır’ cevabını verdi ve ekledi: “Hükümetten bize iletilen bir talep yoktu. Biz doğrudan Kandil'le görüşmedik ya da bu hükümetle görüşmedik. Sadece bu görüşme trafiğinin sağlıklı işlemesine yardımcı olduk.”
‘HÜKÜMET İLE KANDİL ARASINDAKİ GÖRÜŞMELERİ ERDOĞAN BİTİRDİ’
Demirtaş, bu görüşmelerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahalesi nedeniyle sonuca ulaşmadığını da iddia etti: “Maalesef sonuç alınmadı. Hükümet aslına bu konuda bir şeyler yapabilir miyiz diye küçük de olsa bir arayış içerisine girdi. Bir koridor açılabilir, oradaki silahlı insanlar çıkar ve oralarda operasyon yapılmaz şeklinde bir tartışma sürdürüldü ama anlaşılan o ki, Erdoğan bütün bu görüşme trafiğinin sonucunda görüşmeleri bitirdi.
‘BAŞBAKAN’IN ‘PKK’DAN MESAJ GELİYOR’ AÇIKLAMASIYLA İLGİLİ BİZE ULAŞAN BİR ŞEY YOK’
Demirtaş’a Başbakan Yıldırım’ın “Terör örgütünün bugünlerde 'biz görüşebiliriz, silahları bırakabiliriz, konuşalım' gibi doğrudan, dolaylı haberler geliyor. Onların uzantılarından bize böyle haberler geliyor” açıklamaları da hatırlatıldı.
Hükümet ile PKK arasındaki olası herhangi bir temasa dair kendilerine bir sinyal gelip gelmediği sorusuna Demirtaş, “Hayır, bu konuda, hükümet veya Kandil'den bize ulaşan hiçbir şey yok. Başbakan kendisine PKK'den doğru silahları bırakmaya hazırız gibi mesajlar iletildiğini belirtiyor. Bu konuyla ilgili HDP'nin, bizim hiçbir bilgimiz yok” yanıtını verdi.
‘ÖCALAN’LA GÖRÜŞME DİYALOG ANLAMINA GELMEZ’
Demirtaş, İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan ile devlet yetkilileri arasındaki görüşmelerin diyalog anlamına gelmeyeceğini de belirtti.
“Abdullah Öcalan İmralı adasında özel tecrit altında tutulan bir siyasi mahkum ve kendisiyle devlet yetkililerinin görüşüyor olması bir siyasi görüşme, müzakere veya diyalog anlamına gelmez” diyen Demirtaş sözleri şöyle sürdürdü: “Sonuçta kendisi bakanlığa bağlı bir cezaevinde tutuluyor ve kapının anahtarı da Adalet Bakanlığı'nın elinde. İstediği zaman kapıyı açıp kendisiyle konuşabilirler ama bu, Kürt sorununda yeni bir diyalog ve müzakerenin sürdüğü anlamına gelmez. Ancak bunun alenileşmesi, görüşme trafiğinin siyasi heyetler ve üçüncü göz arabulucular huzurunda yapılması bir çözüm masasının yeniden kurulduğu anlamına gelir. Dolayısıyla bunların tamamı spekülatif olarak kalmaya mahkum ifadelerdir. Abdullah Öcalan'la şu halde, bir yıldan fazladır hiçbir şekilde hiç kimsenin teması yok ve devletin haliyle görüşüyor olmasının da dış dünya açısından hiçbir kıymeti harbiyesi yok.”
‘ALTAN TAN’IN SÖZLERİ KENDİSİ İÇİN YOL AYRIMA GELDİĞİNİ GÖSTERİR’
HDP Milletvekili Altan Tan’ın partiye yönelik eleştirilerine de yanıt veren Demirtaş, “Milletvekillerimiz kendi fikirlerini, düşüncelerini, eleştirilerini bugüne kadar çok cesurca her zaman ifade ettiler ama HDP'yi tümden yok sayan ve partinin varlık nedenini sorgulayan düşünceler o milletvekilimizin aslında bir yol ayrımına geldiğini gösterir” dedi.
‘BİZ LAİKLİĞİ SAVUNUYORUZ ALTAN TAN’IN BUNU BİLMEME İHTİMALİ YOK’
Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim Altan Bey'le bir yol ayrımımız söz konusu değil ama düşünce olarak ve sürece bakış açısıyla ilgili tabii ki farklı düşüncelerin olması da normaldir.
“Biz, demokratik bir işleyişe sahip, emek politikaları, ekonomik politikalar itibariyle sol politikaya sahip, inanç özgürlüğü, ibadet özgürlüğü ve inanmama özgürlüğü konusunda da özgürlükçü laikliği, sekülerizmi savunan bir partiyiz. Bunun bilinmiyor olması ihtimali yok.
“HDP'de Kürt muhafazakâr, Müslümanların da; Türk muhafazakâr, Müslümanların da hepsinin inançlarının büyük karşılığı vardır. Hepsi partimizde en güçlü şekilde temsil edilmektedir. Partimizde bir siyasi İslamcı temsiliyet söz konusu değildir ama inanç grupları itibariyle herkes temsil edilmektedir. HDP'deki Kürt Müslüman temsiliyeti diyorsanız onun en üst düzeydeki temsilcisi benim. Kürdüm ve Müslümanım. Partimde hiçbir inançla, mezheple, kimlikle ilgili hiçbir sorun, sıkıntı yok.”
Öte yandan Demirtaş, Tanın açıklamalarının partinin ilgili kurullarından ele alınacağını ancak bir disiplin soruşturması yapacak bir durum olmadığını söyledi.
TAK'A FAALİYETLERİNİ DURDURMA ÇAĞRISI
İstanbul Vezneciler'de bir saldırı gerçekleştiren TAK, saldırı sonrası yaptığı açıklamada sivil kayıplardan AK Parti’yi sorumlu tutmuş ve "Türk Halkı sessiz kalarak onayladığı bu savaşın mağduru olmaya mahkûmdur" ifadesini kullanmıştı.
Demirtaş, TAK’la ile ilgili sorulara verdiği yanıtta sivillere yönelik saldırıları ‘terör eylemi’ kapsamında değerlendirdiklerini belirtti: Bizim dışımızda TAK'a dönük, doğrudan TAK'ı sert bir şekilde eleştiren, uyaran veya bu tür eylemlere son vermesi çağrısı yapan başka hiçbir parti yok aslında. Bizim hiçbir şekilde bu tür, sivilleri doğrudan hedef alan terör eylemleriyle hiçbir alakamız olamaz. Hiçbir şekilde HDP'nin hoşgörüsü veya toleransı olamaz.”
“Biz bu isimle eylem yapan örgüte hep çağrı yaptık ve bu tür eylemleri yapmamalarını ve bundan sonra bu tür eylemleri yapacaklarına ve artıracaklarına dönük tehditleri de geri çekmeleri gerektiğini ifade ettik” diyen Demirtaş’a “Siz açık olarak, bu örgütün tamamen faaliyetlerini durdurması ve dağıtılmasını talep ediyor musunuz?” sorusu da yöneltildi.
Demirtaş bu soruya, “Elbette ki. Böyle bir örgütün kimseye faydası olduğunu hiçbir zaman düşünmedik, tam tersine zarar verdiği çok açık bir şekilde ortada.”
‘DEMOKRASİYİ SAVUNAN GÜÇLER TEMEL İLKEDE BİR ARAYA GELMELİYİZ’
Bazı meslek odaları, demokratik kitle örgütleri ve sol partilerden gelen HDP’nin içinde yer alacağı bir 'demokrasi cephesi' kurulması çağrılarını da yorumlayan Demirtaş, ‘demokrasiyi savunan muhalif güçlerin birliğine büyük ihtiyaç olduğunu’ kaydetti.
Demirtaş şunları söyledi: “Bizim Türkiye'de demokrasiyi savunan muhalif güçler olarak temel birkaç ilkede bir araya gelmemiz gerekiyor. Bir partide buluşmak gerekmiyor ama bir cephe olabilir, bir blok olabilir veya bir geçici ittifak olabilir. Fakat, Türkiye'nin şu kötü gidişatını durduracak ve barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından yana bütün kesimlerin birlikte hareket edebileceği bir sürece mutlaka ihtiyaç var.”
‘BİZİ POLİS ZORUYLA MAHKEMELERE ÇIKARMAK DURUMUNDA KALACAKLAR’
Öte yandan Demirtaş, haklarındaki davalarla ilgili savcılığa gitmeme tavrını sürdürdüklerini de belirtti ve olası zorla getirme kararlarıyla ilgili, "Savcı bu kararı alabilir tabi. Buna yetkisi var. Bu durumda bizi polis zoruyla savcılığa veya mahkemelere çıkarmak durumunda kalacaklar. Takdir onların tabii ki" dedi.
Kaynak: BBCTürkçe