'Güvensizlik üzerine inşa edilen bir kabinenin Türkiye’ye bir fayda getirmeyeceğini herkes anlar'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım'da yapılacak olan tekrar seçimde hiçkimse ile ittifak yapmayacaklarını açıkladı.
Kılıçdaroğlu, NTV televizyonunun canlı yayınında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları özetle şöyle:
Bakanlar Kurulu Başbakanın güvenmediği bir kabine. Tüm atamalar durdurulmuş. Bu “ben bakanlara güvenmiyorum” demek. Güvensizlik üzerine inşa edilen bir kabinenin Türkiye’ye bir fayda getirmeyeceğini herkes anlar.
'CHP sorumluluktan kaçıyor' iddiaları
Biz sorumluluktan kaçsaydık “gelin 4 yıl hükümet kuralım” demezdik. Bir bakan düşünün atama dahi yapamıyor. Bu kabinde olmak ne demektir.
Biz tekrar seçime neden gidiyoruz. Millete diyoruz ki “sen oy verdin ama biz bunu kabul etmiyoruz. Bizim dediğimiz olana kadar seçim olacak.” Biz baştan Sayın Davutoğlu ilk geldiği gün ne söylediysek en sonunda da onu söylerdik.
Biz partiyi kişisel çıkarı düşünmeden ülkeyi düşünen bir anlayışla yola çıktık. Çıkıp bir bakan biz 2 ayda şu sorunu çözeceğiz desin. Hangi sorunu çözecekler. Bir siyasi parti sorunları çözmek için hükümette yer alır. Sorunları çözmek için değil ertelemek için biz bir hükümette yer almayız.
İtiraz ettiğiniz isimler var mı seçim hükümetinde?
Bunu tartışmak doğru değil. Türkiye’de hukuk yok. Anayasa askıya alındı. Bu bakanlar kurulu etkisiz eleman konumunda. Koltukları usulen doldurulan bakanlar kurlu. Bazıları araba ve koltuk sevdasıyla gittiler. Bazılarıysa gerçekten inanarak gittiler. Ben bir hafta diyordum ama o kadar bile sürmedi neyle karşılaştıklarını görüyorlar.
Davutoğlu’nun “kabinede Türkiye’nin bütün renkler var” açıklaması
Hangi renk Allah aşkına hangi renklerden oluşuyor bu kabine. Bir sefer Sayın Davutoğlu kendi kabinesine güvenmiyor. Bir genelge çıkarıyorum buna bütün bakanlar uyacak dedin sen.
Genelge çıkarıyorsunuz, bürokratlara diyorsunuz ki başbakan benim. Senin bakanın talimat verse dahi bunu yapmayacaksın. Bu bakanlar bunu fark ettiler mi acaba? Hala koltuklarında oturuyorlar mı acaba? Bu gerçekleri bilmeleri lazım. Bugün uyanmaları lazım.
CHP kabinede olsaydı?
Biz zaten kabinede yer almazdık. Ben 27,5 yıl devlette çalıştım. Siz bakanlar kurulunu nasıl kilitlersiniz… O aklı Davutoğlu’na kim verdi? bu gerçekleri gördüğümüz için biliyoruz.
O aklı kim verdi?
Kendi bürokratları.
Tuğrul Türkeş…
Ben kişi bazında girmek istemiyoruz. Olay kişilerin tartışılacağı bir olay olmanın çok çok ötesinde. Diyorsunuz ki bu kabinede niye yer almadınız? Anayasal süreç işledi mi? Teammüller işledi mi? Bir partinin genel başkanı hükümet kuramadığını söyledi. İkinci partinin genel başkanına yetki verildi mi? Anayasayı açıkça çiğneyen, hukuku yok sayan anlayışın egemen olduğu kabinede siz nasıl görev alacaksınız? Nasıl milletvekili vereceksiniz? Ahlaka sığar mı bu? Ben görev vermem diyor, niçin? Efendim kaçak sarayın yolunu bilmeyene vermeyiz. Biz onun bulduğu şekilde yolumuzu bulmayız. Kaçak sarayın nerede olduğunu da çok iyi biliyorum. Onun endişesi vardı… Ya Kılıçdaroğlu hükümet kurarsa ne olacak? Bize görev vermekten çekindi.
Biz onun yaptığı gibi mağduriyet edebiyatı da yapmayacağız. Biz hakkımız olanı tarihe not düştük. Tarih bunların hepsini toplumun önüne koyacaktır.
Kendileri ne diyor? Biz muhafazakarız diyorlar değil mi? Muhafazakarlık teammüllere bağlılık demektir.
Görev verilseydi hükümeti kuracak mıydınız?
Evet.
Kiminle kuracaktınız?
O ayrı. Biz daha özel görüşme yapmadık.
İkna edebilir miydiniz? Bahçeli’yi nasıl edecektiniz?
Elbette. Bakınız, uzun süreli mi kısa süreli mi kuracağız? Kısa süreliyse hangi tarihe göre kurulacak. Bir koalisyon mu azınlık hükümet mi olacak? Başbakanı kim olacak? Kısa süreli hükümet seçimlere kadar, yani bir erken seçime kadar hangi takvimden anlayıştan yola çıkacak? Bunları düşünür, aklımızı egemen kılıp, kuracaktık niye kurmayalım.
Biz hiçbir zaman kişisel çıkarlarımızı düşünmedik. Bizim koalisyon kurma gücümüz vardı. Parlamentoda sadece bir siyasal parti bütün partilerle görüşebiliyor, o da CHP. Şu tabloyu sizin önünüze koyayım. Sayın bahçeli de Demirtaş da diyor ki. Koalisyonda mutlaka CHP olmalıdır. Niçin? Çünkü CHP’ye güveniyorlar. CHP’nin çaba harcayacağını çok iyi biliyorlar.
Bir kişi istemiyordu bunu. O kişi iradesiyle Adalet ve Kalkınma Partisi’ni baskı altına aldı. Açıkça kuramazsınız dedi. Şimdi tekrar seçime gidiyoruz. Soru şu, seçim yapmadık mı? Yaptık. Koalisyon kurulması gerekmiyor mu? Milli iradeye göre gerekiyor. Eğer siyasi partilerin liderleri koalisyon kuramamışlarsa, bu vatandaşın demesi lazım ki, benim irademi niye çiğnedin? Beni neden tekrar sandığa götürüyorsun arkadaş sen. Tek istisnası biziz. Biz elimizden gelen her türlü çabayı gösterdik.
Eğer bana görev verilseydi, MHP ile HDP’yi yanyana getirebilirdik mi diyorsunuz?
Ben öyle bir cümle kullanmadım. Bahçeli’yle konuşurdum. İkna etmeye çalışırdım. Kendilerinin seçim bildirgesindeki hedefler var, koyardık masaya. Hangilerini Mart’a Nisan’a kadar yapalım. Bunların hepsini yapabilirdik. 17-25 aralık dosyalarını masaya koyabilirdik. Biz açıkça, emekliye iki maaş ikramiye. Kesinlikle yapabilirdik. Asgari ücreti yapabilirdik. Bunların hepsini yapabilirdik.
Derse ki sayın bahçeli, efendim 17-25 aralığı da mutlaka çözelim. Hay hay, ama hukukun üstünlüğü çerçevesinde. Bunları anlattığımız zaman elbette Sayın Bahçeli’nin itiraz edecek bir şeyi olursa dinlerdik onu. Bizim koalisyon yada azınlık hükümeti kurma şansımız daha yüksekti. O şans verilmedi, bilinçli olarak verilmedi. anayasa çiğnendi, teammüller çiğnendi verilmedi.
İlerde bir hükümet kurma durumunuz söz konusu olursa, bu saraya gitmeyi gerektirmeyecek mi?
Bu soru bana seçimlerden önce de soruldu. Anayasal gerek olursa tabi ki giderim. Olağanüstü bir durum olursa elbette gidilir. Ta en baştan söylediğim bu.
1 Kasım’a geçelim. 7 Haziran yorgunu olan siyasi partiler 1 Kasım’a hazırlanacaklar. Siz nasıl bir noktadasınız?
Seçim bildirgemiz üzerinde çalışıyoruz. Değişik projeler üretmeye çalışıyoruz. O çerçevede biz de toplumun önüne çıkacağız.
Aday adaylığı için başvurular başladı. Değişiklik görecek miyiz?
Büyük ölçüde olmayacak. Çünkü zaten ön seçimle geldi bizim milletvekillerimizin büyük bir kısmı. Bunlar sadece yemin ettiler. Komisyonlar oluşturulmadı, parlamentoda düşüncesini açıklamak gibi bir ortam da oluşmadı. Bu arkadaşlarımız olağanüstü durum olmazsa listede yer alacaklar.
Kamuoyunda sürpriz olarak yer almayan isimler vardı. O isimleri listede görmemiz mümkün mü? Umut Oran, Karayalçın…
Dediğim gibi ön seçimle gelenlerin tamamı aşağı yukarı… Dar bir kontenjan var, malum nerelerde hangi arkadaşları kullandığımız. Dolayısıyla yine kendi aramızda parti merkez yönetiminde bunu konuşacağız. Listeler ondan sonra olgunlaşacak. İsim vermek için henüz çok erken.
Partinin başarılı olamadığı illerde değişikliğe gidebilir misiniz? Örneğin Tunceli.
Milletvekili çıkaramadığımız yerlerde olabilir.
Nasıl bir seçim kampanyası?
Onu şimdi söyleme şansımız yok. Biz halkın önüne çıkacağız tabi. Geçen seçimlerde kullandığımız dili kullanacağız. O sorunların nasıl çözülmesi gerektiğini ifade edeceğiz. Seçim süresince ayrım yapmamaya, yaşam tarzı, etnik kimlik üzerinden ayrım yapmamaya, toplumun temel sorunlarını çözmeye yönelik düşüncelerimizi aktarmaya devam edeceğiz.
Seçim sonuçlarına baktığımızda, geçen seçime göre bir puan düşüş vardı. Nasıl bir hamle CHP’yi daha yukarı taşır?
Yapacağız, güzel projelerimiz var. gideceğiz aktaracağız yine. Ayrıca seçimden sonraki tablonun da yurttaşlarımız tarafından sağ duyu ile değerlendirileceğine inanıyorum.
Türkiye’de ciddi bir yönetim boşluğu var. parlamentoda dört siyasal parti var. en büyük grubu olan adalet ve kalkınma partisi. 13 yılda Türkiye’yi nereye götürdü? Bugün Türkiye kan gölüne dönmüş durumda. İlk göreve geldiklerinde terör neredeyse sıfırlanmıştı. 13 yılda buraya getiren siyasal anlayışa oy verilir mi? Ekonomide, dış politikada nereye geldiğimiz ortada. Bana bir anne baba gösterin bu eğitim sisteminden memnunum desin. Çocuklarımızı kobay gibi kullandılar.
Bunu dediğimiz zaman, şu CHP imam hatipleri kapatacak… Ne ilgisi var? İmam hatibe de giden bizim çocuklarımız değil mi? Yahu imam hatibi kim kurdu? Biz kurduk. Kendi kurduğumuz okulu niye kapatalım?
Ayrıntılar geliyor...