CHP'li Özgür Özel, Davutoğlu’nun “teşkilatları görevden alma ve atama”yetkisini MKYK’ya iade etmek zorunda kalmasıyla berraklaşan AKP’deki kavgayı değerlendirdi.
Başbakan Davutoğlu’nun “teşkilatları görevden alma ve atama” yetkisini MKYK’ya iade etmek zorunda kalmasıyla berraklaşan AKP’deki kavgayı değerlendiren Özel, “AKP içindeki kavga büyüyecek” diyor
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, bir partinin diğer partinin içişleri ile ilgili değerlendirme yapmasının siyasetin doğasına aykırı olduğunu, ancak AKP’nin bu konuda her zaman pervasız davrandığını söyledi. Bu nedenle AKP içinde yaşananları yorumlamakta bir sakınca görmediğini belirten Özel, ‘’Kavga büyüyecek, çözülme, yarılma ihtimali AKP’nin kapısında’’ dedi. Özel, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘’teşkilatları görevden alma ve atama ‘’ yetkisini MKYK’ya iade etmek zorunda kalması ile görünür olan ‘’AKP içindeki kavga’’yı değerlendirdi.
Özel’in değerlendirmeleri şöyle:
“Aslında bir siyasi partinin başka bir siyasi partinin içişleri ile ilgili olmaması gerekir normalde. Ancak AKP öyle bir parti ki parti yöneticilerinin, milletvekillerinin yanı sıra İçişleri Bakanı diğer partilerin her meselesi ile ilgili, Adalet Bakanı’nın MHP’deki kurultay gelişmeleri ile ilgili Bakanlar Kurulu’nda bilgi verdiğini biliyoruz. İmralı tutanakları MİT’in CHP’yi köşeye sıkıştırmak için taktik geliştirdiğini ortaya koydu. Odalarımızdaki böceklerden, telefon hatlarımızdaki anomaliye kadar AKP ve hükümet her işimizin orta yerinde. Kendi evi camdan olan başka evin camına taş atmayacak. O nedenle AKP içinde yaşananlarla ilgili bize de söz söyleme hakkı doğuyor.
"KOL KIRILIP YEN İÇİNDE KALMIYOR"
AKP uzun süredir öyle bir halde ki parti var, hükümet var, bir de Saray var. Başbakan var, Saray’ın yedek Başbakanı var. Bakanlar var, Saray’da her bakanın, her bürokratın alternatifi var. MİT var, başka istihbarat kaynakları var. Büyük bir kargaşa, sürekli kendi sonunu üreten büyük bir denklem.
Artık kol kırılıp yen içinde kalmıyor, yaşananlar maskelenemiyor. Erdoğan’ın parti kuruluşundaki yol arkadaşları yaşanan çıkar çatışmaları ile başka başka noktalara savruldu, birbirlerine ağır eleştiriler yönelttikleri biliniyor.
"KURULLARIN OLUŞUMUNDA BİLE ÇATIŞIYORLAR"
Aralarındaki çekişmeyi Meclis’teki çalışmalarda da görüyoruz. İnsan Hakları Kurumu gibi ya da diğer yasalardaki kurulların oluşumunda yetkinin kimde olacağı konusunda gizli gizli çatışıyorlar. Yetkiyi Meclis’e tanımakla Cumhurbaşkanı’na tanıma konusunda destek sağlamak için bizimle bile kulis yapmaya çalışıyorlar.
Uzun süredir yaşanan kavga artık görünür oldu. Milletvekilleri de saf tutma konusunda ikilem yaşıyor. Başkanlık sisteminde parlamenterlerin etkisizleşeceği, kendilerine yeni yapıda yer olmayacağını görüyorlar. Ama gücün şu an Erdoğan’da olduğunu da biliyorlar.
Saray’ın bu son galibiyeti mağlubiyetin yolunu açabilir. Çünkü bu tartışma büyüyecek. Erdoğan’ın bir süre sonra hiç alışık olmadığı bir dirençle karşılaşma ihtimali var. 17-25 Aralık’ta yaşadıkları sarsıntıdan daha büyük bir sarsıntı yaşamaları, cemaatle çözülme gibi bir çözülmenin görülme olasılığı çok yüksek. Kavga büyüyecek, çözülme, yarılma ihtimali AKP’nin kapısında.
"ERDOĞAN HERKESTEN ŞÜPHELENİYOR"
Erdoğan bizim de bildiğimiz şeylerden daha fazla şey biliyor. Herkesten şüpheleniyor. Bir yandan da güç zehirlenmesi yaşıyor. Kendini doğaüstü güçlere sahip bir lider gibi görüyor, bu her diktatörün vardığı son nokta. Kişisel sağlığının ve psikolojik sağlığının da bunda büyük etkisi var.
Önce siyasi rakiplerini, sonra orduyu, devletin kurumlarını, sonra da cemaati darbeyle suçlayan Erdoğan şimdi de yakın çevresinden şüpheleniyor. Sürekli düşman arıyor, düşman yaratıyor. Dünya siyasi tarihi çok gördü bu örnekleri, otoriterleşen, gücü tek elde toplayan her liderin vardığı sona doğru süratle gidiyor.‘’