Avrupa ve Asya’nın ardından Türkiye’yi de etkisi altına alan grip salgını pek çok kişiyi yatağa düşürdü. Uzmanlar, yüksek ateş, halsizlik, inatçı öksürük, bulantı, ishal gibi belirtilerle kendisini gösteren hastalığa yakalananların vakit geçirmeden hekime başvurmasını öneriyor.

Özellikle kanser, şeker gibi hastalığı bulunanların çok daha dikkatli olmasını isteyen uzmanlar, “Geç başlanan ilaç tedavisinin bir etkisi olmayabilir.

Unutmayın grip tedavisinde antibiyotiklerin bir yeri yok. Gripten korunmak için bol sebze-meyve yiyin, bağışıklık sisteminizi koruyun, el hijyeni için dezenfektasyonlar kullanın, mümkün olduğu kadar bu zamanlarda kapalı alanlara girmeyin” uyarılarında bulunuyor.

ANTİBİYOTİK ETKİSİZ

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, çocuklar ve hamilelerin gribi daha ağır geçirdiğini, böyle bir durumla karşı karşıya kalanların vakit kaybetmeden doktora gitmeleri gerektiğini söyledi.

“Gripte antibiyotiğin etkisi olmaz. Meslektaşlarımızın yaptığı en önemli yanlış bu, antibiyotik yazıyorlar, antibiyotikler çok kullanılıyor. O zaman vakit kaybı oluyor, hasta yaşamını yitirebiliyor” diyen Ergönül, antiviral ilaçların erken dönemde kullanılmasının tedavide etkili olduğunu söyledi.

ÇİFTE GRİP

“Domuz gribi, normal gripten farklı değil” diyen Ergönül, “Görülen griplerin zaten hepsine domuz gribi diyemeyiz. Yüzde 20-30 kadarı H1N1 (domuz gribi), yüzde 40 gibi mevsimsel grip oranları var. Bunları ayırt etmek mümkün değil. Hastalar bu iki hastalığı peş peşe geçiriyor olabilirler. Birini geçirirler üzerine diğer gribi de geçirirlerse uzamış gibi olur” dedi. “Her domuz gribi öldürmez” diyen Ergönül, şöyle devam etti:

“Salgın döneminde hastaneye örneğin bin kişi yatırmışız, 40 kişi ölmüş. Demek ki yüzde 1-2 oranlarında öldürücü. Ama özellikle kronik hastalığı olanlar, yaşlılar, hamileler dikkatli olmalıdır. Eğer ağır grip geçiriliyorsa bir iki gün de olsa doktora gitmeliyiz.”

Prof. Dr. Önder Ergönül “Erken teşhis çok önemli. Erken teşhis olursa erken ilaç olan oseltamivir etken maddeli ilaç başlanmalı. Yoksa H1N1 denilen domuz gribi gerçekten öldürücü olabilir” dedi.

İLAÇLARI İLK 48 SAAT İÇİNDE KULLANIN

İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki Ulusal Influenza (Grip) Referans Laboratuvarı Koordinatörü ve Grip Platformu üyesi Prof. Dr. Selim Badur, gribin olağan seyrinde görüldüğünü, bu yıl görülen grip virüslerinin geçmiş yıllarda görülen grip virüslerinden farkının olmadığına dikkat çekti. Prof. Badur, şöyle devam etti: “Çok spekülasyonlar yapılıyor. 2009 yılında görülen H1N2 virüsü, 2011’de mevsimsel grip virüsüne dönüştü. Biz şu an mevsimsel gribin tamamen doğal seyrini görüyoruz.

Çok ağır geçmesi ve hastaların kaybedilmesi her yıl olan durumdur. Biz grip referans laboratuvarı olarak bize gelen olguların sayısındaki artışı, onlardaki klinik bulguları bin küsur örneği takip ediyoruz.

11 yıldan bu yana en ufak istisnai farklılık yok. Her yıl nasıl seyrediyorsa öyledir. Tedavisi konusunda antiviraller var, 48 saat içinde kullanılmalı bu ilaçlar. Bu ilaçları geç kullanınca etkisi yok.”

MART SONUNA KADAR AŞI OLUNABİLİR

Sağlık Bakanlığı, Türkiye’nin bilimsel verileri değerlendirildiğinde grip aşısının eylül-aralık ayları arasında uygulanmasını önerdiklerini; ancak grip mevsimi nisan ayı sonuna kadar devam edeceği için aşının mart ayının sonuna kadar yapılabileceğini bildirdi.

Türkiye’nin bilimsel verileri değerlendirildiğinde grip aşısının eylül-aralık ayları arasında yapılması önerildiği yazıda, influenza mevsiminin nisan ayının sonuna kadar devam etmesi nedeniyle bu aşının mart ayının sonuna kadar yapılabileceğine ve 6 ay koruyucu olduğuna dikkat çekildi.

Kaynak: Sibel Bahçetepe | Cumhuriyet