İşte o açıklamalar...


MİT’İN ORHAN OPERASYONU

Adıyamanlı fırıncı Ercan Gönder, Diyarbakır’da patlayan bombanın sanığı olarak cezaevinde bulunan Orhan Gönder’in amcasının oğlu. Orhan’ın IŞİD’e katılma sürecinin de yakın tanığı… Orhan sebebiyle IŞİD’in Adıyaman’daki çalışmalarını izlemiş, takip etmiş. Hemen her aşamada savcılık ve polisle görüşmelere gitmiş, ifade vermiş. Ercan Gönder’in bir de MİT’le görüşmesi var ki, bu büyük önem taşıyor.

MİT'LE NASIL VE NE ZAMAN İRTİBAT KURDUNUZ?

Bizim çocuğumuz daha IŞİD ortada yokken, daha namaz kılmak istediğini ilk söylediği sıralarda beni bir MİT görevlisi aradı buluştuk, görüşmeye başladık.

NE SÖYLEDİ, NEDEN GÖRÜŞMEK İSTEMİŞ?

Yaa, bu direk çıktı geldi. Kendini tanıttı. Ben emniyetten geliyorum, ismim Orhan… Onun da ismi Orhan… Artık kod adı mıdır, Orhan’a bu eylemi yaptıracakları için Orhan isimli biri mi görevlendirildi bilmem, bu işin adı Orhan operasyonu mudur yoksa bilmem…

KONUYA NASIL GİRDİ?

Geldi işte merhaba, nasılsınız iyimisiniz, sizin bu çocuklarınızın akıbetleri iyi değil, filan diye söze başladı. İşte ben Ankara’dan geliyorum, Biz bu işler için buraya geldik. Başbakanlıktan direkt görevlendirildik. Sizin çocuklarınızın isimleri geçiyor, nerelere gidiyorlar kimlerle görüşüyorlar? İsim var mı filan… Nasıl yardımcı olabiliriz biz size bakacağız filan. Tabii biz de dedik ki, devlet mensubudur, bu işe sahip çıkar yardımcı olur. Defalarca görüştük, Adıyaman’ın belli mekanlarında da buluşup oturduk. Orhan’la beni görüştürebilir misin dedi.

GÖRÜŞTÜRDÜNÜZ MÜ?

Tabi tabi, çocukları götürdük, görüştürdük kendisiyle… Orhan’ı da başka bazı arkadaşlarını da görüştürdüm, konuştular… Bir sürü adres bildirdik, çocukların görüştüğü isimleri bildirdik. Bizim amacımız çocuklarımız kurtarılsındı.

ONLARLA NE GÖRÜŞTÜ, NE KONUŞTU?

Nerelere gidiyorlar, kimlerle görüşüyorlar. Ne yapıyorlar filan ama ben hepsini bilmiyorum.

Konuşması nasıldı?

Hiç öyle görevli gibi değil, dostane bir şekilde hep konuştu…

Sadece bir kişiyle mi görüştünüz, başkaları da var mı?

Yok, bu tek kişi hep onunla görüştük.

Sonra

Meğer ki asıl örgütlenmeyi onlar yapıyormuş. Bu görüşmelerle de ailelerin nabzını alıyorlarmış.

NASIL ANLADINIZ?

Verdiğimiz hiçbir bilgiyi, isimleri, adresleri kullanmadılar. Onunla konuştuğumuz sırada, burada belediye önündeki parkta, IŞİD’e yardım standı da vardı. İslam çay ocağı açık, hiçbir şey yapmıyorlar. Konuşmalarımızda da giderek daha çok bizi, aileyi tanımaya çalıştığını anladım. Zaten MİT’in IŞİD’e yardım ettiği haberleri de çıkmaya başlamıştı…

ORHAN IŞİD'E KATILMAK İÇİN KAYBOLDUĞUNDA NE DEDİ?

O da kayboldu. Ben onu aradığımda telefon ikinci kez çalmazdı, hemen açardı. Orhan kaybolduktan, IŞİD’e gittikten sonra 24 saat boyunca yüzlerce kez aradım ulaşamadım. Bu süre sonunda da başka bir şahıs telefonu açtı. Benim sorduğum şahsın bu telefonda olmadığını söyledi. Ben de kızdım, bağırdım küfrettim. Ben dedim oraya gelir, ortalığı ayağa kaldırırım. O beni hemen arasın dedim. Ondan sonra tık telefon kapanıyor, konferans sistemiyle o devreye giriyor. Ben bunu konuşurken anlıyorum tabii. Konferans sistemiyle o adam bana geri döndü. ‘Yaa kusura bakma bir yanlışlık olmuş, başka arkadaştaydı telefon…’ E önceki aramalarım, ‘duştaydım duymadım, ordaydım, burdaydım’ filan, bir sürü bahane sıraladı, sonra da ‘ne oldu, niye aradın’ dedi… Dedim ki Orhan gitti, ‘yapma yaa’ dedi hemen sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş, şaşırmış gibi… Ben bir araştırayım, bakayım filan… Ama hiçbir şey de yapmadı.

BU GÖRÜŞMELERİ POLİSE, SAVCILIĞA SÖYLEDNİZ Mİ?

Biraz durumu anlamaya başlayınca, Adıyaman Emniyeti’ne bunu söyledim. Bu MİT’çinin telefon numarası bende var, geriye doğru telefonla yaptığım bütün görüşmelerin dinlenmesini istilyorum dedim. Patlamadan sonra Diyarbakır Emniyet Müdürüne de aynısını söyledim. Ortaya çıksın dedim. Bu konuyla hiç ilgilenmediler. İfademe bile koymadılar. Ama daha yargı yolu var.

Kaynak: Mehmet Güç | www.bidebunuizle.com