Niğde’nin Ulukışla ilçesinde 1 polis ile 1 astsubayı ve kaçırdıkları kamyon şoförünü öldüren IŞİD üyesi Alman vatandaşı Benjamin Xu, İsviçre vatandaşı Çendrim Ramadani ile Makedonyalı Muhammed Zakiri’nin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu 11 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü. Niğde Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya elektirik kesintileri damgasını vurdu.

Kesintiler nedeniyle Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS)bağlantısı sık sık kesildi. IŞİD militanlarının yine ifade vermediği duruşma, 7 ekim 2015 tarihine ertelendi. Avukat Tugay Bek, dosyanın MİT, AKP ve IŞİD arasındaki bağı ortaya koyan güçlü kanıtlar içerdiğini bu nedenle yargılamanın ilerletilmediğini söyledi.  

‘KEDİDİR KEDİ’ TEPKİSİ

Bütün sanıklar duruşmaya SEGBİS yoluyla katıldı. Tutuklu bulundukları Ankara F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS  yöntemiyle duruşmaya katılan IŞİD militanları  Xu, Ramadani ve Zakiri sorulan hiçbir soruya yanıt vermedi. Duruşmada elektirik kesintileri nedeniyle sanıklarla bağlantılar sık sık koptu. Bağlantıların kopmasına Ankara’da yaşanan elektrik kesintilerinin neden olduğunun açıklanması üzerine, salonda “Kedidir kedi” tepki tepkileri oluştu. Duruşmada IŞİD militanlarını taşıyan ticari taksinin şoförü olan sanık Kamil Özban savunma verdi.

Sanıkların üzerinde silah bulunduğunu bilmediğini söyleyen Özban, mahkeme başkanının “Bu kişilerin durumlarından hiç şüphelenmedin mi?”  sorusuna “O günlerde bu tipte pek çok insan geziyordu Hatay’da” diye yanıt verdi. Sanık beyanlarının ardından avukatlar dosyanın firai sanığı Heysem Topalca’nın MİT ya da jandarma istihbaratından çalışıp çalışmadığının sorulmasını istedi. Ancak mahkeme bu talebi dosyanın incelenmesi sonrası değerlendirileceğini söyleyerek reddetti. Duruşma 7 Ekim 2015 tarihine ertelendi. 

BAĞLANTILARDAN MI KORKULUYOR?

Davaya ilişkin gazetemize konuşan dosya avukatlarından Tugay Bek, duruşmanın gayri ciddi bir şekilde yürütüldüğünü, SEGBİS bağlantısının kopmasının ve mahkeme heyetinin dosyaya hakim olmamasının bunun kanıtı olduğunu söyledi. Dosyada, MİT, AKP ve IŞİD arasındaki bağa dair önemli kanıtlar olduğuna dikkat çeken Bek, AKP’nin bu davadan korktuğunu bu yüzden yargının sürümcemede bıraktığını dile getirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun durdurulan MİT TIR’larının Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenlerine gönderildiği yönündeki açıklamalarını hatırlatan Bek, davanın firari sanığı Heysem Topalca’nın Bayırbucak Türkmenlerinin silahlı grubunun başındaki adam olduğunu ve bu kişinin doğrudan MİT’e çalıştığını söyledi. Bek, duruşmanın 4 ay sonraya atılmasının da yargının niyetini ortaya koyduğuna dikkat çekti. 

İKİNCİ DURUŞMA SEÇİM SONRASINA ERTELENMİŞTİ

Davanın mart ayında görülen ilk duruşmasında  daha önce, Musul’da rehin alınan Türk konsolosların  serbest bırakılmasına karşılık takas edildikleri iddiasıyla gündeme gelen sanıklardan Benjamin Xu, Çendrim Ramadani ile Muhammed Bakiri yine telekonferans sistemiyle duruşmaya başlanmış ancak görüntülerin net olmaması salondaki polislerin bile “Kim bunlar” diye sormasına neden olmuştu. Sanıklardan Fuad Mövsümöv'ün görüntüsünün ekranda net olmasına karşın IŞİD üyelerinin görüntülerinin flu olması mağdur avukatlarının tepkisine neden olmuştu. 

Beyanların ardından mahkeme heyeti, duruşmayı 17 Haziran tarihine ertelemişti. Duruşmanın seçimlerden sonraya ertelenmesi, dosyanın başka bir ile nakledilmesi talebinde bulunan  Niğde Emniyet Müdürlüğünün “Bu dava seçim propagandasına malzeme yapılabilir” ifadelerini akıllara getirmişti. Emniyet, “Sanıkların halk arasında takas yolu ile IŞİD terör örgütüne teslim edildiği/edileceği yönünde dedikodular yapıldığı ve bunun da halkın davaya olan ilgisini arttırdığı, 2015 yılı haziran ayında yapılacak genel seçim döneminde bu davanın çeşitli legal ve illegal gruplar tarafından propaganda malzemesi yapılabileceği ve halkı provoke edebilecekleri sebebiyle...” diyerek davanın naklini istemişti.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU HAPİS İSTENİYOR

Sanıklar hakkında 'Anayasayı ihlal, 6136 sayılı yasaya muhalefet, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, yakalanmamak amacıyla kasten öldürme, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurmak, nitelikli yağma ve kasten yaralama' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteni

Kaynak: Evrensel / Eda Yıldırım