Türkiye'nin en büyük problemlerinden işsizlik büyümeye devam ediyor.
İşsiz sayısı geçen yıl 39 bin artarak 3 milyon 103 bine çıkarken, iş bulma umudu olmadığı için işsiz sayılmayanlardaki artış dikkat çekiyor. TÜİK'in son verilerine göre geçen yıl ‘iş bulma ümidi olmayanların' sayısı 121 bin artarak 714 bine yükseldi.
Türkiye'de işsiz sayısı, geçen yıla göre 39 bin kişi artarak 3 milyon 103 bin kişi oldu. Ancak gerçek işsizlik bunun çok üzerinde. Çünkü TÜİK, son bir ayda iş aramayanları işsiz saymıyor. Örneğin en son 35 gün önce iş arayan ve halen işsiz olan bir kişi, devlete göre işsiz değil. Bu kişileri “iş aramayıp, çalışmaya hazır olanlar” kategorisinde kabul ediyor. Bu kategorinin alt başlığında ise “iş bulma ümidi olmayanlar” yer alıyor. TÜİK'in verilerine detaylı bakıldığında devletin resmî verilerine yansıyan işsizliğin açıklanandan çok daha büyük olduğu görülüyor. 3 milyon 103 bin işsizin yanı sıra 2 milyon 286 bin kişi de “iş olsa çalışmaya hazır” olduklarını ifade ediyor. 714 bin kişi ise iş bulma ümidi olmadığı için iş aramıyor. Böylece devletin ‘işsiz saydığı işsizlerle', ‘işsiz saymadığı işsizler' toplandığında karşımıza toplam 5 milyon 389 bin kişilik işsizler ordusu çıkıyor. ‘Gerçek işsizler' olarak ifade edilen bu kitle içinde iş bulma ümidini kaybedenlerin artması, uzmanlar tarafından alarm zili olarak kabul ediliyor. İş bulma ümidinin kaybolması, bu kişilerin uzun yıllar işsiz kalmasına yol açıyor.
DÜŞÜK KATILIM, İŞSİZLİĞİ DÜŞÜK GÖSTERİYOR
Kişilerin iş gücüne dahil olmama nedenlerine bakıldığında da en önemli kitleyi ev kadınları oluşturuyor. 11 milyon 468 bin kişi ev işleriyle meşgul olduğu için işgücüne dahil değil. Eğitim öğretim nedeniyle 4,1, emeklilik nedeniyle yine 4,1 milyon kişi işgücüne dahil değil. Türkiye'de işgücüne katılımın düşük olması işsizliğin düşük gözükmesini sağlayan önemli nedenlerden biri. AB ülkelerinde yüzde 70'lerde olan işgücüne katılım, Türkiye'de yüzde 52 düzeyinde. İşsizlerin iş arama sürelerine bakıldığında da önemli bir kitlede işsizliğin kronik sorun haline geldiği görülüyor. 62 bin kişi 3 yıldan fazla süredir işsiz. 2 yıldan fazla işsiz olanların sayısı 143 bin, bir yıldan fazla süredir işsiz olanların sayısı ise 468 bin kişi. Diğer işsizlerin iş arama süreleri de bir ay ile 11 ay arasında değişiyor. İşsizlik süresi 3 ile 5 ay arasında olan 703 bin kişilik bir kitle bulunuyor. TÜİK'in iş arama sürelerine ilişkin verileri, yüz binlerce kişinin yıllarca iş aradığını ortaya koyuyor. Bu tablo işsizliğin geçici bir sorun olmaktan çıkıp kalıcı hale geldiğini gösteriyor. Umudunu kaybettikleri için iş aramayanların yanı sıra son iş arayanlar bile yıllarca iş bulamıyor. Uzun süren işsizlik, pek çok sosyal ve psikolojik sorunlara yol açıyor.
9.4 MİLYON KİŞİ SİGORTASIZ
İşsizler ordusuna her gün yenileri eklenirken çalışanların üçte birine denk gelen 9 milyon 439 bin kişi de kayıt dışı olarak sigortasız ve düşük ücretle çalıştırılıyor. Kayıt dışılık ve düşük ücret özellikle kadınları etkiliyor. Kadınlar arasında sigortasız çalıştırılma oranı yüzde 43,9. Yani yaklaşık olarak 2 kadından biri sigortasız çalıştırılıyor.
GERÇEK İŞSİZLİK NASIL HESAPLANIYOR?
Devlet, bir kişiyi işsiz kabul etmek için çalışmıyor olmasını ve işsiz olmasını yeterli görmüyor. İşsiz olmasının yanında iş arıyor olması da gerekiyor. Bunun da süresi var. Son bir ay içinde iş araması şart. Yani son bir ayda iş aramayanlar, işsiz olsa da ‘işsiz' sayılmıyor. Bu kitle ‘iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar' başlığı altında toplanıyor. TÜİK'in ‘işgücüne dahil olmayan nüfus' verilerinde görünüyorlar. Kurumun açıkladığı verilere dikkatli bakıldığında işsizlerin sayısı ile “iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar” ayrı ayrı görülüyor. Bu iki grubun toplamı, gerçek işsizlik rakamını veriyor.
Kaynak: İsa Yazar / zaman.com.tr