‘Deniz’in dalgası vurdukça, RTE yükseliyor !

17 Şubat 2016 - 01:06
Bir efsane dolaşıyor.
Deniz Baykal Devlet Adamıymış.

Sanırsınız Dede Korkut…

Yok efendim zamanında Menderes’in
yakasına yapışmış, Yok efendim,
Ülkeyi batmaktan kurtarmış.

Ne Baykal’mış be.
                 
***
Yıl 1999…

Deniz Baykal Liderliğinde CHP
baraj altında kaldığı yıllar…

Baykal partisini tekrar
baraj üstüne çekmek için
uğraşıyor…


Kendisini kameraman arkadaşımla 
takip ediyorum. Sabah başlayan takip
zannedersem Robert Kolejinde bitiyor.

Gerçekten yoğun bir gündü.

Sayın Baykal konuşma yapıyor.
Saat gece yarısını geçmiş ya da geçecek.
Beyefendi’nin konuşması bitiyor.
Kendisinden röportaj alıp,
bir de canlı yayına davet etmek için
hamle yapıyoruz.

“Sayın Baykal yoğun
bir gün geçirdiniz………”


O zaman ülke gündemi
neyse onu soracağız.

Ne dese beğenirsiniz;
“Bu saatten sonra
basınla işim olmaz.”


“Nasıl yani” dedim.

Ben sabahtan beri takip edeceğim,
bizden başka gazeteci olmayacak,
Baraj altında kalan partisini
anlatması için fırsat doğacak, (o zamanlar
medya bugünkü gibi değil)

ettiği lafa bakın.

Küçük bir tartışma yaşadık.

O zaman il Başkanı Ethem
Cankurtaran Beydi.


Araya girdi. Özür diledi.

Biz de o kadar takibin ardından
avucumuzu yalayıp geri döndük.

Devlet Adamı Baykal işte.
                
***
Yine o Devlet Adamı sağ olsun
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın
yolunu açtı.

Zülfü Livaneli diyor
ben demiyorum.


Deniz Bey lütfen hatırlayın: 19 Aralık
2002 tarihinde karlı bir Ankara gününün
akşamında Mehmet Sevigen’in evindeydik.
Ben Cumhurbaşkanı ile görüşmeden
geliyordum. Abdullah Gül başbakandı,
Tayyip Erdoğan’ın ise Meclis’e girme
umudu kalmamıştı.

Cumhurbaşkanı Sezer bir gün önce,
Tayyip Erdoğan’ın “milletvekili olmadan
başbakan olma” önerisini reddetmişti.
Türkiye’nin kaderi o akşam o evde değişti,
çünkü siz “Tayyip Erdoğan başbakan olacak!”
diye tutturdunuz.

Sizi “Çok tehlikeli bir oyun bu!” diye uyaran
parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız,
“Hayır!” dediniz “İki ay dayanamaz.
Göreceksiniz iki ay dayanamaz.” 

Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim:
“Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün
tarikatların birleşerek Erbakan’ın yerine
seçtiği siyasetçi; arkasında Amerika,
Avrupa desteği de var. Program Türkiye’yi
ılımlı İslam cumhuriyeti yapma programı.
Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek;
tam tersine, bu odada bulunan herkesin
siyasi hayatını bitirecek.” 

İki ay dayanamaz iddianızı,
“Görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz,
ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar.”
tezine oturttunuz.

Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz
iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve
seçim sonuçlarına sevinmiştiniz.
Çünkü size ana muhalefet partisi lideri
olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek
yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da
sürdürdünüz.

O zaman ben sizin Tayyip Erdoğan’la
seçim öncesinde Beylerbeyi’nde gizlice
buluştuğunuzu ve bir anlaşma yaptığınızı
bilmiyordum. 

Bu gecenin tanıkları var: Önder Sav,
Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Bülent Tanla,
Yaşar Nuri Öztürk.

Belki bazıları sizden korkar ve
tanıklık etmez ama bir kısmı da bu sözlerin
doğru olduğunu açıklar. Yani tanıklar var.
Ötekiler de söylemese bile içten içe bunun
doğru olduğunu bilir. Siz de bilirsiniz.

Tartışmanın sonunda dediniz ki:
“Bu gece birbirimizin fotoğrafını çektik.
İki ay sonra çıkarıp bakalım. Ama rotuş
yapmadan. Hangimiz haklı çıkmışız?”
 

Daha fazlası var tabii…

Google amcaya Baykal-Erdoğan
gizli görüşmesi sorulduğunda rahatlıkla
görülebilir. 
                 ***
İşte bu Devlet Adamı 7 Haziran 2015
Genel Seçimlerinde sıradan bir milletvekili
olarak koca Cumhurbaşkanı ile görüştü.


Sonrasını hepimiz biliyoruz.
                 ***
Yine bu Devlet Adamı
ortalık yangın yeriyken,
kendi partisini eleştiriyor.

Sayın Cumhurbaşkanı’na
naçizane bir tavsiye;

Verin talimatı Deniz Baykal AKP’ye
geçsin.

Kimin ne zaman öleceği belli olmaz.
En azından Baykal ölmeden parti
değiştirsin.


Hem var ya tarihe öyle bir yazılır ki…

Son söz;
Yahu Mübarek İnsan.
Ülkeye yıllarca bir şekilde iyisiyle
kötüsüyle hizmet etmişsiniz,
hala neden oralardasınız?
Gidin denizde yüzün.
Allah için iyi yüzüyorsunuz.
Torunlarınızla, müstakbel eşinizle
vakit geçirin.


Neden gereksiz yere gündem
değiştiriyorsunuz?

Tabii ya, şimdi aklıma geldi.

Baykal’ın bu çıkışı RTE’yi
Başkan yapmak için olabilir mi?


Deniz’in dalgası vurdukça,
RTE yükseliyor…

Haydi Sayın Baykal,
Başbakan yaptın,
Cumhurbaşkanı yaptın,
şimdi de başkan yap…


Eğer sadece Suriye,
PYD vs işlere girseydi anlardık.

O konuda haklı evet.

Kendi yönetimini, kendi partisini
eleştirmesi de oluyor?

    :

    :

    :

    :

    "‘Deniz’in dalgası vurdukça, RTE yükseliyor !" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete