Türkiye’nin dış borcu 2014 sonu itibariyle 402,4 milyar dolar olarak açıklandı.

Elimizde sadece devlet kaynaklarından edinebildiğimiz bu rakam var, doğru varsaymak durumundayız.

Erdoğan’ın başrolünü oynadığı "faiz düşür" tartışmalarıyla uçuşa geçen doların faturası da dış borç üzerinden yine vatandaşa kesildi-kesilmeye devam ediyor. Türkiye'nin 2014 sonundaki 937 milyar liralık dış borcuna kur farkıyla 164,972 milyar lira daha eklendi. (Bu yazıyı yazarken bile rakamı 3 kere güncellemem gerekti)

2,73 TL olan dolar kuru ile Türkiye’nin dış borcu da 1.098.552.000.000,00 TL rakamını görmüş oldu. Bir bakışta okumakta zorlanacağınız bu dış borç rakamı 1 Trilyon 98 Milyar 552 Milyon lira. Eski, bol sıfırlı rakamlarla karıştırmayın. Sıfırlarından kurtulmuş Yeni TL öncesi için bu dış borç rakamına 6 sıfır daha ilave ederek okumaya çalışmanız gerekecek. Benim sayılarla aram hiç o kadar iyi olmadı…

KUR FARKIYLA OLUŞAN BORCU BİLE 10 YILDA ÖDEYEMİYORUZ

Sadece kur farkıyla gerçekleşen artışın boyutunun kolay kavranması için rakamsal bir bilgi paylaşayım. Türkiye 2014 yılında dış borcu için sadece 11 milyar 933,58 milyon lira ödeyebildi. Bu rakam yalnızca yakın dönemdeki kur farkıyla oluşan borç artışının onda birine bile karşılık gelmiyor.

Kötü giden ekonomiye Saray’ın da müdahalesi ile kontrolden çıkan döviz artışının oluşturduğu dış borç için bile Türkiye’nin en az 10 yıllık bir ödeme planı yapması gerekecek gibi görünüyor. Bu süre zarfında brüt borcun da yerinde saymayacağını göz ardı etmemek gerekli.

PEKİ, VATANDAŞA NASIL YANSIYOR

Başlıktaki soruya dönecek olursak; dış borç, iktidarın sırtında taşıdığı kocaman bir kambur. Tabii takım tutar gibi parti tutanlar “bana ne, sana ne” diyebilir. “Bize ne” diyemiyoruz zira o iktidar bizim sırtımızdan inmiyor. ‘Patates 6 lira’ şokunu atlattıysanız bu yükün sırtımıza nasıl bindiğini çok basitçe örneklendirelim.
 
Türkiye’de benzin fiyatının bu kadar yüksek olmasının sebebi idarecilerimizin geri zekâlı olması falan değil. Elbette devlet büyüklerimiz benzini bu fiyatlardan almıyor. Benzin fiyatları üzerine korkunç vergiler binince bu hale geliyor. Hem bizim idarecilerimiz sandığınızdan daha akıllılar. Çünkü dünyada bu rakamlarla benzin satışı yapabilen başka bir hükümet yok. Yani burada alınganlık göstermesi gereken biz vatandaşlar oluyoruz.

İKTİDAR, ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI EDİYOR

Bu acı tabloya bakınca, malum siyasilerin meydanlarda bıkmadan geçmişe atıflarını anlamak kolaylaşıyor. Ekmek, tüp, şeker ve yağ kuyrukları devamlı hatırlatılarak bu tabloların görülmesi engelleniyor. Diğer bir yaygın ifadeyle; vatandaş, ölüm gösterilerek sıtmaya razı ediliyor.

Önümüzde seçimler var. Seçmenin en güçlü olduğu an. Siyasilerin gözümüzün içine baktığı an. Bu anı iyi değerlendirmeliyiz. Ancak bu tabloya rağmen “aman, bana ne” diyebilen bir seçmenseniz, sizin için sözün bittiği yerdeyiz…

*Uluslararası Para Fonu (IMF), 2014 verileri.