Suriye'de tüm yollar Esad'a mı çıkıyor?

İki yıl önce Batılı istihbarat birimlerinin kısa sürede devrileceğini öngördüğü Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad hala iktidarda. Hatta artık Suriye krizi için aranan siyasi çözümlerin bir parçası olabileceği konuşuluyor.
Yaklaşık dört buçuk yıldır devam eden ve 250 bini aşkın kişinin ölümüne, 12 milyona yakın kişinin de evlerini terk etmesine yol açan Suriye savaşına çözüm bulmak için son haftalarda yeniden yoğun bir diplomasi trafiği başlatıldı. ABD, Avrupa Birliği, Rusya ve İran'ın yanı sıra Türkiye de yürütülen temasların bir parçası halinde. Tüm bu temasların odak noktasında ise Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Esad iktidarının geleceği var.

Artık başta Rusya ve ABD olmak üzere ülkeler arasında konuşulan konu, Esad'ın Suriye krizinin çözümünde nasıl bir rol üstleneceği konusu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geçenlerde Esad'ın Suriye müzakerelerinin başlangıcında gitmesinin zorunlu olmadığını söyledi.

İngiltere Başbakanı David Cameron'dan da benzer açıklamalar geldi. Almanya Şansölyesi Angela Merkel ise bu görüşü bir adım daha ileriye taşıyarak, Esad'ın IŞİD'e karşı mücadelede 'bir aktör' olabileceğini ifade etti.

İKİ AYAKLI VE UZUN SOLUKLU SÜREÇ

Peki 2012'de ABD Başkanı Barack Obama'nın devirmek için askeri operasyonu dahi düşündüğü Esad tekrar müzakere masasına davet edilme yolunda mı? 2014'te IŞİD tehdidinin Suriye'den Irak'a hızla yayılması sonucu Washington'un öncelikli gündemi, artan radikal İslam tehdidini durdurmak haline geldi. Ancak ABD bu krizin Esad müdahil olmadan çözümlenmesi gerektiğini savunuyordu.

Obama bu doğrultuda Eylül 2014'te "Zayıflat ve yok et" stratejisini açıklarken, IŞİD'e karşı mücadeleyi iki ayaklı ve uzun soluklu bir süreç olarak tanımladı:

Oluşturulacak uluslararası koalisyonun IŞİD hedeflerine düzenleyeceği hava saldırıları, bölgedeki 'ılımlı muhaliflerin' eğitilip donatılarak IŞİD'e karşı savaşmasını sağlamak.

EĞİT-DONAT FİYASKOSU

Ancak her iki girişimden de istenen sonuç alınamadı. Hava operasyonları ABD bütçesine günde neredeyse 10 milyon dolarlık yük getiriyor. 8 Ağustos'ta birinci yılını tamamlayan koalisyonun hava saldırılarının 12 aylık maliyeti ABD tarafından 3,5 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Bu harcamaya rağmen IŞİD ilerleyişini sürdürdü: Irak'ta stratejik Ramadi kentini, Suriye'de ise Palmira antik kentini ele geçirdi.

Eğit-donat projesi ise ABD açısından daha büyük bir başarısızlık örneği olarak görülüyor. 5 bin kadar 'ılımlı muhalif'in IŞİD'e karşı savaşmak üzere eğitilmesi için 500 milyon dolar ayrılmıştı. Ancak Eylül ayı içerisinde ABD Kongresi'ne konuşan ABD Merkez Kuvvet Komutanlığı CENTCOM'un başındaki General Lloyd Austin, Suriye'de sadece 4-5 eğit-donat personeli kaldığını söyledi. Suriye'ye ilk gönderilen 54 kişilik grup Nusra Cephesi tarafından kaçırılmış, bu ay içerisinde giden ikinci grup ise ABD'den aldığı silahları yine Nusra Cephesi'ne teslim etmişti.

MÜLTECİ KRİZİ ACİLİYET KATTI

Avrupa Birliği'nin de desteklediği Washington'un Suriye politikası açmaza girerken, şiddetin devam etmesi sonucu Suriyelilerin ülkeyi terk etmesiyle Avrupa yeni bir krizle burun buruna geldi: Göçmen krizi. Binlerce Suriyelinin iltica başvurusu yapabilmek için Avrupa'ya akın etmesi, Suriye krizinin çözümüne de yeni bir aciliyet katmış oldu.

Brüksel merkezli Avrupa Siyasi Araştırmalar Merkezi (CEPS) düşünce kuruluşundan Steven Blockmans 31 Ağustos tarihli Suriye notunda, "IŞİD'i öncelikli tehdit olarak gören Batı, eğer Suriye ordusu IŞİD'le ciddi bir mücadeleye girmezse cihatçıların uzun süre bölgeye hakim olacakları kanısına vardı" diyor ve bu nedenle Esad ile birlikte çalışma fikrinin Suriye müzakerelerinde tekrar masaya geldiğini ifade ediyor.

Kaynak: BBCTürkçe

    :

    :

    :

    :

    "Suriye'de tüm yollar Esad'a mı çıkıyor?" hakkında Tweetler

    DİĞER DÜNYA HABERLERİ

    KARŞI VİDEO
    https://twitter.com/KarsiGazete