20’den fazla kitabı bulunan Öcalan, 2010’a kadar olan notlarını kapsayan kitabın bir bölümünde özel yaşamına da yer verdi. Kitabın “sonuç” bölümünde yer alan “İmralı Adası’nda Cezaevi Yaşamına Dair” başlığı altında Öcalan, şunları kaydetti:

"YERİNDE OTUR SENDE CIVA MI VAR"

Daha çocukluk dönemimde köyün güngörmüşlerinden olan ve bilge sayılan biri, hal ve hareketlerimi gözlemlerken halen hatırımda olan şöyle bir cümle sarf etmişti: “Lo li ciye xwe rûne, ma di te de ciwa heye?” Türkçe’si ile “Yerinde otur; sende cıva mı var?” Bilindiği gibi cıva çok akışkan bir elementtir. Ben de işte öyle hareketli birisiydim. Mitolojik tanrılar düşünselerdi, İmralı kayalarına bağlamak kadar ağır bir cezayı herhalde akıl edemezlerdi.

"TAM TERSİYDİM"

Daha dışarıdayken kendimi hem yalnızlaştırmış, hem de yalnızlığa karşı hazırlamıştım. Çok önemli bir bağımlılık ilişkisi olan aile, yakın akraba, hatta yakın arkadaş ve yoldaş ilişkisini soyutlaştıracak deneyimlerim olmuştu. Kadınla ilişki önemli olmakla birlikte o da soyutlaştırdığım bir ilişki alanıydı. Nâzım Hikmet’in tam tersiydim.

"DOĞMAYACAK ÇOCUK..."

Çocuk edinmemeye ahdım vardı. Daha lisedeyken edebiyat hocasından 10 puan alan kompozisyon yazımın başlığı şöyleydi: “Sen benim için hiç doğmayacak çocuksun!” Sanırım bu yazıyla, zorlu geçen çocukluk yaşamlarını konu edinmek istemiştim. Fakat tüm bu deneyimler İmralı’daki dayanma gücümü izah etmeye yetmez.