Bakanlıktan olay yeri skandalı

Bakanlık, Vahabi’nin yaralandığı Talimhane’deki olaylar yerine, İstiklal Caddesin’de yaşanan olayları göstererek kendisini savundu.
İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) mezun olan İranlı Seperh Vahabi, Taksim'deki Gezi Direnişi'nde 31 Mayıs günü polisin yakın mesafeden attığı plastik merminin isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybetti.

Vahabi'nin polislerden şikâyetçi olduğu soruşturmada henüz bir ilerleme kaydedilmezken, İçişleri Bakanlığı’na açmış olduğu tazminat davasında ise Bakanlık olay yerini karıştırarak bir skandala imza attı.

Bakanlık, Vahabi’nin yaralandığı Talimhane’deki olaylar yerine, kilometrelerce uzaklıktaki İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Starbucks Kafe’de yaşanan olayları göstererek kendisini savundu.

ZOR KULLANILMIŞ

Savunmasında, güvenlik güçlerince gösterici grupların dağılması için ikaz anonslarının yapıldığını iddia eden Bakanlık, “Kolluk kuvvetlerine taş, sopa vb. cisimlerle saldıran gruba sesleniyorum.

Lütfen eylemlerinize son vererek dağılın, aksi halde yasa gereği hakkınızda yasal işlem yapılacaktır” şeklinde peş peşe gerekli uyarı ve ikaz anonsları yapıldığını iddia etti.

Son olarak saat 16.00 sıralarında Beyoğlu İlçesi Starbucks adlı işletmenin önünde defalarca anons yapıldığını ifade eden Bakanlık, daha sonra kademeli olarak zor kullanıldığını öne sürdü.

Bakanlığın savunmasına mahkemeye sunduğu bir dilekçede müvekkilinin gözünü kaybettiği yer ile Starbucks Kafe’nin olduğu yerin alakası olmadığını gösteren haritayı sunarak cevap veren Vahabi’nin avukatı Özgür Deniz Özsatıcı "Olayın olduğu yer ile Bakanlığ'ın belirttiği ve ikaz yapıldığını iddia ettiği yer arasında oldukça uzak bir mesafe var. “İdarenin basmakalıp cevabında, bu durumun bile irdelenmeyerek bize göre fahiş hata yapılmıştır” dedi.

HARİTA İDDİADAN İBARET

Bakanlık ise yanıt üzerine mahkemeye sunduğu ikinci savunmasında Av. Özsatıcı’nın haritalı yanıtına "harita ile davacının bulunduğu yer gösterme çabası iddiadan öteye geçmiyor” diyerek, toplumsal olayların bir yerde konuşlanan eylemler olmadığını” ifade etti.

Müvekkilinin hedef gözetilerek, uyarı yapılmadan kolluk tarafından ateş edildiğini belirten Av. Özsatıcı, bakanlığa “Zaten kolluk genellikle yurt çapında ve hemen hemen her müdahalesinden önce protestoculara ‘lütfen’ şeklinde hitap etmez, çünkü bellerinde ‘yasal’ tabancıları, mermileri, göz yaşartıcı gazları ve copları ile insanlara saldırmayı ilk tercih olarak görür” yanıtını verdi.

***

BAKANLIĞA GÖRE; SAVUNMA KİŞİSEL

Bakanlık ayrıca ikinci bir skandala da imza atarak, Vahabi’yi tedbirsizlikle suçladı, “…her makul insanın alacağı tedbirleri almadan, olayların merkezine doğru gittiği açıktır” diyerek davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu öne sürdü.

Dilekçesinde Gezi Direnişi’nde yaşamlarını yitirenleri ve polis şiddeti sonucu yaralananları hatırlatan Av. Özsatıcı, “Tüm bu olaylar sırasında ve sonrasında mümkün olduğu kadar kolluğun zulmüne karşı direnen haklı protestocuların yanında olmaya gayret eden bir Avukat olarak...” ifadesine de yer verdi.

Bakanlık, bu ifadeyi “kişiselleştirilmiş” olarak değerlendirerek, Av. Özsatıcı’nın bu ifadesiyle, “Dava konusu olaya ilişkin savunmalarını kişiselleştirmiş ve savunma yapmaktan uzaklaşarak, hukuk dışı ifadelere yer vermiştir” dedi.

Kaynak: Elçin Yıldıral / Birgün 

    :

    :

    :

    :

    "Bakanlıktan olay yeri skandalı" hakkında Tweetler

    DİĞER GÜNDEM HABERLERİ