Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gazetemizin Genel Yayın yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuksuz yargılanmaları yönündeki açıklamalarının bile kanuna aykırı olduğunu söyledi.
Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasıyla ilgili olarak twitter'dan açıklama yaptı. "Ne yapsan boş, göklerden gelen bir karar vardır, yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır." diyen Atalay, kamuoyunda haberlere konu olan "Tutuksuz yargılanma" isteklerini de değerlendirdi.
İşte o tweetler:
Muktedire ithafen biz de söyleyeceğiz yakında: "Ne yapsan boş, göklerden gelen bir karar vardır, yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır."
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ve ardından AİHM süreçlerinde başlanacaktır. Hani denildiği gibi, kim dedi uysal koyunuz, boyun eğeriz.
Can ve Erdem'i tutuklayan iradenin kime ait olduğunu herkes biliyor. O nedenle, tutuklamaya itiraz ederken gerçek muhataba sesleneceğiz.
Madem ki birileri bazı hâkimlikleri eldiven olarak kullanıyor, biz de eldivenlerini çıkarır, o elin sahibiyle yüzleşiriz. Bizi yıldıramaz!..
Bize, "ne yapalım elimiz bağlı" diyen güya yargı mensuplarına, "el dışa uzanmış beyindir, elleriniz bağlıysa sebebi beyninizdir" diyeceğiz.
Bu siyasi karara karşı mücadelenin de meşru sınırlar içinde olmak kaydıyla siyasi olması kaçınılmazdır. Hukuki savunma ve mücadeleye ise, bazı iyiniyetli yorumlarda, Can Dündar ve Erdem Gül tutuksuz yargılansın isteği dile getiriliyor. Bu masum istek bile kanuna aykırı.
Zira, eğer kanun hakimiyeti geçerliyse, Can ve Erdem tutukluluk ne demek, artık tutuksuz bile yargılanamaz. Çünkü, basın yoluyla işlenen suçlarda yayım tarihinden itibaren 4 ay içinde dava açılması gerekir. Bu dava şartıdır. Kanun böyle (Bas.K.26). Dava şartı demek, o şart yerine getirilmeden dava açılamaz, yargılama yapılamaz demektir. TBMM kararı olmadan milletvekilleri hakkında dava açılamayacağı, şikayete tabi suçlarda şikayet olmadan dava açılamayacağı gibi, dava süresi geçtikten sonra da dava açılamaz, yargılama yapılamaz.
Velev ki açıldı, ne olur? Eğer dava şartının yerine getirilmesi mümkünse, (mesela TBMM'den izin alınıncaya kadar) yargılamanın durmasına; mümkün değilse (mesela dava süresi geçmiş) davanın düşmesi (CMK 223/8) kararı verilir. Savcının iddiasına göre suç basın yoluyla işlenmiş. Bas.K., suçlar arasında ayrım yapmadan "suç basın yoluyla işlenmişse davanın 4 ay içinde açılması muhakeme şartıdır" dediğine göre, bu süre geçtikten sonra artık yargılama yapılamaması gerekeceğinden, takipsizlik kararı verilecektir.
Peki, mesele bu kadar net ise, neden tutuklandılar, neden takipsizlik kararı verilmedi? Bunun için artık hukuk alanından çıkmak ve cevabı orada aramak gerekiyor. Bu nedenle Can ve Erdem için yapılan işlem kanundan, kanun adamlarının uygulamasından kaynaklanan bir karar değil, siyasi bir karardır.
Kaynak: Cumhuriyet