Cüneyt Özdemir, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasını sahibi olduğu dipnot.tv internet sitesinden değerlendirdi. Özdemir, yazısında şu görüşleri dile getirdi:

"BU BİR TÜRKİYE GELENEĞİ"

Birilerini cezaevine atıyorsunuz ardından unutulmaya terk ediyorsunuz. Yakın dönemde o kadar çok yaşadık ki bunu, artık kimin cezaevine atıldığı, kimin unutulacağını sistemin nasıl işleyeceğini, tetikçilerin nasıl itibarsızlaştırma kampanyası yürüteceğini hepimiz ezbere biliyoruz.

Bundan önce Hanefi Avcı, Nedim Şener gibi isimlerin suçsuz yere cezaevine atıldığında haklarında uzun uzun itibarsızlaştırma kitaplarının yazıldığını görmüştük. Bakalım Can Dündar hakkında ilk kitabı kim yazacak diyordum ki yanıldığımı anladım. Yeni dönemde böylesine bir çaba ya da entelektüel girişime bile tenezzül etmeye gerek görmüyorlar. Koca koca adamların Can Dündar’ın gazeteciliği hakkında söyleyecek bir şey bulamayıp gevrek gevrek gülerek aile hayatına bel altı vuruşlarını izliyoruz. Utanması olmayanların yerine utanıyoruz. Onların yerine, bu seviyesizlik karşısında bizim yüzümüz kızarıyor.

Can Dündar’ın gazetecilikte başına gelen ilk bela bu değil.

32. Gün programı Türkiye adında bir bölüm hazırlamaya başladığında hakkındaki ilk soruşturmalar da başlamıştı. Özellikle hazırladığı kontrgerilla dosyası dönemin muktediri olan generallerin hiç ama hiç hoşuna gitmemiş bütün şimşeklerin Can’ın üzerine çekmişti.

Bu arada dönemin ünlü imza kampanyalarından birine destek verdiğimiz için Can Dündar ile DGM’de yargılanmışlığımız bile olduğunu hatırladım. Nedeni de komikti. Bize bir metin gösterilip imza istenmişti. Biz de imzaları gönüllü olarak vermiştik. Gelin görün ki ortaya çıkan metin bize gösterilen gibi değildi. Araya hiç alakası olmayan metinler sokuşturulmuş ve bizim asla altına imza atmayacağımız bir metin yüzünden kendimizi DGM soruşturmasının konusu olarak bulmuştuk.

Can Dündar bugün betona gömülmeye unutturulmaya çalışılıyor.

Hayır Can Dündar ve Erdem Gül unutulmayacaklar.

En kısa zamanda ziyarete gideceğim. Yazılarımda sosyal medyada yaptığımız röportajlarda Can Dündar ve Erdem Gül’ü hep yanımızda taşıyacağız.

Belki onlar cezaevindeler ama gazeteci meslektaşlarımız bize emanetler.

Ve elbette size…"

Kaynak: Birgun.com.tr