Başkentin göbeğine kadar elini kolunu sallayarak gelen iki canlı bomba katliam yaptı, Emniyet ve MİT yine saldırıyı önleyemedi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak kayıtlara geçen Ankara’daki terör saldırısı, “devletin gözü önünde” yaşandı, ancak hiçbir önlem alınmadı. Önceden duyurulan ve valilikten 1 Ekim’de izin alınan “barış mitingi” için Ankara Emniyeti, sadece mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı’nda güvenlik önlemi aldı. Ancak toplanma alanı olan Ankara Gar Kavşağı’nda hiçbir tedbir alınmadı. Polis, burayı uzaktan izledi. Toplanma alanındaki sivil polisler saldırganları fark edemedi. İki kişi olduğu belirtilen canlı bombaların, Ankara’ya üzerlerindeki patlayıcılarla birlikte gelmesi güvenlik ve istihbarat açığının en önemli boyutunu oluşturdu. Faillerin, Ankara Garı’nı seçmesi, toplanma yerinde arama yapılmadığını bildikleri sonucunu doğurdu. Bu durum da zanlıların, olay öncesinde istihbarat çalışması yaptığını gösterdi.
3 GÜN ÖNCE UYARI
Olayla ilgili sadece üç gün önce istihbarattan polise genel geçer bir uyarı geldi. Yazıda, Ankara’da yapılacak mitinge yönelik, ses getirecek bir eylem hazırlığı olduğu, önlemlerin buna göre alınmasının istendiği öğrenildi. Fakat bu yazının, somut bir bilgiye dayanmadığı, bunun sadece her büyük miting öncesi yapılan rutin uyarı olduğu belirtildi.
BOMBACILAR KAMERADA
Diyarbakır ve Suruç saldırıları gibi Ankara katliamının zamanlaması da dikkat çekti. Öncelikle bu saldırı da diğer ikisinde olduğu gibi, HDP’nin kitlesine yönelik gerçekleştirildi. Diğer yandan Suruç saldırısı PKK’nin eylemlerinin başlamasına neden olmuştu. Dünkü patlama ise KCK’nin tek tarafla ateşkes ilan edeceğini duyuracağını açıklamasının sonrasında geldi. Uzmanlar, bu saldırının amacının PKK’nin ateşkes ilan etmesini engellemek olabileceğini kaydetti.
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’ndan sorumlu başsavcı vekili Necip Cem İşçimen ve 7 savcı patlama sonrası olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. Saldırıyı gerçekleştiren kişilerin, MOBESE kayıtlarına girdiği öğrenildi. Olay yerinde yapılan incelemede da canlı bomba olduğu değerlendirilen bir kişinin parçalanan caddesine ulaşıldı.
Saldırıyı önleyemeyen emniyet güçleri, patlama sonrası da alana hâkim olamadı. Polis, ancak olaydan bir saat sonra Gar önüne gelebildi. Ancak bu sırada patlamanın etkisiyle ortalığa panik ve kargaşa hakimdi. Bölgenin hemen güvenlik şeridi altına alınıp, kalabalığın uzaklaştırılmaması dikkat çekti. Polisin yapamadığı güvenlik şeridini, Halkevleri üyeleri gerçekleştirdi. Halkevleri’ne bağlı gençler, insan zinciri oluşturarak kalabalığı biraz olsun olay yerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Vatandaşların yoğun tepki gösterdiği polis, ancak bu sayede olay yerinin içine girebilildi. Yine de emniyet, yeterli güvenlik önlemi alamadı. Patlamanın şiddetiyle ceset parçaları bir kilometrelik alana dağılırken, polis sadece 300 metrekarelik bir alanı şeritle çevirdi.
GÖRÜNÜR ZAFİYET VAR
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, miting alanındaki kontrol mekanizmasının eksik olmasının “görünür bir zaafiyet” olduğunu söyledi. Öneş, “Ben, bunu ortaya çıkaran siyasi şartları sorguluyorum. Bu saldırı ile Diyarbakır ve Suruç olayı arasında ciddi benzerlikler olduğunu görüyorum” dedi. Saldırının bölgesel gelişmeler çerçevesinde Türkiye ile savaş halinde olan bir yapıyla bağlantılı olduğunu belirten Öneş, “Doğrudan Suriye rejimi diyemem. Ama bununla bağlantılı olsun olmasın Ortadoğu’daki radikal selefi bir hareketle ilişkili olabilir” dedi.
KATLİAMDA YANIT BEKLEYEN SORULAR
1. Suruç ve Diyarbakır katliamları örneği yaşanmışken Emniyet ve MİT, barış mitingine yönelik eylemin istihbaratını önceden neden alamadı?
2. Saldırganlar kimler ve arkasında hangi örgüt var?
3. Zanlılar Ankara’ya nasıl geldi, bombaları nerede hazırladılar?
4. Binlerce kişinin toplandığı bir alanda neden yeterli güvenlik önlemi alınmadı?
5. Suruç ve Diyarbakır saldırıları neden bugüne kadar aydınlatılamadı? Bu olaylar çözülseydi, Ankara’daki saldırı önlenebilir miydi?
6. Türkiye’deki uyuyan IŞİD hücreleri bugüne kadar ortaya çıkarıldı mı? Bu uyuyan hücrelerle, saldırı arasında bir ilişki var mı?
7. İçişleri Bakanı, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü, Ankara Emniyet Müdürü neden istifa etmiyor?
Kaynak: Cumhuriyet / Alican Uludağ