Atatürk'ün ölümünün 77. yıldönümünde, “Zulüm 1938'de son buldu" yazısıyla yayın yapan Akit televizyonu için bir suç duyurusu daha yapıldı.
Bakırköy Adalet Sarayı'na gelen Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul Avrupa yakası şubeleri, Akit televizyonunda Atatürk'ün ölümünün 77. yılı anması dolayısı ile yayınlanan haber nedeniyle televizyon yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundular.
Atatürk'ün ölümünün yıldönümü dolayısı ile Akit Gazetesi'ne ait Akit Televizyonu'nda uzun süre “Zulüm 1938'de son buldu. Mustafa Kemal yıllar önce bugün öldü" yazısı ile birlikte bir haber yayınlandığı belirtilen suç duyurusu dilekçesinde, “Yine aynı haberde yer alan konuşma metni, ses tonu uygun olan bir kişi tarafından okunarak Atatürk'e olan saldırısını yinelemiştir" denildi.
Demokrat Parti'nin 1951 yılında 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Üzerine Kanun çıkardığı hatırlatılan dilekçede, söz konusu yazının ve haberin bu kanunun 1 ve 2 maddesine aykırı olduğu belirtildi.
Haberin, 5816 sayılı kanunda düzenlenen, “Atatürk'ün manevi hatırasına basın yoluyla alenen hakaret" suçunu oluşturduğu belirtilen dilekçede, bu suçun karşılığının 1.5 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olduğu hatırlatıldı. Dilekçede, televizyon yetkililerinin bu suç kapsamında cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılması istendi.
BASIN AÇIKLAMASI YAPTILAR
Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul Avrupa Yakası Şubeleri yetkilileri ve üyeleri, suç duyurusu dilekçesinden önce adliyenin kapısında bir basın açıklaması yaptılar.
Açıklamayı, Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul Avrupa Yakası Sözcüsü Ali İlhan Gülek okudu. Atatürk'e ve Cumhuriyet'e yapılan çirkin saldırıların sınır tanımadığı belirtilen açıklamada, “Atatürk sevgisinin ve Cumhuriyet bağlılığın milyonlarca yurttaşımızda nasıl kök saldığını görenler, bu saldırılarını azgınlık ve terbiyesizlik noktasının da ötesine götürüyorlar" denildi.
Yeni Akit Gazetesi'nin saldırganlıkta ön sırayı kimseye kaptırmadığı belirtilen açıklamada, “Yeni Akit adlı sözde basın ve medya kuruluşunun siyasal iktidarla olan ilişkisinin yandaşlıktan çok öte olduğu bilinmektedir. Siyasal iktidarın yerel temsilcilerinin Atatürk anıtı yerine 'çay bardağı heykeli' koymaya kalkıştığı bir dönemde bu saldırıların tekil ve siyasal iktidarın hoşgörüsü dışında olamayacağını düşünmek doğaldır. Bu türden çirkin saldırılara karşı Cumhuriyet savcılarının doğrudan yetkilerini kullanarak derhal harekete geçmemeleri halinde adalet sistemi üzerindeki 'siyasi vesayet' söylemleri de doğal olarak güç kazanacaktır. Bu ve benzeri çirkinlikleri yapanların amaçları Atatürk'e gönülden bağlı halkımızı çileden çıkararak kışkırtmak ve kargaşa yaratmak ise amaçlarına ulaşamayacaklardır. Ancak bu saldırılara karşı sabrımızın sonsuz olduğu da düşünülmemelidir" ifadesine yer verildi.