Hürriyet yazarı ve tarihçi Prof. İlber Ortaylı, gezi direnişini başlatan 'tarihi bina' için "Haydarpaşa tarafındaki kültürel tesis ve yeşil alanların akıbeti mi örtülmek isteniyor?" ifadelerini kullandı.
İşte o yazının ilgili kısmı...
Beyoğlu yavaş yavaş muhafazakâr Türk düşüncesinde yoldan çıkılan bir dünya, milliyetçilerdeyse imparatorluğu sömüren bir yer haline dönüştü. Gezi olaylarının esprili ve medeni yüzüne sert bir tepki gösterilmesi bir asırlık birikimdir. Bu duygunun siyasi yönden istismarı kolaydır. Çatışmacı politikalarınsa kimsenin arzu etmeyeceği bir çatışma ortamına sürüklenmesi aklı başında insanların kâbusudur. 2013 Mayıs’ında başlayan inşaat makineleriyle savaş, kaba bir düelloya dönüştü. Her zaman için kusurun büyüğü yönetilende değil yöneticidedir.
Vahim olay
İçki içiliyor diye kafeye ve plakçıya yönelen şiddet herkes için vahim bir görünümdür. Nihayet bir opera binası, Taksim Camisi ve parkın yerine yapılacak tarihi bina(!) vaadiyle bu olay geçiştiriliyor. Taksim Meydanı’na yapılacak kasaba tipi operayla -ki bugünkü öyledir- Haydarpaşa tarafındaki kültürel tesis ve yeşil alanların akıbeti mi örtülmek isteniyor? Bu tarihi bina nedir? Hiçbir uygar şehirde böyle bir tesisin isminin, resminin ve planının vatandaşlar için meçhul tutulduğu görülmemiştir.
Haydarpaşa Garı opera binası olsun
Kültür Bakanlığı orkestrayı ve operayı yeni kadrolarla donatmıyor. Doğru dürüst opera binamız yok, yapılmıyor ama her şeye rağmen dış dünyadaki operalarda Türk sanatçılar görülüyor ve takdirle dinleniliyor. Demek ki Cumhuriyet’in opera olayı tutan bir aşıdır. Geçen yıldan beri ödül verdiğimiz sanatçıların çoğu yurtdışı operalarının sanatçısı.
Her bulduğumuz eski binayı otel yapamayız. Mesela Haydarpaşa Garı’nı otel değil opera binası olarak düşünmek lazım. İstanbul Operası da idarenin ve bazılarının söylediği gibi Taksim’deki bina değil. Orada İstanbul’a layık opera olmaz.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...