Altı bölümlük bir mini seri olarak yayınlanan BBC-AMC ortak yapımı ‘The Night Manager’ (Gece Müdürü), dünya genelinde büyük ilgi çekti. Netflix’in dizilerin tüm sezonunu aynı anda yüklediği bir dönemde ortodoks yayıncılık tarzına sadık kalan dizi, oyuncu seçimiyle de büyük beğeni topladı.
Senaryosu, eski bir İngiliz ajanı olan John le Carre’ın 1993 yılında yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlanan dizide Mısır’da bir otelde gece müdürlüğü yapan ancak kaderin cilvesi sebebiyle uluslararası bir silah kaçakçılığı ağıyla kişisel bir savaş içine giren eski askeri Tom Hiddleston (Jonathan Pine) canlandırıyor.
'DÜNYANIN EN KÖTÜ ADAMI' TÜRKİYE'DE
Pine’ın karşısında ise Carre’ın kendi babasından esinlenerek yazdığı iddia edilen ve House M. D. dizisiyle bilinen Hugh Laurie tarafından canlandırılan ‘dünyanın en kötü adamı’ Richard Onslow Roper bulunuyor. İngiliz istihbarat servisleriyle oldukça içli dışlı olan ‘yardımsever’ işadamı Roper’ın Ortadoğu’ya silah satışını konu alan dizinin, başrol ‘oyuncularından’ bir tanesi de Türkiye.
Suriye’deki cihatçılara silah yolladığı yıllardır çeşitli kaynaklar tarafından dile getirilen ve insani yardım adı altında yolladığı MİT TIR’larından silah çıkmasıyla bu ‘ticari’ yönü belgelenen Türkiye, The Night Manager’da da hem silah tüccarı Roper’a bankacılar aracılığıyla finansman sağlanan hem de bu ticarete ev sahipliği yapan ülke olarak karşımıza çıkıyor.
TÜRKİYE TOPRAKLARINDAKİ ASKERİ 'CENNET'
‘Güvenlik’ gerekçesiyle Türkiye bölümünün çekimleri Fas’ta yapılsa da, İngiliz işadamının sattığı silahların ‘takdimi’ ve el değiştirmesi, güneydoğudaki Kasımlı köyü yakınlarında bulunan ’Cennet’te gerçekleştiriliyor. (Bölgede, biri Diyarbakır diğeri Siirt’e bağlı olmak üzere iki Kasımlı köyü var.)
Türk yetkililerden ilham alıp almadığı bilinmeyen Roper, silah ticaretini ‘insani yardım’ kisvesi altında pazarlarken, paralı askerlerden oluşan küçük ordusu da Türkiye sınırları içerisindeki küçük ‘krallıklarında’, hiçbir denetimle karşılaşmadan hayatlarına devam ediyor.Ankara, yıllardır birçok yerli ve yabancı kaynak tarafından dile getirilen ve son olarak da Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin tarafından BMGK’ya sunulan iddiaları haberleştiren sitelere ‘hukuki’ yollarla baskı yapmaya devam ederken, Türkiye’nin Ortadoğu’daki kan gölünün oluşmasında ve her geçen gün büyümesinde oynadığı rol ise 20 milyon poundluk bir bütçeyle dünyanın dört bir yanından milyonlarca izleyiciye ulaşıyor.