Yargıtay kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının gerekmeyeceğine karar verdi.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, belediye başkanının makam aracının da haczedilebileceğine hükmederek, bir aracın makam aracı olarak kullanılmasının onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceğine, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının gerekmeyeceğine karar verdi.
Daire, belediyenin borcu varken belediye başkanının makam aracı kullanmasının Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık oluşturacağını, kamu vicdanını da rahatsız edeceğini belirtti.
YEREL MAHKEMENİN KARARI BOZULDU
İstanbul’da bir alacaklı tarafından borçlu belediye aleyhine başlatılan icra takibinde, belediyenin avukatı, fiilen kamu hizmetinde kullanılan makam aracının trafik kaydına haciz ve yakalama şerhi konulduğunu, haczin ve yakalama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etti. İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi de kamu hizmetinin yürütülmesi bakımından bir adet makam aracının kamuya tahsisli olduğunun kabulü gerekeceğinden şikayeti kabul etti ve araca ilişkin haczin kaldırılmasına karar verdi. Karara itiraz edilince dosya Yargıtay’ın gündemine geldi. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, baktığı bir davada belediye başkanının makam aracının da haczedilebileceğine hükmederek, yerel mahkemenin kararını bozdu.
“HACZEDİLMEZLİK İSTİSNAİ BİR DURUMDUR”
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. Maddesinde, “Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez” düzenlemesine yer verildiğine dikkat çekilen kararda, bu maddeye göre belediyenin haczedilmezdik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının zorunlu olduğu belirtildi. Borçlu belediyenin kamuya tahsis kararı almasının sonuca etkili olmadığının altı çizilen kararda, İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre, asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak ve kural olarak borçluların tüm mallarının haczinin mümkün olduğu vurgulandı. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğuna dikkat çekilen kararda, “Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir” denildi. Anayasa’da temel hak ve özgürlüklerin düzenlendiği milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve uyuşmazlıklarda gözetilmesi gerektiği kuralına yer verildiğinin anımsatıldığı kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde, ‘... Her gerçek ve tüzel kişi, maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve uluslararası hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uyulmadıkça, bir kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz ...’ hükmüne yer verildiği anımsatıldı.
“BELEDİYE BAŞKANININ MAKAM ARACININ BULUNMASI ZORUNLU DEĞİL”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin borcun borçlu belediyece ödenmemesi nedeniyle, Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum ettiğinin anımsatıldığı kararda, “O halde borçlu belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasızdır. Ancak bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir” denildi. Bir aracın, makam aracı olarak kullanılmasının, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmediği belirtilen kararda, “Zira belediyelerin görevleri 5393 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde açıklanmış olup, bu görevlerin yerine getirilebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması zorunlu değildir. Kaldı ki belde sakinlerinin müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olan belediyenin borcu varken belediye başkanının makam aracı kullanması başta Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık oluşturabileceği gibi kamu vicdanını da rahatsız edecektir” denildi.
Kararda, 237 sayılı Taşıt Kanunu’nun 4.maddesinde kimlere makam aracı verileceğinin düzenlendiği, belediye başkanının makam aracı tahsis edilecekler arasında bulunmadığının anımsatılarak, belediye başkanının makam aracının haczedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı belirtildi.
Kaynak: ANKA