Suriyelilere, vatandaşlık verilmesi tartışılırken, bunun kârlı bir ticaret dalına dönüştüğü ortaya çıktı.
Suudi Arabistan kökenli çetelerin, binlerce kişiye Türk vatandaşlığı sattığı belirlendi. 23 bin kişilik listenin ilk sırasında Afganlar var…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, 3 milyon Suriyelinin Türk vatandaşlığına alınabileceğini açıklamasının tartışmaları devam ederken, son yıllarda, çoğu dinci örgütlere mensup çok sayıda kişi değişik yollarla Türk vatandaşlığını elde etti.
ERDOĞAN DÖNEMİNDE
Türkiye'nin “Gizli Anayasa”sı olarak nitelendirilen, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde (MGSB) Suriye vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınmamasına ilişkin hüküm bulunduğunu belirten üst düzey bir yetkili, SÖZCÜ'ye çarpıcı şu açıklamaları yaptı:
MGSB siyaset belgesi devletin tüm birimlerinin görüşleri alındıktan sonra şekillenir ve Milli Güvenlik Kurulu toplantısında kabul edildikten sonra uygulamaya konulur. Suriyelilerin Türk vatandaşlığına alınmamasını öngören düzenleme, Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde güncellendi ve orada Suriye vatandaşlarının, Türk vatandaşlığına alınmamaları hükmü de yer aldı. O belge değişmeden, Suriyeliler vatandaşlığa alınamaz.
MÜLTECİ DEĞİL, SIĞINMACI
Suriye'den gelenler bize göre mülteci değil, geçici sığınmacıdır. Can güvenliği olmadığı gerekçesiyle o kişiler ülkelerinden kaçmıştır. Kendi ülkesine gidince sığınmacı statüsü biter. Bayramda 30 bine yakın sığınmacı ülkelerine gidip bayramı Suriye'de geçirdi. Bu durumda onların sığınmacı statüleri de ortadan kalkmış demektir.
Bir kişinin Türk vatandaşlığına alınabilmesi için Türkçe konuşabilmesi, Türk kültürüne bağlı olması, hayat faaliyetlerinin merkezinin Türkiye olması yani banka hesaplarının, ikametgahının burada bulunması da gerekir. Ülkelerine gidip geldiklerine göre Suriyelilerin faaliyetlerinin merkezi Türkiye değildir.
Türk vatandaşlığı doğumla, evlilik dışı çocuğun babası tarafından kabul edilmesiyle, yabancı birisinin Türk vatandaşıyla üç yıl evli kalmasıyla, yabancı birisiyle evlenenin çocuklarının da 18 yaşını doldurduktan sonra iki vatandaşlıktan birisini seçmesiyle kazanılıyor. Yasaya göre Türk vatandaşlığının kazanılabilmesi için kişinin en az beş yıl Türkiye'de ikamet etmesi zorunlu.
23 BİNE YAKLAŞIYOR
Türk vatandaşı olabilmek için en büyük çabayı Afganistan uyruklulular gösteriyor. Genelde hac döneminde Suudi Arabistan'a giden Afganlar, Türk vatandaşlığı garantisi alınca ülkelerine dönmüyor. Durumu iyi olanlar bunun için 80 bin 100 bin doları gözden çıkarıyor. Geçen yılın ilk 6 ayında 2 bin 250 aileye vatandaşlık satışı yapıldı. Aileler 8 ile 20 kişi arasında değişiyor. Ortalama 10 kişilik aile olsalar bile kısa dönemde vatandaşlık verilenlerin sayısı 23 bine yaklaşıyor.
S. Arabistan'da ikamet eden, Türkiye'de bir yatırımı bulunmayan, Türkiye'ye hiç gitmemiş şahıslar, vatandaşlık satış şebekesinin Arabistan'daki sorumlusuna önden 20-30 bin dolar veriyor, müracaatı alınıyor. Vatandaşlığı çıktığında da vukuatlı nüfus kaydı faks çekiliyor, müracaatı yapan şahıs paranın tamamını yatırıp, Cidde Başkonsolosluğu'na müracaatını yapıp kimliğe kavuşuyor veya seyahat vizesi alıp, Türkiye'ye turist olarak gidiyor . Afganistan vatandaşı olarak gittiği Türkiye'den, Türk vatandaşı olarak dönüyor.
PAZARLIK HACDA BAŞLIYOR
Üst düzey yetkili, hacda başlayan vatandaşlık pazarlığında bazı Türk derneklerin de etkili olduğunu belirtti. Sistemin ise şöyle işlediğini anlattı: Türk vatandaşlığını almak isteyen kişiler, önce o derneğe kişi başına 500-600 dolar karşılığında vatandaşlık kaydı yaptırıyor. Dernekler, parayı aldıkları kişileri mülteci gibi gösteriyor ve bunlara ikamet veriliyor.
YENİ PASAPORTTA TÜRK ADI
Örneğin Afganlar, Afganistan konsolosluğuna gidip pasaportunu kaybettiğini belirtip yeni pasaport alırken, isimler kişinin beyanına göre alınıyor ve pasaport da bu isme düzenleniyor. Türkiye'ye Abdulgaffar ismiyle giriş yapan kişi, yeni pasaportta adını Abdurrahim olarak yazdırıyor. Verilen adrese polis, adres tespiti için gideceği zaman, dernekten “2 gün sonra polis gelecek, gel” deniliyor. O kişi de gidip sanki o adreste mülteciymiş, ikamet belgeli, senelerdir ülkeyi terk etmemiş gibi polise görünüyor. Maddi durumu normal olanlar da işte böyle vatandaşlık elde ediyor. Bir de kendilerini Türkiye'de bir fabrikanın S. Arabistan satış temsilcisi olarak gösteren var. Resmi çalışma belgesinin üzerinden 1-2 yıl geçtiğinde vatandaşlık müracaatını yapıyorlar. Bu da düşük bir ücretle yapılıyor.
Kaynak: Saygı Öztürk / Sözcü Gazetesi