Kadınların evlilikte istedikleri soyadını kullanmaları 'temel hak' olarak tanındı.
Ankara 11’inci Aile Mahkemesi, süreci hiç uzatmadan evlendikten sonra ilk soyadını kullanmak isteyen kadını haklı buldu. Doğrudan dosya üzerinden karar veren mahkeme, uluslararası sözleşmeleri esas aldı ve “Bu temel haktır” dedi.
BİR KADIN BAŞVURDU KARAR OLDU
Evlendikten sonra kocasına ait “Ardıç” soyadını alan İlknur Kaya, sadece bekârlık soyadı olan “Kaya” soyadını kullanmak için avukatı Pınar Akdemir aracılığıyla Ankara 11’inci Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Yapılan başvuruda davacının, çevresinde ve sosyal hayatında “İlknur Kaya” olarak tanındığını, özel hayatı ve kişiliği üzerinde mutlak hâkimiyet ve bağımsızlık açısından eşinin soyadını taşımama hakkına sahip olduğunu, bu nedenle evlilikten önceki olan soyadını kullanmak istediğini bildirdi.
EŞE SORMAYA GEREK YOK
Davaya bakan mahkeme de örnek bir karara imza attı. Mahkeme dosya üzerinde inceleme yaparak kadının bekârlık soyadını kullanmasına izin verdi. Kararda, kadının bekârlık soyadını kullanmasını temel bir hak olduğu belirtilerek şu değerlendirme yapıldı: “Davacı vekilin bu hakkın kullanılmasını erkek eşin rızasına bağlı tutulması ayrımcılığın sürdürülmesi olarak düşünülmüş ve erkek eşin davaya katılmasına gerek olmadığı kabul edilerek, yargılama usulünün izin vermesi nedeniyle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verilmiştir.”
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ESAS
Hâkim Mustafa Karadağ tarafından verilen kararda, Türk Medeni Kanunu’na göre, kadın evlendikten sonra kocasının soyadını almakla zorunlu kılındığını; ancak bu durumun Türkiye tarafından kabul edilen uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu altı çizilerek, şöyle denildi: “Türk Medeni Kanunu’yla çeliştiğine göre üstün norm niteliğinde bulunan Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülmeyen bu sözleşme hükümlerinin mahkememizde görülen davada uygulanması gerekir.” Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2011 yılında aleyhte karar verse de uluslararası sözleşmelerin üstünlüğüne vurgu yapıldı.