17 Ekim 2015 - 02:32
Ankara’daki lanet olası
felaketin gecesi bir rüya gördüm.
Hala etkisindeyim…
Geçtim aynanın karşısına konuştum
kendi kendime. Rüyamı anlattım
defalarca aynadaki ‘ben’e.
Çıkamadım işin içinden.
En iyisi siz değerli dostlarımıza da
anlatalım.
***
Rüya şu;
Atatürk Havalimanı’ndayım.
Her zamankinden fazla hareketlilik var.
Takım elbiseli adamlar ellerinde telsiz,
bir sağa bir sola koşuşturuyor.
“Haydi acele edin” diye bir ses geliyor
hoparlörlerden.
İşin ilginç yanı binlerce
insanın olduğu limanda o sesi sadece
ben ve o takım elbiseliler duyuyor.
Bana doğru koşan kırmızı kravatlıya
yaklaşınca sordum: “Ne oluyor
Allah aşkına bu koşuşturmaca da
nedir?”
“Beyefendinin eşyalarını taşıyoruz
yurt dışına” diye cevap verdi ve hızla
koşmaya devam etti.
Biniş kartlarının alındığı bankolara
koştum ben de. Sarışın mavi gözlü bir
hanımefendiye: “Beyefendinin eşyaları
hangi uçakla taşınıyor” diye sordum.
Gülümsedikten sonra;
“Hangi uçakla değil.
Hangi uçaklarla diye soracaktınız
herhalde” diye cevap verdi.
“Soruyorum o zaman
hangi uçaklarla?”
“Kargo uçaklarının olduğu kısma
geçin orada bekleyen uçakları
görürsünüz” dedi ve bankodan
kayboldu.
Şaşkınlık ve heyecan içinde bana
söylediği yere gittim. Bir sürü eşya ve
kasa benzeri parçalar uçaklara
dolduruluyordu. Yangından mal
kaçırırcasına yaşanan hareketlilik
sonunda tüm uçakların kapısı kapatıldı.
Daha sonra yüksekçe bir yerden
bıyıklı bir adam; “Uçuş için her şey
hazır mı” diye bağırdı.
Hazır işaretlerini alınca bu defa da;
“Artık patlatabilirsiniz” diye
bağırmaya başladı…
***
Hakikatten çok ilginç…
Rüyayı gece gördüm,
sabah da Ankara kan gölüne
döndü :(