11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yakın çevresi 7 Şubat krizi olarak bilinen olayda Gül'ün Hakan Fidan'ı ifadeye göndermediğini, aksine korumak amacıyla Çankaya Köşkü'nde tuttuğunu aktardı. Bazı kaynaklar ise Gül'ün Fidan'ı yem etmek için teslim ol dediğini ileri sürmüş ve Gül partide adeta hain ilan edilmişti.
HAKAN FİDAN GERÇEĞİ
Bir dönem AKP'nin içinde yer alan siyaset bilimci Ediz Kentkuran 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün çevresinden aldığı önemli bir bilgiyi paylaştı. 7 Şubat 2012'de Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması ile ilgili çarpıcı gerçeği anlattı. Gül'e AKP içinde darbe yapıldığını savundu. Cemaat ile hükümetin iplerinin koptuğu olay olarak bilinen 7 Şubat krizi ile ilgili Gül'ün hiç anlatmadığı o gerçek KRT'de Çağlar Cilara'nın yayınında ortaya çıktı.
GÜL, FİDAN'I KÖŞKE ALDI
7 Şubat 2012 yılında MİT müsteşarı Hakan Fidan ifadeye çağrıldı. İddiaya göre tutuklanacaktı. Senaryoya göre ise Fidan önce dönemin Başbakanı Erdoğan'ı aradı, Erdoğan o sırada ameliyata girecekti, Fidan ulaşamayınca dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ü aradı, Gül onu cemaate yem etmek için ifade vermesini istedi. Erdoğan ise bir anda ayağa kalkarak makam aracını Fidan'a yolladı ve polisler eşliğinde yanına getirtti. Bu nedenle Gül parti içinde paralelci, hain ve cemaatçi gibi ithamlarla karşı karşıya kaldı. Bu senaryonun bir de sinema filmi çekilmişti. Abdullah Gül'ün yakın çevresi ise olayın tam tersi geliştiğini bildirdi. Siyaset bilimci Ediz Kentkuran'a bilgi veren Gül'ün yakın çevresi, Hakan Fidan'ın Erdoğan'dan önce Gül ile görüştüğünü, Gül'ün de kendisini Çankaya Köşkü'ne getirttiğini, çünkü köşke polisin giremeyeceğini, durumu düzeltene kadar da köşkte ağırladığını açıkladı. Yakın siyasi tarihin en önemli olaylarından biri olan 7 Şubat krizinin Gül'ün çevresinin ağzından Kentkuran televizyon programında anlattı ve şu bilgileri paylaştı:
"Recep Tayyip Erdoğan'dan sonra bu hareketin liderliğini yapabilecek, bu kalibreye sahip, bu çapa sahip, bu teşkilatı bir arada tutabilecek, bütün kademe ve kurumları yönetebilecek güce sahip olan kişi Abdullah Gül'dür. Bunu bugün tabanda kime sorarsanız sorun aynı cevabı verecektir. Ahmet Davutoğlu'nu destekleyen insanlar dahi kalbinin köşesinde Gül'ü saklıyordur. Bu durum Abdullah Gül'ü hedef haline getirdi. 7 Şubat olayındaki sürece ve senaryoya bakalım. Hakan Fidan'ın alınması kararı alındı ve bir soruşturma için ifadeye çağrıldı. Kendisi Başbakan Erdoğan'ı aradı, ulaşamadı, bunun üzerine Gül'ü aradı, Gül dediki git teslim ol. Bu hiçbir ferasete, hiçbir akla, hiçbir siyasete ve stratejiye uymayan bir senaryo. Abdullah Gül bu yapıya destek veriyor olsa bile böyle bir hataya ve deşifreye düşmezdi, böyle saçma bir şeyi yapmazdı. Bende bununla alakalı bir iddiada bulunmak istiyorum. Cumhurbaşkanlığında daha önce görev yapmış kaynaklardan öğrendiğim bilgiye göre olayın aslı hiç böyle değil hatta olay tam tersi farklı bir şekilde gelişmiş. Bizim bilgimize göre Hakan Fidan bu olayı öğrendiğinde ilk dönemin Cumhurbaşkanı Gül'ü aradı ve Gül'ün verdiği cevap çok enteresan; hemen buraya gel, hemen Çankaya'ya gel diyor. Hakan Fidan Çankaya'ya gitti. Çünkü Çankaya'ya polis gelemiyor ve orada Fidan'ı alamaz. Çankaya'da Abdullah Gül hukuk müşavirlerini çağırdı, ne yapabiliriz dedi, bu süreçten nasıl çıkarız diye toplantı yaptılar ve toplantıda Fidan da vardı. Ardından çeşitli telefonlar açılarak mevcut savcı değiştirilmek suretiyle Fidan'ın yakalanma kaldırıldı, süreç kapatıldı. O süreçte Fidan köşkteydi. Asıl kahraman Gül oluyor. Bunun muhataplarına sorulmasını istiyorum. Partide kraldan çok kralcı insanların krala yakınlaşmak adına krala tehlikeli olarak gösterdikleri insana karşı açtığı bir savaş var."