Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte sonbahar - kış aylarında beyazperdede izleyeceğimiz filmlerin setlerinden dehaberler gelmeye başladı. Bu yapımlardan biri son set günlerini yaşayan ‘Yaktın Beni’.
Film , Uğur Yücel’in artık karanlık ve ağır dramatik işler yerine güler yüzlü işler yapmak isteğiyle ortaya çıkmış gibi gözüküyor.
Filmin hikâyesi ise birkaç yıl öncesine dayanıyor. Uğur Yücel, Can Yücel ve Uğraş Güneş kenara koydukları projeleri için “Neden bunu çekmiyoruz” diyorlar ve “Yaktın Beni” başlıyor.
Film; kendini Sarp Apak’ın canlandırdğı kendini itfaiyeciliğe adamış, kahraman ruhlu Selam’ın yıllardır görmediği dayısıyla bir yangında karşılaşması sonrasında gelişen, ufak dram unsurları da taşıyan olaylar üzerine kurulu bir komedi.
Selam, Sinem Kobal’ın canlandırdığı İpek’le evlenme hayalleri kuran, çok aşık bir adam.
Ancak Selam’ın yıllar sonra hayatına giren ve Uğur Yücel’in hayat verdiği dayısı yeğeninin hayatında birçok karmaşaya yol açıyor.
Kendini yakmak isteyen dayının hayata dönmesinde ise Meltem Cumbul’un oynadığı Leyla karakterine olan aşkı rol oynuyor.
Sinem Kobal’ın deyimiyle,
“Filmde herkes birbirini yakıyor.”
Belgrad Ormanı’ndaki piknik sahnesinin çekimlerine konuk olduğumuz sette ilk sözü Meltem Cumbul alıyor. Cumbul; ilişkilerin daha kuvvetli olduğu, çok güzel sahnelerin olduğu bir güne denk geldiğimizi söylüyor ve bu ekiple çalışmaktan çok mutlu olduğunu sözlerine ekliyor.
Aslında komedyen sınıfına dahil edilen bir oyuncu olmasına rağmen bir komedi filminde ilk kez başrolde yer alan usta oyuncu Uğur Yücel; bu durumu ilginç olarak değerlendiriyor ve ekliyor:
“Oyunculuğun peşinde çok koşmayan biriyim. Daha çok kamera arkasında olmayı, yazmayı tercih ettim. Onlarda da çok fazla istediğimi yapamadım. Galiba denk gelmedi bir şeyler.”
Filmin yeni nesil oyuncuları Sarp Apak ve Sinem Kobal ise yıllarca izledikleri, hayranı oldukları isimlerle karşılıklı oynuyor olmaktan dolayı ayrı bir heyecan ve mutluluk yaşıyorlar.
Kobal filmdeki rolü için;
“Bugüne kadar beni izlediğinizden farklı bir karakterde göreceksiniz” diyor ve İpek karakteri ile hem içsel hem de dış görünüş olarak farklı bir yolculuğa çıktığını söylüyor.
Filmin yönetmen koltuğunda ‘Ejder Kapanı’ ve ‘Benim Dünyam’ filmlerinde ikinci yönetmen olarak karşımıza çıkan Can Yücel oturuyor.
Uğur Yücel oğlu ile setteki ilişkisini ise şöyle açıklıyor:
“Sette onu, oğlum gibi düşünmüyorum. Çekim yapılırken bir yönetmen gibi davranıyorum ona ki öyle zaten. Ama şöyle bir hissiyat var ki ben Can’ın yönetmen olmasını istiyordum. Babam da benim oyuncu olmamı istiyordu.
Ben başka bir şey yapmak istiyordum ama babam kazandı. Can ne yapmak istiyordu bilmiyorum ama ben kazandım. Babalar kazandı. Sinema da böyle bir yönetmen kazandı. Biz biraz farklı insanlarız Can’la. Birçok yönden benden daha iyi. Bir kere benden daha zeki.”
Ozan Özcan, Can Tarakçı, Yağız Kılınç, Emre Çağrı Akbaba , Ayça Damgacı, Bülent Şakrak , Hasibe Eren’in de oyuncu kadrosunda yer aldığı film ekibinin hem fikir olduğu konu ise
‘setteki huzur’.
Bu durumun izleyiciye de yansıyacağı görüşündeler. Hatta Yücel’in; ‘Aslında şimdiden konuşmamak lazım ama belki filmin ikincisini de yaparız.’ sözleri ekibin projeden aldığı keyfin ve filme olan güvenlerinin de bir işareti olsa gerek.
Kaynak: Merve Genç / Radikal