Diyarbakır'da tutuklanan Amerikan haber kuruluşu Vice'ın çalışanı 3 gazeteciye yöneltilen suçlamalar akıllara durgunluk verdi.
Gazetecilerin tutuklanmasını başlatan süreç, "ağırlıklı olarak IŞİD olmak üzere diğer terör örgütlerine taraftar topladıkları" ihbarıyla başladı. Kürtçe ya da Türkçe bilmeyen, tercüman aracılığıyla iletişim kurabilen İngiliz gazetecilerle ilgili bu ihbarı ciddiye alan polis, gazetecilerin kaldığı otel odasında arama yaptı ve ajandalarında PKK/KCK'ya bağlı oluşumların İngilizce açılımlarını not almalarını ve YDG-H'lileri görüntülemelerini, yani gazetecilik yapmalarını suç delili saydı. Süreç, gazetecilerin tutuklanmasıyla son buldu.
27 Ağustos'ta Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Muharebe Elektronik Şube Müdürlüğü'ne kentte kalan 3 yabancı gazetecinin ağırlıklı olarak "DAEŞ (IŞİD) terör örgütü olmak üzere diğer terör örgütlerine taraftar topladığı" yönünde ihbar üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla 28 Ağustos'ta kaldıkları otelin önünde gazeteciler Mohammed İsmael Rasool, Philip Gingell Hanrahan ve Philip John Pendlebury'ı gözaltına aldı. Polis gazetecilerin otel odasında da arama yaptı ve Rasool, Hanrahan ve Pendlebury'nin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifadesini aldı.
Savcılık ve polis, önce ciddiye aldığı bir ihbarla aynı anda "hem IŞİD hem de PKK'lı olduklarından" şüphelendiği ancak gazetecilik yaptıklarını hiç akıllarına getirmediği 3 gazetecinin, PKK ile ilişkili olduğu kanısını edindi. Anadolu Ajansı aracılığıyla servis edilen haberde yer alan bilgiye göre, polisi ve savcıyı bu kanıya yönlendiren ise, otel odasındaki aramada inceledikleri ajanda oldu. Çünkü gazetecilerin ajandadaki notları arasında, PKK/KCK'ya bağlı oluşumların kısa adları ve İngilizce açılımları yazıyordu. Ajandada ayrıca, PKK/KCK ve ona bağlı yapılanmalar, Abdullah Öcalan, PKK/KCK'nın eylem ve faaliyetleri, DHKP/C, TKP/ML, PKK/KCK'nın lider kadrolarının kimler oldukları ve "Kürdistan tarihi" hakkında gazetecilerin notları bulunuyordu.
Öte yandan, gazeteciler, YDG-H mensuplarının silah, bomba ve molotof kokteyli ile saldırıya hazırlandıkları görüntüleri kaydetmişlerdi. Soruşturmayı yürütenler tarafından bu gazetecilik faaliyeti de suç unsuru olarak sayıldı.
Hanrahan, bu ajandaya yönelik sorulara ifadesinde, muhabirlik yaptığını, araştırma yaptığı örgüt isimleri, liderleri ve amaçlarını bilmek zorunda olduğunu, bu yüzden ajandaya bu araştırmalarını yazdığını kaydetti.
Tutuklanan gazetecilerden Pendlebury, emniyetteki ifadesinde, "terör örgütüyle ilişkisinin olmadığını, herhangi bir kuruma bombalı saldırı yapması için kimseyle irtibata geçmediğini, bu eylemi gerçekleştirmesi için herhangi bir kişiyle görüşmediğini" kaydetti. Savaş muhabiri olarak görev yaptığının altını çizen Pendlebury, çekim yaptığı görüntülerdeki yüzü kapalı kişileri bu nedenle görüntülediğini vurguladı.
Gazetecilerden Hanrahan ise İngiltere'den İstanbul aktarmalı Mardin'e oradan, Şırnak'ın Cizre ilçesine yaşanan iç karışıklığı haber yapmak ve bölgede yaşayan vatandaşların yaşam koşullarını belgesel yapmak için geldikleri dile getirdi. Cizre'den sonra geldikleri Diyarbakır'da, yörede yaşayan insanların hayat tarzlarını çekmeye başladıklarını, çekim yaptıkları yerlerde bulunan yüzü kapalı ellerinde silah olan şahısları görüntülediklerini vurguladı.
Tutuklanan gazetecilerden Rasool ise yanındaki 2 gazetecinin yüzü kapalı belinde tabanca bulunan 3 kadın ile röportaj yaptığını belirtti.
Polis, gözaltına alınan gazetecilerin üzerlerinden çıkan kamera ve hard diskleri de incelendi. YDG-H mensuplarının silahlı görüntüleri, yüzü kapalı YDG-H üyeleri ile yapılan röportajlar, çeşitli bölgelerde kazılan sokak görüntüleri, örgüt mensupları tarafından yapılan molotofkokteyli ve el yapımı bomba görüntülerinin yer aldığı bu kayıtlar da gazetecilere soruldu. Polis, ayrıca gazetecilerin gaz maskesi taktığını da tespit etti ve bu bulgular kayda geçti ve suçlamalar arasında yer aldı. Bunların yanı sıra, gazetecilerin hard disk içeriklerindeki bilginin fazla olması ve bazı hard disklerin kriptolu şifrelenme sisteminden dolayı henüz tam olarak incelenemediğine de tutanakta yer verildi.
Diyarbakır'da çekimlerini tamamladıktan sonra Şırnak'ın Cizre ilçesine gittiklerini anlatan gazeteciler, Cudi Mahallesi'nde daha önce BDP ve HDP'de yönetici olarak görev yapan M.N'nin kendilerini karşıladığını anlattı.
Gazeteciler çıkarıldıkları Diyarbakır 2. Sulh Ceza Hakimliği'nde Emniyet Müdürlüğü'nde verdikleri ifadelerini tekrarladıklarını belirtti. Mahkeme, dün Rasool, Hanrahan ve Pendlebury hakkında, "Silahlı örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan tutuklanmalarına karar vermişti.