Ne Mutlu ki Necip Milletin Konuşan Bir Cumhuru Reisi Var

16 Nisan 2016 - 19:00
"Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin, kimi yiyeceğine, “Suyun akışı” karar verir."

“Bir şeyden korkan insan, kendi üzerinde bir güce sahip olunmasına izin verir.”


Adam dediğim dedik çaldığım düdük demiyor, konuşturmuyor ama 14 yıldır siyasetin, ahlakin, fizikin konuşuyor.
 
Anımsayalım o zaman!..
 
“Ben bu ülkenin başında olmasam ülke felaketlere sürüklenir” Demişti.
 
Muhtarlar toplantısında Ana Muhalefet Partisi liderine, "Cahil, ahlaksız, çirkef, şeref fukarası" Demişti.
 
“Filistinli kardeşlerimizi bugüne kadar asla yalnız bırakmadık. İnşallah hiçbir zaman da yalnız bırakmayacağız.” Demişti.
 
“Biz kefenimizi giydik, yola çıktık. Kudret, kuvvet sahibi olan Allah'tır. Biz görevimizi yerine getireceğiz.” Demişti.
 
“Artistlik yapma lan, terbiyesizlik yapma, hadi ananı da al git buradan.” Demişti.
 
“Terör örgütü içindeki gençlere sesleniyorum: Gelin yol yakınken hatadan dönün. Oynanan bu oyunu bozun.” Demişti.
 
“Bizim mücadelemiz Kürt kardeşlerimizle değil, terörle ve teröristledir. Benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi bu terör örgütü olamaz. Bunların Kürt kardeşlerimle yakından uzaktan ilgisi yok. Operasyonlar bittikten sonra kentsel dönüşümle bölgedeki özgün yapı ele alınacaktır.” Demişti.
 
“Bu bir değil, iki değil, üç değil, beş değil, on değil... Sabır, sabır, sabır... Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanı hem parti kongresinde hem de grup toplantısında yine çirkin yüzünü göstermiş.” Demişti.
 
“Bu zat bir süredir şahsımla ilgili, ailemle ilgili ağzına da kişiliğine de kesinlikle yakışmayan bir şekilde bir namus ve şeref edebiyatı tutturmuş gidiyor. Bundan kazandığım tazminatlar artarak devam ediyor.” Demişti.
.
“Aslında kendisine bunun cevabını hiçbir şekilde karşılık veremeyeceği ve veremediği şekilde müteaddit defalar ifade ettim ama bazı insanlar vardır ya hani yüzüne tükürsen, 'yağmur yağıyor herhalde' der. Bu da işte böyle pişkin bir tip.” Demişti.
 
Aslında bu zatın asıl karın ağrısını da ortaya dökerim ama inanın bana ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum.“ Demişti.
 
“Türkiye'nin bunca meselesi varken, çözüm bekleyen bunca sorunu, birlik ve beraberlik içinde üzerine gidilmesi gereken bunca sıkıntısı varken, bu namus ve şeref fukaraları için vakit harcamak bana zül geliyor.” Demişti.
 
“Teröristleri savunanlardan birisi de bu değil mi? Onların arkasında duran bu değil mi? Hangi namustan, hangi şereften bahsediyorsun sen.” Demişti.
 
“Bir kasetle geldi. Bürokrat olmuş, başına geldiği kurumu batırmış. SSK'yı batıran bu adam değil mi? Nice vatandaşlarımızın hastane odalarında ne halde olduğunu bilmiyor muyuz? İlacımızı alamıyorduk, ilacımızı.” Demişti.
 
“Söylediğiniz her sözün israf, yaptığınız her hamlenin enerji kaybı olduğu, teneke gürültüsü kabilinden, boş konuşmanın dışında bir varlık gösteremeyen, herhangi bir vasfı zaten olmayan birisine şimdi ne diyeyim ben?” Demişti.
 
“Kendi geçmişinden utanan, terör örgütünü dahi şöyle kalpten gelen samimi buğuz ile kınayamayan, partisi içindeki klikleri birbiriyle yarıştırmayı siyaset sanan bu zavallıyı âdeme mahkûm ediyorum. Milletin zaten yok saydığı bu zatı ben niye adam yerine koyayım ki?” Demişti.
 
’Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ Demişti.
 
"Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı. Kurumlarımızın içinde örgütlenmiş, güçlü medya desteğiyle teçhiz edilmiş bir yapının, Türkiye'yi ele geçirmek için yürüttüğü bir kumpasa, bir darbe teşebbüsüne hep birlikte maruz kaldık. Samimiyetle ifade ediyorum; eski Genelkurmay Başkanımız başta olmak üzere, birlikte mesai sarf ettiğim için yakından tanıdığım pek çok komutanın tutuklanmasına şahsen gönlüm hiçbir zaman razı olmadı." Demişti.
 
 Ensar Vakfı Genel Kurulu’ndaki bazı açıklamalarında ise:
 
“Ortaya özellikle son 3 yılda 2013 baharından beri yaşadıklarımızı gözümüzün önüne getirmenizi rica ediyorum. Önce Gezi Parkı bahanesiyle planlanmış provokasyonla ortaya çıktılar. Zannetmeyin ki bu Türkiye'de planlandı. İçerisi dışarısı bunu beraber planladı. Gençler o kadar enteresan ki yurt dışı seyahatlerimizde bunun ipuçlarını gördük: Şimdi de Artvin'dekiler de aynı şeyi yapıyorlar. Gezidekiler ne ise bunlar da Artvinli gezicilerdir.” Demişti.
 
"17/25 aralık darbesini boşa çıkardık, görünüşte 3-5 ağacın kesilmesine karşı yaptıklarıyla öyle bir çevre tahribatına imza attılar ki. Yahu mesele ağaç değil diyerek niyetlerini açıkça ortaya koydular. Paralel Devlet Çetesi güvenlik kurumları içinde yuvalanmış emirleri abilerinden Pennsylvania’dan alan militanlarla bir bürokrasi darbesine teşebbüs ettiler. 17/25 Aralık darbesini de boşa çıkardık. Bunların bu girişimi ümmeti parçalama girişimidir. Bu adımı attılar, öyleyse buna karşı duruşumuz dik olmalı. 30 Mart, 7 Haziran, 1 Kasım, seçimlerini gördük. Bölücü Terör Örgütü ile bunları sırt sırta gördüğüm zaman gerçekten kahroldum. Bir araya gelmesi mümkün olmayanlar işbirliği yapıyor aynı hedefe yöneldiler. Bu örgütleri maşa gibi kullananlar kendilerine bir istikbal inşa etme çabasındalar. Bundan sonra medeniyet yürüyüşümüzde kendimize yoldaş yapamadığımız gençlerin sorumluluğunu üzerimizde hissedeceğiz.” Demişti.
 
“Başbakanlığım döneminde bir konuşmamda 'Dindar nesil yetiştireceğiz' dedim, çılgına döndüler.” Demişti.
 
“Bize hakaret edenlere de hizmet verdik. Ama hedefimiz dindar nesildir. Çünkü bitaraf olan bertaraf olur. Mücadelemizi daha da başarıya ulaştıracağız.” Demişti.
 
“Acaba bizim imam hatiplerde proje okullarımız var. Bunlardan seçim yapmak suretiyle bazı profesörlerimiz, doçentlerimiz, acaba İmam Hatiplere müdür olmazlar mı? Geçmişte bunun örnekleri başka okullarda var. Şimdi ben de teklif ediyorum. Şimdi bazı profesörlerimiz, doçentlerimiz çıksın ben varım desin, ben imam hatip okulunda yöneticilik yapmaya varım desin. İşte reform budur. Bence bu işin başını çekecek bazı profesörlerimiz çıkacaktır. Diyecektir ki ben varım. Hani kim var denildiğinde sağına soluna bakınmadan ben varım diyecek bir nesil diyor ya üstat, işte o.” Demişti.
 
“Bu bir bayrak yarışıdır. Büyüklerimiz abilerimiz bu hizmete çok zor şartlarda başlamışlar. Büyük mücadelelerle bayrağı bize devretmişlerdir” Demişti.
 
“Dün gece TBMM'deki bütçe görüşmelerinde bölücü terör örgütünün mensupları yine şahsıma dil uzattılar. Ben parlamentoda değilim neden böyle her oturumda cumhurbaşkanına saldırırlar anlamakta zorlanıyorum.” Demişti.
 
“Külliye'nin inşasından başlayıp şahsımın 3 milyar dolar parası olduğunu iddia eden hezeyanlarla meclis kürsüsünü kirlettiler. Bu büyük iftirayı atan alçaklara diyorum ki hukukta bir kaide var; müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Yasal haklarım saklıdır. Manevi tazminat davası açılacaktır. Sizden önce bana bu tür iftiraları atan çok oldu. Olmayan şey ispat edilmez ki, olan şey ispat edilir.” Demişti.
 
“Milletimiz tartışmaya bakıp ortada iki şey görüyor. 90'larda İstanbul'a, 2000'lerde Türkiye'ye eşi benzeri görülmemiş hizmetler getirmiş bir kadro var. Diğer yanda Türkiye’yi yakıp yıkmaya çalışan bir anlayış var. Çukurlarla hendeklerle, doğu ve güneydoğuyu tiksindirici hale getirenler sizsiniz siz. Oralarda sadece rezalet, sefalet görürsünüz. İşte şimdi silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz üzerine üzerine gidiyor bunların. Bu iş bitti diye bırakmak yok, ondan sonra kentsel dönüşümle buraları yeniden inşa edeceğiz.” Demişti.
 
“Ben dedim ki artık parlamento milletin beklentilerine cevap vermelidir. Fezlekeleri yürürlüğe koyarak sığındıkları dokunulmazlığı kaldırmalı ve bunlar da yargıda gerekli cezayı almalıdır.” Demişti.
 
Birazcık internet gezintisi ile bulduğumuz söylemleri bunlar. Konuşmalarından rahatsız oluyorsanız,  o zaman 13 yıl önceye gidiniz!...
 
13 yıl öncesindeki konuşmalarına, ses tonuna, diksiyonuna, endamına, özgüvenine dikkat ediniz ve bugünler ile karşılaştırınız işte o zaman gelişimindeki eksilerinden artılarına doğru gerçekleri görmeniz daha da kolaylaşacaktır.
 
Siyasal liderlikte gelişim nasıl olmalı biraz ders alınız.
 
Hocam kime söylüyorsunuz bunları?
 
O sazı elinden bırakmayanın konuşmalarından rahatsız olan herkese söylüyorum!.. Özellikle de anası ve yavrularıyla muhalefet partilerine ve sözüm ona liderlerine söylüyorum!..
 
Yıllardır adamın önünde bir engeliniz yoktur!..
 
Engel olacak bilinçli bir siyasi edim ve edim sahipliğiniz de yoktur!..
 
Bunlardan dolayıdır ki: Ağzı da olduğuna göre adam dilediğince konuşacaktır!..
 
Üstelik makamı endamıyla da sen ona konuşamazsın ama o sana konuşur. O hukuk önünde haksız olursa tazminatı “örtülü ödenek” ten karşılarlar, sen böyle bir durumla karşı karşıya kalırsan vay hallerine ki donuna kadar icra kanalıyla alırlar.
 
Konuşturmak istemiyorsan ya sen daha iyi konuşmayı bileceksin yahut da konuşturmamanın hukuki yollarını öğreneceksin.
 
Yağma yok!...
 
Sezar’a hakkını vermekse vermek de gerek, öyle değil mi sözde üç muhalefet!
 
Zevat; dün de İslam Zirvesi'nin kapanışında aidat borcu olan ülkelere tepki gösterdi ve söylemlerine devam etti.
 
13. İslam Zirvesi'nin kapanış oturumunda aidat borçlarını tartışmaya açtı. “İnancımızda nafile ibadetler gizlidir, farz olan açıktır ki diğerlerini de teşvik etsin.” girişini yaparak ardından da, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı'na 2 milyon dolar bağış yapacağını açıkladı.
 
İşte budur, büyük Türkiye budur!
 
Büyük Türkiye 2 milyon dolar bağış yapar, 500 adet Mercedes araç konvoyuyla ülkemizde iki üç günlük konferansa gelen dünya zengini Suudi Kralı ağzı açık (?) bakar.
 
Adamların kralı altın klozetlerini yanında getirtiyor da bizim ki atla gitmiş hamama yadırganacak mı?
 
İslam İşbirliği Teşkilatı'na aidatlarını ödemeyen ülkeleri eleştirerek, ödeme yapmış ülkelerin listesini tek tek döktü ya orta yere, işte lider budur!..
 
“Teşkilat üyesi olmayan ülkelerdeki Müslüman toplumların ihtiyaçları konusunda duruşumuzu ortaya koyduk” dedi.(?)
 
“Zulmün engellenmesin ve adaletin temini için attığımız her adım önemlidir”, dedi.
 
Ağzı olan konuşuyor, şeklinde orta yerlerden bir söylemimiz vardır ya bizim. Gayet doğal zevatın ağzı var konuşuyor.
 
Dinleyenler düşünsünler gereğini.
 
Sen yoğurt bakracını önüne koyarsan tabi oda “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” atasözünü anımsayarak çalacaktır kaşığını. Zaten çalmaktadır da!...
 
Tamı tamına 14 yıldır konuşuyor, konuşturuyor!
 
Tamı tamına 14 yıldır istediğini konuşturuyor, istediğini susturuyor!
 
Demek ki neymiş?
 
Ağzı olan konuşur! (muş!)
 
Bilgeler de birçok anlamı değer sözler söylemişler:
 
En büyük başarı hiçbir zaman düşmemekte değil, her düşüşünüzde tekrar ayağa kalkmaktır. (Confucius)
 
Yani attan, eşekten, katırdan düşebilir insanoğlu ama önemli olan at, eşek, katırın insanoğlundan farkı nedir o iyi bilinmelidir!
 
Bir sürünün üzerine atılacak kurt, onun sayısını düşünmez. (İskender)
 
7 Haziran 2015 ne demişti millet sandıkta?
 
Dur!
 
Dur ve karşı dur!
 
Duruldu mu?
 
Hayır!
 
1 Kasım 2015 geldiğinde sofra muhteşem oluverince daha fazla neden aç beklesin ki kurt, kuzusunu da, koyununu da alır tabi sahipliğinden vazgeçilmiş bir meranın.
 
Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir. (Türk Atasözü)
 
Sözün anlamı ve önemi ‘Türk’lüğünü unutmadıkçadır!
 
Cesareti olmayan adam, keskin kenarı olmayan bıçağa benzer. (Benjamin Franklin)
 
Başımıza musallat ettiğimiz muhalefeti umum iyemizle o keskin kenarları olmayan bıçakları fark etmedikçedir…
 
Korkusuz olan dünyanın kralıdır. (Edison)
 
Adamın kaşarı, muhteremin karekökü olunca, yolda onundur, yoldaki kervan da onundur, kervandakilerin bil cümlesi de onundur…
 
İster süzmesini yeğle ister kaşarını. Açlık nedir ki birkaç paket makarnanın karşıtlığıdır zavallının.
 
Cesur adamlar gibi yapın zorlukları yüreklilikle karşınıza alın. (Horace)
 
Ana muhalefetin, yavru muhalefetin geçen 14 yıl boyunca cesur adamlar gibi milletin karşısında duranlardan hala bir şey öğrenemediklerini gördükçe yüzlerine tükürmekten başkaca ne gibi bir çare bulabilir ki bu necip millet?
 
Sadece korkmamaya başladığımız zaman yaşamaya başlarız. (Doroth Thompson)
 
Yıllarını sabırla geçirenlerce alınması gereken en önemli bir derstir bu. Bir zamanlar Yüksek Askeri Şura toplantılarında süt dökmüş kedi gibi “Şekil A” olanların şimdilerde  “Şekil A” ları nasıl “Şekil AZ” ye soktuklarından ibret alınamıyor ise başkaca ne söylenebilir ki?
 
Korku içinde yaşayan adam asla hür değildir. (Horatius)
 
Bu durumda kışladaki komutanın, sandıktaki yurttaşın olmayan “ödü” nerelerde bulunabilir ki?
 
Korktuğu şeyleri yaparak herkes korkuyu yenebilir. (Elenaor Roosevelt)
 
Madem herkes korkuyu yenebilir ise: Bu durumun “toplumun siyasi marazları” sorunsalı olarak ele alınması gerekmeyecek midir?
 
Bir şeyden korkan insan, kendi üzerinde bir güce sahip olunmasına izin verir. (Fas Atasözü)
 
Avrupalının ‘Maruk’ olarak adlandırdığı dünyanın birçok ülkesinden ekonomik ve sosyal olarak gerideki bir ülkenin insanı bu sözü söylemiş ise, bizlerin bundan çokça dersleri almamız gerekenler var demektir.
 
İşte onun içindir ki âdemi zevat konuşuyor.
 
Ondan korkanlarda üzerlerindeki kof dağının ağırlığını taşımaya razı durumda kalıyorlar.
 
Çünkü; Hayatta yapabileceğin en büyük hata, bir hata yapacağından sürekli korkmaktır. (Elbert Hubbart)
 
Demek ki meydan boştur…
Demek ki başkaca konuşabilen yoktur...
Demek ki konuşana dur diyebilecek ya bir zihniyet yoktur, ya da kabiliyetsizlik söz konusudur.
 
Ne demiş, usta yazarımız Behçet Necatigil?
 
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer.
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir.
Çünkü kimin, kimi yiyeceğine,
“Suyun akışı” karar verir.
 
Gidene kal demeyeceksin.
Gidene kal demek zavallılara,
Kalana git demek terbiyesizlere,
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,
yoksa değersiz olan hep sen olursun.
Düşün… Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter.
Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme,
tükettirme içindeki yaşama sevgisini.
Hep hatırla: “Çaresizseniz, Çare “sizsiniz” 
 
https://twitter.com/halkseshaber
https://twitter.com/tgbturkey
https://twitter.com/onersamanli?lang=tr
https://www.facebook.com/profesoronersamanli?fref=ts
https://www.facebook.com/onersamanli?fref=ts

    :

    :

    :

    :

    "Ne Mutlu ki Necip Milletin Konuşan Bir Cumhuru Reisi Var" hakkında Tweetler
    YAZARIN DİĞER YAZILARI
    https://twitter.com/KarsiGazete