KARŞI GAZETE | ÖZEL
KAÇ-AK SARAY'A, İĞRENÇ SAVUNMA...
10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü'nde bazı çevreler Atatürk'e hakaret yarışına girdi...
Akit TV'deki
'Zulüm 1938'de son buldu. Mustafa Kemal yıllar önce bugün öldü" alt yazısından sonra
Kanal A'da yayınlanan
"Manşetlerin Dili" Programında Atatürk hakkında akıl almaz yorumlar yapıldı.
Fatin Dağıstanlı'nın sunduğu ve
Alper Tan'ın konuk olduğu programda
Erdoğan'ın çok eleştirilen
Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile Atatürk'ün anıt mezarı
Anıtkabir'in kapladığı alan karşılaştırıldı.
"Koskoca Osmanlı Devleti’nin kurucusunun mezarı 15-20 metrekarelik bir alana oturuyor... Ulu Önder Atamızın şanı, şöhreti, padişahlığı, saltanatı, imparatorluğu sevmeyen Atamızın mezarı 750 bin metrekareye oturuyor."
"Normal boyda bir insan, sen, ben iki metre kareye sığarız mezar olarak...
... İkimiz birlikte de sığarız tamam mı? Kaldı ki Atamızın boyu 1,60 civarında, daha küçük bir mezara bile sığabilir."
"...2 metrekareye sığan bir mezar için sen 750 bin metrekareyi tahsis edip, Başkent’in göbeğinde. Bunu normal bulacaksın ama koskoca 78-80 milyon nüfuslu bir ülkenin yönetiminin merkezi olan sarayın 450 bin metreye konulmasına karşı çıkacaksın. Bunun bir yerinde tutarlılık görebiliyor musun?"
".... Atamızın yattığı mezarının büyüklüğü, Dolmabahçe Sarayı’nın oturduğu alanın üç misli büyüklükte. Tayyip Erdoğan’ın Beştepe’deki sarayının da yaklaşık iki misli büyüklüğünde bir mezarda yatıyor. O eleştirdikleri Osmanlı padişahlarının yattığı mezarlar da bir evin salonu büyüklüğünde..." vb. ifadelerin kullanıldığı programın tam deşifresi şöyle:
MANŞETLERİN DİLİ PROGRAMI- 10 KASIM
Fatin DAĞISTANLI:
Şimdi Hürriyet Gazetesi. Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfası. Şurası da hesaba dahil bir değerlendirme. Bu arada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 77. Yıldönümü biliyorsunuz. Orada bile bir hesap var.
Alper TAN:
Bak bu hürriyet aşkı. Burada iki türlü, Hürriyet Gazetesi olarak anlaşılabilir ama burada esas kastedilen şey bir dâhinin hürriyet aşkı derken Türkiye’de özgürlükler elden gidiyor. Medya özgürlüğü yok. İfade özgürlüğü yok. Siyaset özgürlüğü yok. Teşebbüs özgürlüğü yok. İşte holdinglere operasyon yapılıyor. Gazetelere el konuluyor. Özgür medya susturuluyor. Atamız gel de bizi kurtar. Biz diz çöktük senden medet bekliyoruz. “Biz diz çöktük senden medet bekliyoruz” sözü bugün Sözcü Gazetesi’nin manşetinde yer alan bir şiirden alma. Bu ne demek biliyor musun? Fatiha Suresinde “İyyakenabüdü ve İyyakenestain” diye geçer. Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz. (Parmağı ile gazeteyi işaret ederek)“Sana diz çökeriz senden yardım dileriz” diyor. Yani kendine göre uyarlamış Sözcü Gazetesi. Bu da operasyonal bir şey.
Şimdi bir saray muhabbetidir tutturdular. İşte Tayyibin Sarayı, Saray Gladyosu, Ata’nın Çiftliğine saray yaptılar. Çankaya Köşkü’nü, Atatürk’ün Köşkünü terk ettiler gibi. Bu saray 2 senedir, 1 senedir gündemde.
Şimdi bu Beştepe’deki Saray yetmedi, Mabeyin Köşkü, Yıldız Sarayı, Vahdettin Köşkü, Huber Köşkü. Yeni saray muhabbetleri çıktı.
Dün de biliyorsun burda konuştuk. “İStanbul’da da saraylar yapıyor. Sultan Abdülhamit’in de, Vahdettin’in de saraylarını kullanacak. Bak bu adam saray düşkünü, sarayı şanı, şöhreti, saltanatı, padişahlığı seviyor” algısı oluşturmak istiyorlar.
Şimdi ben bazı rakamlar vereceğim. Sevgili seyircilerimiz lütfen dikkatle dinlesinler burayı:
Osmanlı Devleti’nin en muhteşem sarayı en şaşalı sarayı Dolmabahçe Sarayı’dır. Dolmabahçe Sarayı 250 bin metrekareye oturuyor. Osmanlı Devleti’nin en muhteşem, en büyük sarayı budur, Dolmabahçe Sarayı’dır, o da 250 bin metrekareye oturuyor.
Şimdi Atamız saltanata karşıydı ya.. Padişahlığa karşıydı. Şana, şöhrete, israfa karşıydı. Atamız nerde ruhunu teslim etmiştir? Dolmabahçe Sarayı’nda ruhunu teslim etmiştir. O devirdiği Osmanlı Devleti’nin en muhteşem Sarayı’nda ruhunu teslim etmiştir. Orda hayata veda etmiştir. Son zamanlarını da o Saray’da geçirmiştir.
Bir tek eleştiri var mı? “Neden sen saray düşkünü değilsin, saltanata karşısın Osmanlı sarayını neden kullanıyorsun Atam. Sana yakıştı mı” Diye bir haber, bir başlık, bir eleştiri duydunuz mu? Duymadınız.
Peki, şimdi eleştirdikleri Beştepe’deki yeni saray, Ankara’daki yeni saray kaç bin metrekareye oturuyor biliyor musun? 450 bin metrekareye oturuyor. Küçük bir yer değil, gerçekten büyük bir yer.
Bir şey daha söyleyeceğim. Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi’nin Türbesi Bursa’da değil mi? Orhan Gazi’nin Türbesi de yanında. Ne kadar yerdedir Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin mezarının büyüklüğü? 15-20 metrekaredir. Bak koskoca Osmanlı Devleti’nin kurucusunun mezarı 15-20 metrekarelik bir alana oturuyor. 15-20 metrekare yani bir oturma odası kadar. Normal bir evin salonu büyüklüğünde bir yere oturuyor.
Peki Ulu Önder Atamızın şanı, şöhreti, padişahlığı, saltanatı, imparatorluğu sevmeyen Atamızın mezarı kaç metrekareye oturuyordur sence?
Fatin DAĞISTANLI:
450 bin.
Alper TAN:
750 bin metrekareye oturuyor. Bak bir insanın mezarı normalde 2 metrekaredir. Normal boyda bir insan, sen, ben iki metre kareye sığarız mezar olarak.
Fatin DAĞISTANLI:
İkimiz birden sığarız.
Alper TAN:
İkimiz birlikte de sığarız tamam mı? Kaldı ki Atamızın boyu 1,60 civarında, daha küçük bir mezara bile sığabilir.
Peki Atamız kaç bin metrekarede yatıyor? 750 bin metrekarede yatıyor. Bugün de ölüm yıldönümü.
Şimdi 2 metrekareye sığan bir mezar için sen 750 bin metrekareyi tahsis edip, Başkent’in göbeğinde. Bunu normal bulacaksın ama koskoca 78-80 milyon nüfuslu bir ülkenin yönetiminin merkezi olan sarayın 450 bin metreye konulmasına karşı çıkacaksın. Bunun bir yerinde tutarlılık görebiliyor musun? Neresinde tutarlılık var bunun?
Onun için bu çifte standartları ifşa etmeye devam edeceğiz. Yüzlerine çarpmaya devam edeceğiz.
Fatin DAĞISTANLI:
Ama hakikaten ben bile nefesimi tutarak dinledim. Yani şu açıklamalar on numara açıklamalar. Niye on numara açıklama? Tam böyle bir dönemde. Ben kısaca özetleyim. Bugün saraylara karşı olanların Gazi Mustafa Kemal aşklarına saygı duyuyoruz ama o saygıda da şunu görmemezlik ediyorlar; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün son nefesini Dolmabahçe Sarayı’nda son nefesini verdiğini. Ankara’da bugün 750 bin dediniz değil mi?
Alper TAN:
Yani Atamızın yattığı mezarının büyüklüğü, Dolmabahçe Sarayı’nın oturduğu alanın üç misli büyüklükte. Tayyip Erdoğan’ın Beştepe’deki sarayının da yaklaşık iki misli büyüklüğünde bir mezarda yatıyor. O eleştirdikleri Osmanlı padişahlarının yattığı mezarlar da bir evin salonu büyüklüğünde.
Fatin DAĞISTANLI:
Ama şunu da yanlış anlamasınlar, en azından bazı izleyiciler. Şöyle bir kıstasımız yok Ya da Erdoğan’la Atatürk’ü karşılaştırıyor değiliz.
Alper TAN:
Erdoğan’la karşılaştırmıyoruz. Elbette saygımız var. İstedikleri lideri sevebilirler, benimseyebilirler, önünde diz da çökebilirler, ondan medet te bekleyebilirler. Bunlara bir şey demiyorum. Ama bunları söylerken romantik duygularla hiç eleştirmeden her şeyi kabullenirken, gerçekleri göstermekte bizim görevimiz diye düşünüyorum.
Fatin DAĞISTANLI:
En önemli görevimiz hatta. Bence on numara açıklamalar. On numara değerlendirmeler. Bence bunu bir analiz olarak da yazmak da bilmiyorum kendi adınıza önemlidir diye düşünüyorum. Ben bu çerçeveden bakan hiç kimseyi görmedim şu ana kadar bu saray muhabbetine en azından.
karsigazete.com.tr