Cumhuriyet yazarı ve CHP milletvekili Mustafa Balbay, AKP'nin Bakan adaylarına kapalı zarf usulü ile teklif götürülmesini eleştirdi.
AKP zarf attı ya tutarsa diye sloganı ile okuyucu karşısıbna çıkan Mustafav Balbay ' Halk çözümsüzlüğü tercih edeni affetmeyecek ve cezalandıracak' dedi.
İşte Mustafa Balbay'ın o yazısı...
Türkiye’de ilklerden bir ilk daha yaşanıyor; kapalı zarf usulü teklif götürülen bakan adaylarıyla seçim hükümeti kuruluyor. Zarfla yapılan teklife yanıtın da yazılı olması istendiğine göre, arkadaşlar çok ciddi bir iş yaptıklarını düşünüyor olmalılar.
Öyle ya; âlem sersem millet kör, siyaseti istediğin gibi ör!
HALK ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ AFFETMEYECEK
AKP, 7 Haziran sonrasında hükümetin kurulmamasından kimin sorumlu olduğunu gizlemek için her yöntemi deneyecek. Çok iyi biliyor ki, halk çözümsüzlüğü tercih edeni affetmeyecek ve cezalandıracak.
CHP ve MHP seçim hükümetine üye vermeyeceklerini daha önce gerekçeleriyle birlikte açıklamıştı. Davutoğlu’na yakışan bu iki partinin verdiği yanıtı dikkate alıp bağımsız adaylardan oluşan bir hükümet kurmak olabilirdi. Bunun yerine partilerin tüzel kişiliklerini hiçe sayıp kişiye özel bakanlık teklifleri gönderdi. Bunu yapmazsa olmazmış, anayasaya uymak zorundaymış. Bu sözleri duyunca gözlerimiz yaşardı. Öyle ya; kendileri sülale boyu anayasaya o kadar bağlılar ki, en ufak bir uygunsuzluk onları kahreder, derinden üzer!
***
Oysa gerçekte iki amaç var; birincisi CHP ve MHP’yi çözümsüz partiler gibi göstermek, ikincisi de ola ki tutarsa bu partilerin içini karıştırmak.
AKP bir zarf attı, tutarsa!
Artık seçim sürecine girdik. Bugünden tezi yok, AKP karanlığını aşmaktan yana olanların ana gündeminin şunlar olması gerekiyor:
1- Ne olursa olsun, sandığa gitmek. Sandığa gitmeyen her seçmen AKP’nin oyunu 1 arttırmış demektir.
2- Olaylara kesinlikle iyimserlikkötümserlik duygularıyla bakmamak. 1 Kasım’ı kazanılması gereken bir seçim olarak görüp bunun gereğini yapmak, olabildiğince çok kişiye ulaşmak.
3- Çok partili sistem, sandığa batırılıp çıkarıldıktan sonra işte oldu diyecek kadar kolay bir süreç değil. Avrupa çok partili hayatı 300 yılda oturttu. Bizde de demokrasinin rayına oturmasının zaman alacağı gerçeğini görüp ne olursa olsun mücadeleyi elden bırakmama kararlılığında olmak.
4- 7 Haziran’da AKP’yi tek başına iktidar koltuğundan indiren seçmenin biraz daha bilinçli hareket etmesi halinde daha iyisini yapabileceğine inanmak.
5- Bugün Türkiye’de bulunduğu güç noktasını kaybetmekten en çok korkan kişinin Erdoğan olduğunu bilerek bu özgüvenle mücadelenin içinde olmak.
6- Her seçimin kendi içinde ayrı önemi vardır. Ancak bu seçim çok önemli. Böylesine önemli bir seçim sürecinde en büyük lüksün karamsarlık olduğunu, o kadar da lüksümüzün olmadığını çok iyi bilmek.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ