Başbakan Ahmet Davutoğlu, Habertürk'te gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Davutoğlu, 'Türkeş AK Parti'ye geçecek mi?' sorusuna "Böyle bir şeyi siyasi saygıya uygun görmem. Türkeş AK Parti’ye geçmek için ‘evet’demedi. Türkeş alternatifini düşünerek o kararı almadı." diye konuştu.
İşte Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:
Kabinede daha fazla hanımın olmasını istiyordum ama şartlar itibariyle elimizin çok serbest olduğu bir kabine değil burası. Anayasal zorunluluğu olan bir hükümet kurduk. Tercih hakkının tamamen benim elimde olmadığı bir tablo. Buna riayeti esas aldığım için 5-3-3 oranında bir isim tespit ettik. Bu anayasal bir zorunluluktu. 3 üye ‘evet’ dedi ve anayasal zorunluluk yerine getirilmiş oldu. Türkiye’nin resmi buraya yansısın dedim. Öyle bir temsil gücü olsun ki bu kabilenin herkes orada kendisini hissetsin.
''BU KABİNE TÜRKİYE'Yİ İDARE EDECEK''
Ak Parti’den 13 bakanlığı 11’e düşürdük. Bu zorunluluktu. 11 Baka arkadaşımı muhafaza ettim. 2 Bakan arkadaşıma teşekkür ettim. (Volkan Bozkır ve Ayşenur İslam) Bu kabine Türkiye’yi idare edecek. Kimse ‘bu isim ne arıyor’ demesin diye uzmanlığa baktım.
Türkiye’den her rengin temsil edildiği, Kürt, Türk, Alevi, Zaza, MHP’li, gençliğinde birbirleriyle karşı karşıya durmuş iyi bir kabine kurduğumuz düşüncesindeyim. Sonucunun da hayırlı olacağı düşüncesindeyim.
Bu anayasal bir hükümet, AK Parti hükümeti değil.
Bu koalisyon hükümeti oluşmayınca, meclis üzerine düşen sorumluluğun bir grup tarafından üstlenilmesi lazımdı. Reddedenler anayasa çizgisinin dışına çıkmış oldular. Bir tek bu hükümetle olan açıklamamı Başbakanlık’ta yaptım, öncekileri AK Parti Genel Merkezi’nde yapmıştım.
''KARAR ONLARINDI''
Diğer partilerle olan isimlendirmeleri ben yaptım ama karar onlarındı.
O kabineden daha fazla mutluluk duyardım. Buna olumlu bir cevap almadık. Meydanlarda rekabet ederdik, Bakanlar Kurulu’nda Türkiye meselelerini tartışırdık.
HDP AK Parti ile olmaz demişti, teröre de destek vermişti. 2 HDP’li bakan Davutoğlu hükümetinde yer almazdı. Açık söylüyorum. Terörle tutumunu net olarak ortaya koymaları lazımdı. Anayasal bir zorunluluktu onların kabinede yer alması.
CHP ve MHP bizi ve Türkiye’yi kıskaca sokmak istedi. Bu anayasayı anlamamak, saygı duymamak demek. Bahçeli yine bir takım tweetlerle ifadeler kullanmış. O muhakeme kabiliyeti ile, ‘bu anayasa bize ne diyor’ deseydi…
''LİSTEYİ BEN HAZIRLADIM''
Liste tamamen benim tarafımdan hazırlanmıştır. Cumhurbaşkanı ile de istişareler etmişizdir. Milletvekili olmayan arkadaşları da ilkesel bazlarda istişare ediyoruz, bu doğal bir şey. Bu eskiden de oldu. Cumhurbaşkanları her zaman onay döneminde görüşlerini bildirmişlerdir.
Bu "ahlaksız teklif" tabiri benim yüreğime dokunan bir kelimedir. Çünkü bana değil Anayasa'ya söylenmiş oldu.
Ben Cumhurbaşkanı’nın kararını kabul etmeseydim, anayasa ne olacağını yazmamıştı. Türkiye’de bir hükümet boşluğu olacaktı. Keşke içtihatı başka türlü oluşturmuş olsaydık.
TÜRKEŞ’İN ‘EVET’ KARARI
Türkeş’e mektup yazana kadar hiçbir görüşmem olmadı. Türkeş’i daha önceden tanıyorum. Birçok toplantıda beraber olduk. Aile geçmişini de siyasi kariyerini de bilirim. ‘Evet’ cevabını vermesi beni şaşırtmadı. ‘Evet’ dedikten sonra bir telefon görüşmemiz oldu ve teşekkür ettim. Sonraki gün bir araya geldik. Açık yürekliliğini bilirim. Türkeş bence içinden gelen sesi dinledi. ‘Bu bir devlet görevidir. Şuan bunu yapmazsam ileride bunu yapamam’ dediğini düşünüyorum.
‘Hayır’ diyen herkese şaşırdım. Onları tanıdığım kadarıyla tercih kararlarına şaşırdım. Levent Tüzel’in ‘hayır’ demesi başka şeylere dayanıyordu. Farklı bir ‘hayır’ o.
TÜRKEŞ AKP'YE GEÇECEK Mİ?
Böyle bir şeyi siyasi saygıya uygun görmem. Türkeş AK Parti’ye geçmek için ‘evet’demedi. ‘Partiden ihraç edilirseniz’ diye düşünmem ben. Türkeş alternatifini düşünerek o kararı almadı. Bu bir AK Parti görevi değil. Bu hükümete giren AK Parti’ye geçmiş olmuyor. Bunu Türkeş’e söylemeyi doğru görmem, etik görmem.