'Neron Roma’yı yıkmıştı; bunlar bırakın Ankara’yı, Türkiye’yi yakıyorlar'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bize bir dönem 'Bunlar Sivas’ın doğusuna gidemiyorlar' diyenler, bugün gitsinler bakalım, nasıl gidiyorlar... Gitsinler de görsünler ülkeyi ne hale getirdiklerini. Bakın, bizim bütün vekillerimiz orada ve korkmadan, çekinmeden halkla buluşuyorlar" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimlerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın milli iradeye saygı duymadığı için gidildiğini savunarak, "Bir kişinin hırsı, bir ailenin çıkarları uğruna bir ülke feda edilemez. Bakınız; Neron Roma’yı yıkmıştı; bunlar bırakın Ankara’yı, Türkiye’yi yakıyorlar" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
SARAYA VE İKTİDARA HİZMET EDERLER
Anayasanın çiğnendiği, hukukun olmadığı, bütün anayasal teammüllerin görmezlikten gelindiği ortamda kurulan kabine, ülkeye hizmet etme amacıyla kurulan bir kabine değildir. Yeni Bakanlar Kurulu sadece saraya ve siyasi iktidara hizmet edecektir, ülkeye hizmet etmesi söz konusu değil. İşin gerçeği bu.
İKİ GÜNDE BAKAN YAPTI
Tarafsız olması gereken kişilere bakın, hiçbirisinin tarafsızlığı söz konusu değil. Gümrük Bakanlığı’nda yıldırım hızıyla önce müsteşar, oradan da bakanlığa taşıdığınız bir kişiyi siz hangi liyakatla alıp bakan yaptınız?
HESABINI HALK SORMALI
(Hükümeti kurma görevinin verilmemesine CHP’nin tepki göstermediği eleştirileri hakkında): Biz makam, mevki peşinde değiliz. Onun için ayağa kalkmadık. Biz, hukukun ve adaletin peşindeyiz. Hükümeti kurma görevini bize vermiyorsa, bu tepkiyi bizden çok aydınların göstermesi lazım, halkın göstermesi lazım. Bize verilecek yetkiden korktular. “Kılıçdaroğlu ya hükümeti kurarsa, ne olacak o zaman halimiz” dediler.
PKK'YI KULLANARAK BU HALE GELDİLER
Ülkede bir kaos yarattılar. Ülke ekonomisi açısından büyük bir belirsizlik var. Bütün bunları kullanarak kendilerine iktidar arayışı içerisine girdiler. PKK’yi de kullanarak bu hale getirdiler. Şimdi açıkça halka şantaj yapıyorlar. Bu kabinenin hiçbir önemi yok. Yeni bir hükümet mi? Hayır, değil. Normalde seçim hükümetinin bağımsız bir başbakan tarafından kurulması lazımdı. “Ben yaparım olur”, anlayışıyla Türkiye gün geçtikçe dünyadan kopuyor. Bu açıdan baktığımızda kabinede isimler üzerinden gitmenin hiçbir mantığı yok.
ÜLKE FEDA EDİLEMEZ
Saraydan alınan talimatla bir ülke yönetilemez. Saraydan alınan talimatla ülke yönetiliyorsa Başbakanlık işlevsiz demektir. O nedenle bu seçimler bütün seçimlerden daha hayatidir. Ya bu ülkede kaos giderek derinleşecek ve sonucu belirsiz bir sürecin içine girmiş olacağız ya da hukukun üstünlüğü ve demokrasi egemen olacak. Bir kişinin hırsı, bir ailenin çıkarları uğruna bir ülke feda edilemez. Bakınız; Neron Roma’yı yıkmıştı; bunlar bırakın Ankara’yı, Türkiye’yi yakıyorlar.
SİVAS'IN DOĞUSUNA GİDEBİLİYORLAR MI?
Bize bir dönem “Bunlar Sivas’ın doğusuna gidemiyorlar” diyenler, bugün gitsinler bakalım, nasıl gidiyorlar... Gitsinler de görsünler ülkeyi ne hale getirdiklerini. Bakın, bizim bütün vekillerimiz orada ve korkmadan, çekinmeden halkla buluşuyorlar. Halk artık orada terör de istemiyor, baskı da istemiyor. İstediği tek bir şey var; o da insan gibi yaşamak.
KOLTUKTAKİNİ SORGULAMALIYIZ
Bizim ülkeyi seçime götüren anlayışı sorgulamamız lazım. Milli iradeye saygı duymayan, parlamentoyu işlevsiz kılan, güçler ayrılığı ilkesini geçersiz kılan, yargının tarafsızlığına gölge düşüren, namusu ve şerefi üzerine yemin ederek Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturup, ettiği yemini unutan kişiyi sorgulamamız lazım. Ülkenin ahlaki değerleriyle bu kadar oynayanları sorgulamamız lazım.
Kaynak: Cumhuriyet / Fırat kozok