Arınç'tan Mercedes tepkisi: "Erdoğan keşke o sözü demeseydi."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyanet İşleri Başkanı'na tahsis edilen araca ilişkin açıklamalarda bulundu.
Arınç, "Keşke Sayın Cumhurbaşkanımız da "al ben sana bir araç veriyorum artık onlara inat buna bineceksin" demeseydi." diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Star TV Ana Haber Bülteni'nde Nazlı Çelik'in sorularını yanıtladı. Arınç, Diyanet İşleri Başkanı'nın makam aracı tartışmasına dair çarpıcı yorumlarda bulunurken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi.
Arınç şöyle konuştu:
"DİYANET PROTOKOLDE İLK 10'DA YER ALMALI DEMİŞTİM"
"Diyanet İşleri Başkanlığı, Atatürk zamanından beri en saygın kurumlardan bir tanesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi itibariyle de en büyük kurumlardan bir tanesi. Fakat protokol sıralamasında ya 36. Ya da 46 sırada. 2-3 sene önce dedim ki bunun protokoldaki yerinin de çok güçlü bir biçimde öne gelmesi lazım. Madem ki önemli bir kurum, en azından ilk 10 arasında yer almalıdır demiştim.
'MERCEDES BENİM İÇİN MEZAR OLDU' DEDİ
Diyanet İşleri Başkanımıza müthiş bir yüklenme var. CHP’den, HDP’den yerine göre MHP’den. ‘Diyanet İşleri’ni kaldıracağız’ demek yetmiyor, başkanın şahsına da hakarete varan sözler söyleniyor. Orada kullandığı araç 300 binlik bir araç olduğu söylendi. Aracın kullanılmasından ziyade bunun fiyatının “1 milyonun üstündedir” denmesi bence yanlıştır. Diyanet İşleri Başkanımız da çok iyi ve hassas bir insandır. Çok üzüldü ve dedi ki “Ben bunu iade edeceğim. Artık bu Mercedes benim için bir mezardan farksız oldu.” dedi.
"KEŞKE CUMHURBAŞKANIMIZ..."
Sayın Cumhurbaşkanı’mız o sırada dedi ki “Sen yanlış yapıyorsun. Aracı iade etme.” İade etmişti. “O zaman ben sana Cumhurbaşkanlığı envarterinden bir zırhlı araç vereceğim.” Dedi. Arkasından da “Yurtiçi-yurtdışı seyahatleri için –bizim havuz sistemimiz var- oradan uçak tahsis edeceğim.”
Diyanet İşleri Başkanımızı yakinen tanıdığım için bu tartışmaların içerisinde olmaktan büyük bir üzüntü duyduğuna inanıyorum. Ve benim kararım şudur: Madem ki Diyanet İşleri Başkanı’mız “Ben bu aracı iade edeceğim” diye canlı yayında ifade etti, ve iade etmiştir. Bundan sonra da farklı bir araca bineceğini de ifade etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız onun itibarını iade etmek açısından zırhlı bir araç vermiş olsa dahi ben sayın başkanın “Çok teşekkür ederim sayın Cumhurbaşkanım. Nezaket gösterdiniz. Ama ben halkıma beyanda bulundum, bu tür araca binmeyeceğimi söyledim. Beni bağışlayın.” Demesini arzu ederdim. Dedi mi demedi mi bilmiyorum. O günden beri görüşmedim. Ben üzüldüğünü zannediyorum.
Cumhurbaşkanımıza saygısı sonsuzdur ama keşke sayın Cumhurbaşkanımız onun bu sözü üzerine “Al ben sana bir araç gönderiyorum. Onlara inat bundan sonra buna bineceksin.” demeseydi. Çünkü iki arada bir derece kaldığını düşünüyorum. Diyanet İşleri Başkanı böyle bir beyanda bulunduysa bize zorlamak düşmez. Kararına saygı duymak gerekir. Ama Cumhurbaşkanımız da 'Birileri onun itibarıyla oynadı ben o itibarı fazlasıyla teslim edeceğim.' diye düşünüyor. İki düşünce de bence haklı ama burada tercihim Diyanet İşleri Başkanı’nın tavrından yana."
Kaynak: gercekgundem.com