Demirtaş, Konya'da Kent Meydanı'nda partisi tarafından düzenlenen mitingte yaklaşık 15 bin kişiye seslendi
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, açılış törenlerine katılmasına eleştirdi.
Demirtaş, "Maşallah ülkenin Cumhurbaşkanı değil, 'Açılıştan sorumlu müdürü' mübarek. Nerede bir açılış kendisi orada. Açılışların tamamı da uyduruk. Açtığı bir şey de yok. Bak evde, kahvede gazoz açacaksanız, davet edin gelir. 'Gazoz açılacak' deyin gelir. Hiç bir fırsatı kaçırmaz. Evde konserve, yufka mı açacaksınız Cumhurbaşkanı'nı çağırın, AKP propagandası için, içinde açılış olan hiç bir şeyi kaçırmaz. Bu da hepimizin Cumhurbaşkanı, düşünebiliyor musunuz. 77 milyonun Cumhurbaşkanı'na bakar mısınız" dedi.
Demirtaş, Konya'da Kent Meydanı'nda partisi tarafından düzenlenen mitingte yaklaşık 15 bin kişiye seslendi. Geniş güvenlik önleminin alındığı mitingde 7 ilden takviye polis ekibi çağrıldı.
3 binin üzerinde polisin görev aldığı miting alanının etrafı dışarıdan başka grupların müdahale etmemesi için 3 aşamalı bariyerlerle çevrildi. Polis, miting alanı dışında kentin farklı noktalarında güvenlik önlemi aldı. Mitinge çevre illerden de katılım oldu.
''ÜLKEMİZE TEK ADAM SİSTEMİNİ YUTTURMAYA ÇALIŞAN BİR YAPI VAR''
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümeti eleştirerek, seçim kampanyalarını Başbakanlık sistemine yönelik yaptıklarını söyledi. Demirtaş, şunları söyledi:
"Adına 'İleri demokrasi', 'İleri Türkiye' dedikleri ama gece- gündüz herkesin bir tek kişiyi başkan yapmak için çalıştığı bir parti, bir çizgi var. Ülkemize tek adam, ülkemize diktatörlük sistemini, maalesef 'ileri demokrasi' adı altında yutturmaya çalışan bir yapı var. Seçim bu iki çizgi arasında gerçekleşiyor. 7 Haziran'daki tercihler ya özgürlük ya da diktatörlükten yana olacak. Biz istiyoruz ki, bunca acı, sıkıntısına rağmen, Cumhuriyet tarihi boyunca işlenmiş suç, günahlara yapılmış hatalara rağmen, artık geldiğimiz noktadan geriye gidiş olmaz. Artık bu ülkede taş üstüne taş konulmuşsa, bu ülkede olumlu ne yapılmışsa, onları da sahiplenerek geleceğimize bakalım istiyoruz. Tek bir adamın, tek bir kişinin, kendi ikbal, istikbali uğruna, kendi kişisel çıkarları, hırsları uğruna ülkemizi felakete sürüklemelerine izin vermeyiz."
"AHMET HOCA, MEYDANLARDA 'BAŞKANLIĞI SAVUNUYORUM' DİYEMEDİN"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu da eleştiren Demirtaş, Davutoğlu'nun seçim meydanlarında Başkanlık sistemini savunduğunu söyleyemediğini öne sürdü. Demirtaş, bütün AKP kadroları, Başbakan dahil 550 adayın tamamı şu anda bir kişiyi başkan yapmak için uğraştığını, bunun için meydanda olduklarını öne sürerken, şöyle konuştu:
"Başka da hiç bir vaatleri yok. Ahmet hoca sayın Davutoğlu, şu güne kadar meydanlarda, 'Ben başkanlığı savunuyorum' diyemediniz. 'Bize oy verin başkanlığı getireceğim' diyemedim. Ama biliyoruz ki bir kez daha siz seçilirseniz, bir kez daha AKP tek başına iktidar olursa bu ülkeye vaat ettiğiniz hiçbir şeyi yapma şansınız yok."
"BAŞKANLIK SİSTEMİ GELİRSE, ORTADA HÜKÜMET KALMAYACAK"
Demirtaş, başkanlık sistemi geldiğinde ortada hükümet diye bir şeyin kalmayacağını öne sürdü. Demirtaş, vaat edilen yeni Anayasa'yı yapma, seçim beyannamesindeki AKP vaatlerinden hiçbirinin uygulanma şansı olmadığını iddia ederken, "Çünkü başkanlık sistemi gelirse, ortada hükümet diye bir şey kalmayacak. Başbakanlık sistemi ortadan kalkacak" dedi.
"EN ÇOK DAVUTOĞLU'NA ÜZÜLÜYORUM"
Demirtaş, AKP'nin sürdürdüğü bütün kampanyanın başkanlık sistemi üzerine kurulu olduğunu, buna karşılık Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun meydanları dolaşıp, kendi yok edecek, kendi başkanlığını ortadan kaldıracak bir seçim kampanyasına alet olduğunu öne sürdü. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Davutoğlu'nun 'figüran olduğunu' öne sürerek şöyle konuştu:
"Ben hep diyorum ya, en çokta bu seçimde ona üzülüyorum. O kadar da koşturuyor, terliyor. Kimin için kendine hayrı yok. Seçimi kazansa başbakanlık gidecek, seçimi kaybetse istifa edecek yine başbakanlık gidecek. Onun durumu en zor. Allah ona yardım etsin. Fakat 7 Haziran akşamı onu bu zulümden kurtaracağız."
Hükümetin 13 yıldan bu yana iktidarda olduğunu ve kendileri dışında her şeyi bu ülke için tehdit olarak gördüklerini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Yıllarca bütün kimliklerimizi, Kürtlüğümüzü de, Araplığımızı, Ermeniliğimizi, Aleviliğimiz, Sünniliğimizi ne varsa, başörtümüzü, inancımızı devlete tehdit olarak kullandılar. Şimdi kendileri 13 yıldır iktidarda, kendileri dışındaki herkesi yine tehdit olarak, yine vatan haini olarak yine düşman olarak kabul ediyorlar. Çözebildikleri tekbir maalesef tek bir sorun yok. Tek bir demokrasi adına çözebildikleri sorun yok. Bana çıkıp söylesinler 2002 yılındaki yani kendilerini iktidara taşıyan seçim beyannamesindeki demokrasi vaatlerin hangisi yerine getirdiler. Yeni Anayasa onların vaatleriydi. 13 yıldır yeni Anayasa'yı yapmadılar. Kürt sorununu çözeceğiz dediler 13 yılda Kürt sorunu yoktur noktasına geldiler. Alevi sorunu, Avrupa Birliği, Ermeni, Kıbrıs meselesi, Türkiye'nin komşularıyla olan sorunları hangi birini çözdüler. İfade özgürlüğü, basın medya özgürlüğü hangi birileri çözüldü Allah aşkına. Attıkları her adım sadece iktidarlarını güçlendirmeye yarıyorsa, kıymet verdiler. AKP'yi güçlendirmeyen hiç bir adıma demokrasi demediler. Geldiğimiz noktada karşı karşıya olduğumuz durum vahim durumdur."
"KENDİLERİNE OY VEREN İNSANLARI KIRDILAR"
Demirtaş, AKP hükümetinin halktan güçlü destek alıp, yüzde 35'lerden, 52'lere geldiğini ancak, bu desteği iyi kullanmadıklarını belirtti. İktidarın kendilerini destekleyenleri de kırdığını öne süren Demirtaş, şunları söyledi:
"Aldıkları desteği bütün toplumun yararına kullanmadılar. Kendileri destek vermeyen, oy vermeyenlerde bu ülkenin onurlu vatandaşlarıdır. Bunu hissettirmeyi başaramadılar. Kendilerine oy veren insanları da kırdılar. Çünkü onların arkasında duran, zor günlerde AKP oy verenler mahcup oldular sonuçta. Öylesine kirliliğe, öylesine çirkeflere bulaştılar ki, İslam kimliği, siyasal İslam çizgisiyle, insani çizgiyi buluşturduk dediler. Fakat bugün ki pratikleriyle hem İslami çizgiyi, hem insanı çizgiyi mahcup ettiler. Yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle, lüksle, israfla anılır hale geldiler. Sokaklarda uyguladıkları şiddetle, işkenceyle, Roboski'yle, Geziyle, uyguladıkları katliamla maalesef insana değer verdiklerini göstermiş oldular. Bundan da en fazla Türkiye'deki İslami hareketler zarar gördü. Ben merak ediyorum neden bu kadar suskunlar. Bu ülkede çok zor günlerde büyük mücadeleler vermiş, İslami ve siyasal kişilikler ve çizgiler var. Onlar AKP iktidara gelip, saraylarda yaşasınlar, lüks ve israfla yaşasınlar, ayakkabı kutularını doldursunlar diye mücadele etmediler. Onlar niye sessizler merak ediyorum. Bugün neden bütün çirkefliklere, neden pisliklere sessiz kalıyorlar. Gün tam da buna isyan etme günüdür. AKP oy vermiş her yurttaşın hesap sorma günüdür. Biz size para çalın diye, biz size bu ülkede sultanlık yaratın diye, biz size padişah olun diye oy vermedik demesi lazım."
"GÜCÜNÜN KIYMETİNİ BİLMEYEN İKTİDAR"
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, muktedir olarak 'Güç zehirlenmesi' ie karşılaşan, güçlerinin kıymetini bilmeyen iktidarların, halk tarafından denetlenmedikleri, frenlenmedikleri ve cezalandırmadıkları takdirde o zaman ortaya felaket çıktığını söyledi. Demirtaş, "7 Haziran tam da bunun fırsatıdır. 'Güç zehirlenmesi' yaşamış ve ele geçirdiği güçlü başı dönmeye başlamış olanlara 7 Haziran'da bir ilacımız var; Bu zehirlenmeye karşı bir merhem bulduk, ilaç bulduk. Onun adı Halkların Demokratik Partisi" dedi. Demirtaş, bugüne kadar iktidarların toplumu tümüyle tekleştirmeye çalıştığını oysa yanlış bir politika olduğunu toplumun farklı dinlerden, dillerden, farklı kimliklerden, mezheplerden, inançlardan oluşabileceğini söyledi.
"SOL POLİTİKA"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, sadece AKP'nin değil, daha önceki iktidarların da sağ politikalarla, kapitalist, neo liberal politikalarla, parayı merkeze koyan, parayı putlaştıran bir anlayışla, sermayeye taparak yatırım politikalarına ve işçi, emekçi politikalarına baktıklarını ifade etti. Demirtaş, "Biz bunun nasıl bir doğa katliamına, nasıl bir işçi katliamına yol açtığın her gün acı tecrübelerle görüyoruz. Bunu da değiştirmek istiyoruz. Sol bir politika, emekten, işçiden yana, emeği merkezi koyan alın teriyle, helal lokma yiyenleri merkeze koyan bir ekonomi politikayla ülkemizi düze çıkarmayı istiyoruz. Kültürel kimlik sorunlarımızı çoğulcu demokrasiyle, ekonomik sorunlarımızı emekten yana sol bir politikayla çözmek istiyoruz" dedi.
ERZURUM VALİLİĞİNE SESLENDİ
Yurdun dört köşesinde mitingler düzenlediklerini belirten Demirtaş, Erzurum Valiliği'nin İstasyon Meydanı'nda miting düzenleme başvuruları yapan bütün partilere izin vermelerine rağmen, kendileri için bahaneler uydurduklarını savundu. Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaletsizce devlet olanaklarını kullanarak seçim çalışmasını aleyhlerine yürüttüğünü söyledi.
Seçime kısa süre kaldığını, giderek din tüccarlığı ve milliyetçi propagandaların artırılacağını öne süren Demirtaş, şöyle dedi:
"10 gün kaldı. Giderek din tüccarlığını, milliyetçi propagandayı artıracaklar. Bedavadan milliyetçi, inançlı Müslüman insanların oylarına konmaya çalışacaklar. Bakın bugün yarın Ayasofya tartışmasını açacaklar. Belki gidecekler namazlarını da, cuma namazlarını seçim kampanyasının parçası haline getirecekler. Bunların tarzı budur. Bugüne kadar bu şekilde çirkin, ucuz yöntemlerle oy toplamayı tercih ettiler. Görelim bakalım, aynı yöntemlerle önümüzde 10 gün sürekli milliyetçiliği tırmandırarak, ülkede bir kez daha kamplaşmaya yol açacaklar."
"CUMHURBAŞKANI DEĞİL, AÇILIŞTAN SORUMLU MÜDÜR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı açılış törenlerini eleştiren Demirtaş, şöyle konuştu:
"Maşallah ülkenin Cumhurbaşkanı değil, 'açılıştan sorumlu müdürü' mübarek. Nerede bir açılış, kendisi orada. Açılışların tamamı da uyduruk. Açtığı bir şey de yok. Bak evde, kahvede gazoz açacaksanız, davet edin gelin. 'Gazoz açılacak' deyin gelir. Hiç bir fırsatı kaçırmaz. Evde konserve, yufka mı açacaksınız Cumhurbaşkanı'nı çağırın AKP propagandası için, içinde açılış olan hiç bir şeyi kaçırmaz. Bu da hepimizin Cumhurbaşkanı, düşünebiliyor musunuz. 77 milyonun Cumhurbaşkanı'na bakar mısınız. Bu kadar panik, korku ecele faydası olmayan bir şeydir. Bunların yaptıklarını ebetteki yaradan da görüyor adaletsizlikleri, kulda görüyor. Herkes bu çirkinliğin farkında ve herkes bu adaletsizliğe 7 Haziran'da iyi bir cevap verecek."
Kaynak: DHA