Kendisini çocukluk yıllarında 'abi' olarak tanıyan, sonrasında Osmaniye'de Bahçeli'nin ardından ikinci sıradan milletvekili olan Hasan Hüseyin Türkoğlu hem bu eleştirileri, hem Bahçeli'nin durumunu değerlendirdi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi çocukluğundan bu yana tanıyan eski MHP Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'a konuştu. 1 Kasım sonuçlarının ardından Bahçeli'nin 'daha fazla yıpranmadan çekilmesi gerektiğini' savunan Türkoğlu MHP tarafından yok sayılan HDP'nin barajı geçmesi için 7 Haziran öncesi dua eden MHP'liler de olduğunu belirtti.
Bir Osmaniyeli olarak Devlet Bahçeli ile ne zamandan beri tanışırsınız?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Devlet Bey’in rahmetli babası ile benim rahmetli babam Osmaniye Küçük Sanayi Sitesi’nde esnaftılar. Devlet Bey’in babası Salih Amca, otolastik bayisi idi. Babam rahmetlinin ise otomobil aksamı sattığı bir dükkânı vardı.
*
Hatırlıyor musunuz çocukluğunuzdaki Devlet Bahçeli’yi?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Hatırlıyorum tabii... Ama Devlet Bey bizim büyüğümüzdü. Biz kısa donla gezerken o partideydi. Ailesini de yakından bilirim. Ankara’da üniversiteye başlayınca kendisiyle daha çok diyalog kurma imkânı buldum.
Osmaniye için ne ifade ediyor Devlet Bahçeli?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Tüm Osmaniyeliler olarak bizim medarı iftiharımızdır. Onunla gurur duyarız. Tüm Osmaniyeliler tarafından ona saygı duyulur. Hemşerilerimiz çocuklarına “Devlet” ismini koyarlar.
Bahçeli’nin babası nereden bulmuş “Devlet” ismini acaba?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Devlet Bey’in babası Salih Amca, “Bu dünyada, dünyevi olan iki önemli şey vardır... Biri devlet, diğeri servet” dermiş... Üç erkek çocuğunun birinin adı “Devlet”, diğeri “Servet” ve en büyüğüne de “Turan” ismini vermiş.
*
Devlet Bahçeli ile birlikte siyaset yapmaya ne zaman başladınız?
Hasan H. TÜRKOĞLU: 2005 yılında. Partinin AR-GE bölümünde fiili olarak danışmanlık hizmeti verdim. 2011 yılında da Osmaniye milletvekili seçildim.
*
Size çok değer vermiş Devlet Bey... Osmaniye’de kendi isminin hemen ardından sizi aday göstermiş.
Hasan H. TÜRKOĞLU: Doğru. Devlet Bey birinci sıradaydı, ben ikinci...
*
Devlet Bey, babanızın esnaf arkadaşının oğlu... Küçüklüğünüzden beri idolünüz. Size kendisinin ardındaki yeri vermiş, milletvekili olmuşsunuz. Ama bugün “Devlet Bey bırakmalı” diyorsunuz. Burada bir vefasızlık yok mu?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Benim yaklaşımımı Osmaniye’deki birçok hemşerimiz paylaşıyor. Osmaniye’nin en değerli evlatlarından biri olan Bahçeli’nin, çok ağır eleştirilerle karşılaşması, hakarete varan mizah konusu haline gelmesi, karikatürize edilmesi hepimizi çok üzüyor.
*
Neden bu zor gününde destek vermiyorsunuz kendisine?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Eğer Devlet Bey’in genel başkanlığında partimiz yüzde 20’lere, yüzde 30’lara zıplayacaksa... Neden destek vermeyelim? Ama böyle bir tablo yok ortada. Bilakis daha kötüye giden bir görüntü var. “Bugün seçim olsa MHP, yüzde 6 alır, 9 alır, baraj altında kalır” diyenler var.
Bir Osmaniyeli olarak Devlet Bahçeli’ye yeni dönemde nasıl bir rol biçiyorsunuz?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Sadece ben değil, Osmaniye’de birçok hemşerimiz, “Bu isim daha fazla yıpranmadan bırakmalı” diyor. Devlet Bey, hepimizin büyüğü olarak bir aksakal, bir bilen, bir ağabey olmalı... Biz onu başımızın üstünde taşımaya devam ederiz.
*
Peki ya olmazsa? Bırakmazsa?
Hasan H. TÜRKOĞLU: O zaman, partimiz ve kendisi çok kötü bir noktaya gitmiş olur. Bizim büyüğümüz, bizim Devlet Bey’imiz çok daha yıpranacak ve yıpratılacak bir noktaya gitmiş olur. Biz onun yıpranmasını istemiyoruz. “Bilge lider” olarak, MHP’nin en büyük hamisi olarak en büyük danışmanımız olmasını istiyoruz.
KİMDİR?
- Osmaniyeli... 48 yaşında...
- Mülkiye mezunu.
- Çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptı.
- İçişleri Bakanlığı’nda üst düzey görevler yaptı.
- 2011’de MHP’den Osmaniye milletvekili oldu.
- Eşi kimyager. Öğretmenlik yapıyor.
- İki çocuğu var: Nisanur ve Mehmet Oğuz... Her ikisi de hukuk okuyor.
'Başbuğ 1977’de CHP ile uzlaşmıştı'
Hasan Hüseyin Türkoğlu, MHP’nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş’in 1977 yılında yaptığı bir siyasi atağı hatırlatıyor:
“Bakın, 1977 yılında TBMM’de Meclis, başkanını seçemiyor. Bir tıkanma olmuş. Alparslan Türkeş rahmetli, CHP’ye, MHP’lilerin de oy verebileceği bir CHP’linin aday gösterilmesini istiyor ve Meclis başkanı olarak CHP’li Cahit Karakaş seçiliyor.
Düşünün: O dönem CHP’liler ile MHP’liler büyük çatışma içinde... Fakat buna rağmen bu iki yapı, böyle bir uzlaşma kültüründe buluşabiliyor.”
MHP ‘hayırcı’ değildi, ‘hayırcı’ gibi yansıtıldı
MHP, koalisyon görüşmelerinde “Hayır” diyen bir parti miydi?
H. HÜSEYİN TÜRKOĞLU: Ben MHP’nin bu konuda masum olduğunu düşünüyorum. Asıl hayırcılar, AKP’lilerdi. Ama algı, 7 Haziran gecesi Bahçeli’nin o konuşmasıyla tesis edilmeye başlandı. İstişare edilmeden, belki çok erken yapılan.
MHP’den bile HDP barajı aşsın diye dua edenler oldu
7 Haziran’dan sonra Bahçeli, HDP’yi yok saydı... Bu doğru bir politika mıydı?
Hasan H. TÜRKOĞLU: HDP’ye 6 milyonu aşkın insan oy vermişti. 7 Haziran’dan 31 Ekim gününe kadar HDP’ye oy veren insanlara hakarete varan ifadeler kullanıldı. HDP’nin siyasal kadrolarına yönelik eleştirilerden söz etmiyorum, oy verenlere yönelik hakaretlerden söz ediyorum. Neyse ki 31 Ekim günü Bahçeli tarafından Adana’da yapılan konuşmada, “Biz HDP’yi tanımıyoruz ama oy verenlere saygı duyuyoruz” denildi. Çok geç kalınmıştı bunun için. Algılar yerleşmişti.
*
Peki ilk günden itiberen “HDP’ye oy verenlere saygı duyuyoruz” mu denilmeliydi?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Biz Türk milliyetçileriyiz, Türk milletinin tüm fertleri bizim için saygıdeğer ve önemlidir. Bu milleti siyasal tercihleri sebebiyle ne dışlayabiliriz ne de ayıplayabiliriz. Böyle bir hakkımız yok. 7 Haziran’da bazı insanlarımız, sırf AKP’yi iktidardan göndermek için HDP’ye oy verdi. Bu insanları yok saymak ve dışlamak mümkün değildi. Bir dil geliştirilmeliydi.
Çünkü HDP’nin 7 Haziran’da aldığı oyların bir kısmı AKP karşısında kendini çaresiz hisseden insanlardan geliyordu. Ben Osmaniye’de bir MHP’liden, “HDP’nin barajı geçmesi için dua edeceğim hiç aklıma gelmezdi” cümlesini işittim.
*
Sizce HDP’nin dışarıdan desteklediği bir CHP–MHP hükümeti kurulabilir miydi?
Hasan H. TÜRKOĞLU: Siyasette hedef iktidar olmaktır. Tabii ki tek başına! Ancak 7 Haziran sonuçları buna müsaade etmemiştir. O zaman yapılması gereken bütün alternatiflerin tek tek ele alınması ve MHP’nin bu alternatiflerden hangisinden en yüksek faydayı elde edeceğinin tespit edilmesiydi.
MHP iki hedefi mutlaka gerçekleştirmeliydi
Hasan Hüseyin Türkoğlu’na göre... 7 Haziran’dan sonra MHP, şu iki hedefi mutlaka gerçekleştirmeliydi:
BİRİNCİ HEDEF: Meclis Başkanlığı muhalefette kalmalıydı MHP, öncelikle Meclis Başkanlığı’nın muhalefette kalmasını mutlaka temin edebilmeliydi.
İKİNCİ HEDEF: MHP muhakkak iktidarın bir parçası olmalıydı.Her durumda MHP, iktidarın bir parçası olmalıydı. Bunun sağlanması gerekirdi. Oyunun böyle kurulması gerekiyordu.
'Bahçeli’ye eleştirilerde ölçüyü kaçıranlar var'
Bazıları, 'Bahçeli iktidar olmak istemiyor, keyfi yerinde, rahatını bozmak istemez' diyorlar. Ne diyorsunuz bu tür eleştirilere?
H. HÜSEYİN TÜRKOĞLU: Tabii ki Devlet Bey de partisini en tepeye taşımak istiyor. Türk milleti için hassasiyetleri olan biri. Fakat sonuçta 18 yıllık genel başkanlığı döneminde üç buçuk yıllık koalisyon ortaklığı dışında taraftarlarına iktidarı sunamayan bir isim... Artık herkes eleştiriyor, eleştirirken de ölçüyü kaçırıp her şeyi söylüyorlar.
'Gitmezlerse tabanın gözyaşları götürür'
MHP’de bir değişim gerçekleşebilir mi sizce?
H. HÜSEYİN TÜRKOĞLU: 12 Eylül’den kalma Siyasi Partiler Yasası, partilerdeki genel merkez yönetimlerini koruyor, değişimi zorlaştırıyor. Bu açıdan MHP’de değişim zor ama imkânsız değil.
*
Zoru başarmak mümkün müdür?
H. HÜSEYİN TÜRKOĞLU: Tabii ki mümkün. Sahada MHP’ye gönül vermiş insanlar gözyaşı döküyor. Manisa’ya gittim. Bir partilimiz ağlamaya başladı. Hüngür hüngür ağladı koskoca adam... Bulunduğumuz ortam çok kalabalıktı, buna rağmen ağladı.
*
Niye ağlıyor?
H. HÜSEYİN TÜRKOĞLU: 'Manisa’da gezemiyorum' diyor. 'Sokakta yüzümü yere çevirerek, başım aşağıya eğik şekilde yürüyorum' diyor. 'Bizim partimiz, PKK’nın siyasi uzantılarından daha az milletvekili çıkarmış. Genel Başkanımız “Bu bölge bizim için flu” demişti ya... Meclis’te o flu bölgeye artık MHP’liler oturacak. Bunun için başı eğik. Çocuklarımın nafakasından kesip partiye hizmet ettim, eve ekmek götürmedim' diyor.
*
Tabanda travma mı var?
H. HÜSEYİN TÜRKOĞLU: Kesinlikle. Büyük bir travma var tabanımızda. 1 Kasım sonuçları ümitsizliğin had safhaya ulaştığı bir tablo koydu ortaya. Siyasi Partiler Kanunu’nun sağladığı imkânlarla yönetiminizi devam ettirebilirsiniz. Ama ağlayan bu insanların ağlama nedenlerini ortadan kaldıramazsanız, o gözyaşları büyük bir hareketi çıkarır ve sizi götürür.
'Bahçeli hizmetini yaptı artık sıra genç bir isimde'
Hasan Hüseyin Türkoğlu, “Bahçeli önemli hizmetler yaptı ama artık sıra yeni bir isimde” diyor ve bu görüşünü şöyle anlatıyor:
- Devlet Bey, 1997’de birçok adayın yarıştığı kongrede genel başkan seçildi. Genel başkan olduktan sonra MHP’ye büyük hizmetleri oldu. Partinin imajını düzeltti.
- Devlet Bey çok beyefendi bir insandır. Çok saygılıdır. Karşısındakinin sözünü asla kesmez, saygıyla dinler. “Sevgide mecburiyet yok ama saygıda mecburiyet vardır” der. 1999 seçimlerinde MHP’nin elde ettiği başarıda birçok faktörün yanı sıra Devlet Bey’in bu imajının da payı vardır.
- Ama Bahçeli’nin genel başkan olmasının üzerinden 18 yıl geçti. Türkiye, 13 yıldır AKP tarafından yönetiliyor. Artık çok farklı bir seçmen profili çıktı ortaya. Böyle bir ortamda MHP’nin daha dinamik, daha çözüm odaklı, daha ümit veren bir anlayışla yönetilmesi lazım. MHP, genç bir ekip tarafından yönetilmeli.
- Uluslararası arenada tecrübesi olan, ekonomi ilgili konularda birikimi olan, milletini yakından tanıyan, milletinin değerleriyle örtüşen, hem dış Türkleri hem de Müslüman âlemini bir arada değerlendiren bir yapı çıkmalı ortaya. Bu yapının başında birikimi olan genç bir isim olmalı.
Yeni lider kim olmalı?
MHP’nin başında kimi görmek istiyorsunuz? Birçok isim var gündemde.
Hasan H. TÜRKOĞLU: 14 Kasım’da MHP MYK toplanacak. İl başkanları da toplanacak. Bu toplantılarda 1 Kasım sonuçları değerlendirilecek. Bugün MHP’liler partimiz zarar görmesin diye kamuoyu önünde yüksek perdeden bir tartışma yapmıyorlarsa bu aldıkları terbiyedendir. Ama aynı terbiyeye sahip yöneticiler de aynı duyarlılıkla hareket etmeli ve bu hareketin önünü açmalı. İsimleri ancak ondan sonra konuşabiliriz.
Kaynak: hurriyet.com.tr