CHP lideri Kılıçdaroğlu: Bir dedikodudan beslenen kişilerin CHP'de yeri yoktur.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge programında gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın sözleri üzerine başlayan “Atatürk portresinin indirilmesi” tartışmasıyla ilgili olarak Kılıçdaroğlu “Aylin Hanım, resmi indiren milletvekili varsa, gördüyse bunu bize söylemeli. Atatürk resmini indiren bir kişi CHP’nin kapısından içeri giremez, ama ben olduğunu sanmıyorum. Bir dedikodudan beslenen kişilerin CHP’de yeri yoktur” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tarafsız Bölge programında Ahmet Hakan, CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat ve Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in sorularını yanıtladı. CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın, Atatürk portresi tartışmasıyla ilgili Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından disiplin kuruluna sevk edilmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, söz konusu iddiayla tüm milletvekillerini töhmet altında bırakıldığını belirterek, böyle bir olay gerçekleştiyse Nazlıaka’nın bu ismi açıklanması gerektiğini söyledi. Bir dedikodudan beslenen kişilerin CHP’de yeri olmadığını kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
'YA ÇIKAR AYLİN HANIM DER Kİ...'
“Bir CHP milletvekilinin Atatürk resmini indirmesi mümkün değil. Aylin Hanım’ın açıklaması doğrultusunda tüm vekiller töhmet altında. Ya çıkar Aylin hanım der ki ‘şu kişi indirdi’ biz de o kişiyi çağırırız, ‘kardeşim sen niye indirdin’ deriz. Atatürk üzerinden bize saldırmak isteyen çevrelerce olay büyütüldü. Tartışılan Aylin Hanım’ın sözleri. Bir milletvekili indirmiş ve Aylin hanım bunu söylemiyorsa, bütün vekiller töhmet altında kalır. Gelsin bunu açıklasın. Aylin Hanım, resmi indiren milletvekili varsa gördüyse bunu bize söylemeli. Atatürk resmini indiren bir kişi CHP’nin kapısından içeri giremez, ama ben olduğunu sanmıyorum. Bir dedikodudan beslenen kişilerin CHP’de yeri yoktur. Atatürk üzerinden dedikodu yapılmaz.”
KIlıçdaroğlu gündeme dair birçok konuda da tespitlerde bulundu. İşte Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları:
(Bülent Arınç’ın açıklamaları) Erdoğan’ın mı dediği doğrudur, Bülent Arınç’ın dediği mi doğrudur diye; bana kalırsa, Arınç’ın dedikleri doğrudur. Bazı şeyleri samimi olarak dile getiriyor fakat eleştirdiğim yönleri de var. Özellikle, “Ankara’yı parsel parsel sattılar” dedikten sonra hiçbir açıklamada bulunmadı.
AKP’nin kendi içinde güneş görmemiş gerçekler var. Bu olaylar açık açık konuşulsa, belki biz iktidarın gerçek yüzünü görebileceğiz.
AKP’nin tek bir yöneticisi var, o da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Atılacak her adımda ona danışılıyor. Dolmabahçe’deki görüşmeden Erdoğan’ın haberinin olmaması mümkün değil.
AKP’de farklı sesler çıktı ama baskıyla sözlerini geri çektiler. Arınç’ın AKP’de özgül bir ağırlığı var. Arınç bile patlama noktasına gelmiş, vicdanen rahatsız olmuş demek ki.
(Eski AKP’liler yeni parti kuracak mı?) AKP’de ihaleleri, rantları dağıttığı sürece herhangi bir ayrışma olmayacaktır. Geçmişte de böyle durumlar oldu fakat bir süre sonra sular duruldu.
(Arınç’ı dürüst buluyor musunuz?) Eleştirdiğim yönü de bu. Arınç çok şey biliyor ama söylemiyor. Arınç’ı rahatsız eden birçok unsur var. Daha önce de buna benzer çıkışları oldu. Sayın Bülent Arınç’a bildiklerini söylememek yakışmıyor. Kul hakkı yiyene karışmıyorsanız o suça ortak oluyorsunuz demektir. Arınç gün yüzü görmemiş hakikatleri söylemeyecekse hiç konuşmasın.
Arınç-Erdoğan arasındaki gerilim sadece ikisini değil tüm devleti ilgilendiren bir konudur.
Arınç bakanlık döneminde TRT’yi kendi yayın organı gibi kullanmıştır.
(CHP’nin kurultay sonrası yeni yönetimi) Benim anahtar listem 104 kişiden oluşuyordu. 104 kişiden 52 kişiyi seçin değişimi siz yapın dedik. Liste delinirse ne olur, hiçbir şey olmaz. Atilla Taş, keşke Parti Meclisi’ne gelebilseydi, mutlu olurdum. Atilla Taş partili.
104 kişilik liste PM ve MYK oluşturacağım bir listeydi. O listede 1-2 kişilik bir fire oldu. MYK’da alanlarında son derece yetkin isimler var. Medyatik değiller fakat yakın sürede gündeme gelecekler. Olayları sadece kişilere endekslersek, en büyük yanlışı yapmış oluruz. Örneğin İsrail konusunda, Ortadoğu konusunda son derece uzmanlaşmış arkadaşlar ve biz bu arkadaşlardan görüş alıyoruz. Rahatlıkla şunu söylüyorum, CHP dış politikası, Türkiye’yi aydınlığa çıkaracak bir politikadır. Biz Ortadoğu’ya da barışı getirecek partiyiz. Rusya ile barışı yapacak partiyiz. Biz, bu alanlardaki en yetkin isimleri davet ettik görüştük. Biz, bir politikayla ilgili, bir ismi çağıralım o işi yürütsün demiyoruz.
Biz, sosyal demokrat partiyiz. Birisi alevi kimliği ya da başka etnik kimliği nedeniyle CHP’li olayım diyorsa, CHP’li değildir. Keşke bütün aleviler CHP’ye oy verse. Sandıklara baktığımız zaman çoğu alevi vatandaşımızın bize oy vermediği apaçık ortada..
(‘Diktatör’ sözleri tartışması) Kurultay konuşması en çok izlenen konuşma olmak zorundaydı. Ve ben namus şeref kavramının ne kadar önemli olduğunu vurgulamam gerekiyordu. Tarafsızlık konusunda yeminini tutmuyorsa ben onu gündeme getirmek zorundaydım. Ve ben kurultayda bunu söyledim. AKP’liler benim hakkımda suç duyurusunda bulunuyorlar. Hiç önemli değil. Bu ülkede namus ve şeref kavramı önemlidir.
Erdoğan, sürekli konuştu ben ses çıkarmadım. Ama artık burama kadar geldi. Ettiği yemine sadık kalmazsa, bu ülkede her şey bozulur. Ben Erdoğan’ı muhatap almıyorum. Benim muhatabım başka birisi. Ben, Erdoğan’a hiç bir zaman da saygısızlık etmedim. Kalkıyor, muhalefet bunu yaptı, şunu yaptı diyor. Sana ne kardeşim? Tarafsızlığını koruduğu sürece bir mesele yok.
Evet açıkçası diktatör. Yargı, emrindeymiş gibi talimat veriyor. Yargıya hiç kimse emir, talimat veremez. Hangi çağda yaşıyoruz biz? Günlük siyasetin sıcak unsuru haline geleceksiniz ve ben bunu eleştirmek zorundayım.
(Yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışması) Cumhurbaşkanı, yeni anayasa ve başkanlık sistemi için kampanya yapamaz. Biz Erdoğan’ın kafasında ne olduğunu bilmiyor muyuz? Toplumu kandırmaya çalışıyorlar. Gerçekten de rejim ile ilgili sorunumuz var. Aydınlar bir araya gelmeli, konuşmalı; buna bir şey diyemem. Ama kendisine özgü bir düzenleme için yaparsa buna karşı çıkarım. Gereksiz bir tartışmanın içerisine Türkiye’yi sokuyoruz. Yeni anayasa, darbe hukukundan kurtarma komisyonu adıyla yazılmalı.
(Terörle mücadele) Terörle mücadele yapılmalıdır. Silahlı Kuvvetler silah bıraksın diyorlar. Zaten adı Silahlı Kuvvetler, böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Sorun şu, hendekler kazılırken bu ülkeyi yönetenler neredeydi? Hendeklere karşıyız. Orada terör örgütü mensupları, ‘Sur’da hiçbir ev kapısını kapatmasın’ diyerek emir vermiş. Aileler bu yüzden kapılarını kapayamıyor. Sur’un dışında başka insanların evde otururken seken kurşunla ölmesini doğru bulmuyoruz. Sokağa çıkma yasağını doğru bulmuyoruz. Sorun bunun çok daha ötesinde. Sorun şu; PKK, 17 ilçeyi silah deposu haline getirirken bu ülkeyi kim yönetiyordu? PKK, Sur’u silah deposu haline getirirken Vali ‘dokunmayın’ demiş. Bugün, yaşadığımız terör sorumlusu mevcut hükümettir. Siz bir suç örgütünün konuşlanmasına ve yapılanmasına izin verdiniz.
(Anket tartışması) Anketler, AKP’nin yükseldiğini gösteriyor olabilir ama benim görevim halka doğruları söylemek. Çıkardıkları yasalar bizim taahhüt ettiğimiz yasalar. Etin 50 TL’ye çıktığı yerde başarı olabilir mi? Devleti yönetmek bu değil. Bizim siyasetimiz batıdaki gibi değil, etnik kimlik ve inanç üzerinden siyaset yapılıyor. Bu çemberi kırmak lazım. Aydınlar, bildiri yayımladı ülkede kıyamet koptu. 12 Eylül’den ne farkı var? Bunu biz çözeriz, neden çünkü biz uygarlığı savunuyoruz. Bunları halka anlatacağız.
Kaynak: sozcu.com.tr