Türkiye’de her on kişiden birinin uykusuzluk yaşadığına dikkat çekilerek, son 50 yılda günlük uyku süresinin erişkinlerde ortalama iki saat azaldığı belirtildi.
Uyku problemlerinin dikkatte dağınıklık, yorgunluk, sinirlilik ve çökkünlük halleri oluşturduğunu kaydeden Talaz,
“Uyku problemlerinde trafik ve mesleki kazalarda artış, günlük aktiviteleri yerine getirme zorluğu, eklem ve kas ağrıları gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bununla birlikte enfeksiyona yatkınlık, iyileşme sürecinde yavaşlama gibi bilişsel, psikolojik ve fiziksel olarak olumsuz sonuçlar da doğurabiliyor. Yaşam kalitesinde azalma, sağlık ve iyilik hallerinde bozulmalar ortaya çıkabiliyor.” dedi. Stres, çalışma saatleri, egzersiz, ısı ve ışık gibi çevre unsurlarıyla alkol, sigara, çay veya kahvenin de uyku düzenini değiştirdiğini aktaran Talaz, yanlış zamanlarda uykuya dalma, uykuyu sürdürmedeki zorlukların da yaşam kalitesini düşürdüğüne işaret etti.
KÖTÜ KALİTEDE UYKU KALBE ZARAR VERİYOR
Kötü kalitede bir uykunun metabolik ve kardiyovasküler hastalıklara sebep olduğunu vurgulayan Deniz Talaz, uyku probleminin toplumda ciddi bir rahatsızlık olarak görülmediğini bildirdi. Sağlıklı bir yaşam için düzenli ve kaliteli bir uykunun büyük önemi olduğuna dikkat çekerek, “Uyku, canlıların vazgeçilmez temel ihtiyaçlarındandır. Uyku, gündelik yaşamın dışında boşa geçen ya da kesintiye uğrayan bir zaman dilimi değil, aksine fizyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları bulunan aktif bir durumdur. Yetişkinler için ideal uyku süresi, ortalama yedi sekiz saat olarak belirtilmektedir.” diye konuştu.