25 Mayıs 2015 - 3:32
Yakında yandaşların evinde, işyerinde
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın küçük küçük maketleri,
bibloları ve heykelleri bir köşeye yerleştirilip,
önünde secde edilirse şaşırmayacağım.
!..*.!...!.*..!
Yukarıdaki mi?
Öylesine bir şekil işte :)
***
Gelelim konuya;
Kuran pasta yapılıp yendi mi?
Yendi.
Hazreti Peygamber (SAV)’a kibirli
davrandı denildi mi?
Denildi.
Altı üstü hepimiz gibi bir fani olan dönemin
Başbakanı’na, şimdinin Cumhurbaşkanı’na
‘Allah’ın tüm sıfatlarını taşıyor’ dendi mi?
Dendi.
Bakara Suresiyle ‘Makara’ diye
dalga geçildi mi?
Geçildi.
Yalan başını alıp gitti mi?
Gitti.
Şimdi de,
Salavat-ı Şerife ile Erdoğan'ın ismini
birleştirip türkü yapıldı.
Recep…Tayyip…Erdoğan…
Salli Ala Muhammed…
Recep…Tayyip…Erdoğan…
Salli Ala Muhammed…
Ne demeli, ne anlatmalı,
Ne desek, ne anlatsak boş…
Araba yoldan çıkmış artık.
***
SAPITAN BEŞER KENDİ TUTTUĞUNA,
KENDİ YAPTIĞINA TAPARMIŞ.
***
Şirk hızla yayılmaya başladı.
Bu ve benzeri davranışların alenen
yapılması da ayrı bir tartışma konusu.
Makam ve mevki için ne yapacaklarını
şaşırmış bir topluluk var.
***
Prof. Dr. Yasin Aktay’ı bilirim, tanırım.
Bir Akademisyene hiç ama hiç
yakıştıramadım…
***
Kimse kusura bakmasın.
Din, ahlak, hukuk, adalet yıpratıldı.
İslam iyice oyuncak haline geldi.
Pes doğrusu…
***
Yazımızı “düşünebiliyor musunuz?”
sorusundan esinlenerek aklımıza gelen
bir uydurma hikaye ile bitirelim.
AKP’li, daha doğrusu ‘RTE’sever
bir arkadaşınızın evine misafirliğe gitmişsiniz.
Çay ya da kahve beklerken, mutfağın hemen
yanından bir ses geliyor. Bir de bakmışsınız
arkadaşınız diz çökmüş heykele yalvarıyor;
“Ey Yüce Tayyip! Misafirim geldi.
Evde yemek yok. Verilen makarnalar,
hazır çorbalar, kahveler bitti.
Yalvarırım Yüce Tayyip! Bir mucize göster de
arkadaşıma mahcup olmamayım”
Baştan söyledim,
böyle bir şey yaşanırsa asla ama asla,
şaşırmayacağım…