Sait Nazlıcan, 2012 yılında Diyarbakır’da hastalanıp doktora gittiğinde öğrendi rahatsızlığını. Nazlıcan, doktorların ‘Su iç geçer’ dediğini söylüyor.
"Bir mağazada satış danışmanı olarak çalışıyordum. Bir gün rahatsızlandım. Doktora gittim. Tahlil ve tetkiklerin ardından böbreklerimin sağlıklı çalışmadığını söyledi doktor. ‘Ne yapmam lazım?’ dediğimde bana bol su içmemi zamanla düzeleceğini söyledi. Ben de üzerinde durmadım. Bol bol su içtim."
ASKERDE SIKINTI BAŞLIYOR
İki yıl önce askerlik için Kars’a giden Nazlıcan, bir sabah uyandığında gözlerinin iyi görmediğini fark eder. Önce revire ardından hastaneye gider. Ancak yapılan tetkiklerin tamamı göz üzerinedir:
"Doktorlar gözlük vereceğiz dediler. Ben de hiç göremediğimi, gözlüğün işe yaramayacağını söyledim. Birliğime geri döndüğümde iştahsızlık, kusma ve baş dönmesi başladı. Fenalaşınca ambulansla hastaneye kaldırdılar. Önce Erzurum’a ardından da Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne gönderdiler. Doktor ‘Böbreklerin iflas etmiş’ diyerek beni çürüğe ayırdı. Diyarbakır’a döndüm ben de."
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi başarılı organ nakil operasyonları ile tanınıyor.
DİYALİZ GÜNLERİ
Diyarbakır’a döndükten sonra Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi’ne başvuran Sait Nazlıcan haftada üç kez diyalize bağlanır. Bütün yaşamının böyle sıkıntılı geçeceğini düşünen Nazlıcan bir doktorun önerisiyle umutlanır.
“Diyalizde dört saat kalıyordum. Sonrasında yorgunluk, baş dönmesi ile evime geliyordum. Çalışamıyordum ve yaşamımdan hiç keyif alamıyordum. Bir gün diyalizdeyken Doktor Nurettin Ay ile tanıştım. Organ Nakli Merkezi’nde çalışıyormuş. Beni organ bağışı listesine yazabileceklerini söyleyince umutlandım. Listeye yazdılar. Sonra ailemden organ bağışı yapabilecek kimsenin olup olmadığını sordu. Hem uyum problemi yaşanmıyormuş hem de bekleme süresi kısalıyormuş.”
Sait Nazlıcan, fotoğrafını gösterdiği cezaevindeki ağabeyi Akif Nazlıcan'ın organ bağışıyla hayata tutundu
HABER CEZAEVİNDEKİ AĞABEYİNDEN GELİR
Sait Nazlıcan durumu ailesine açamamış.
"Onlara kıyamazdım" diyen Nazlıcan’a durumundan haberdar olan ağabeyinden haber gelmiş. Bir alacak-verecek meselesi nedeniyle cezaevinde bulunan ağabeyi bağış için hazır olduğunu bildirince hastane resmi prosedürleri başlatmış.
“Yaklaşık dört ay sürdü prosedürler. Adalet Bakanlığı’na yazılar yazıldı ve ağabeyim Diyarbakır Açık Cezaevi’ne nakledildi. Ardından hastaneye getirilerek ameliyat yapıldı. Bir hafta geçti, sağlığım gayet iyi bugün yarın taburcu olacağım. Ağabeyimin de durumu iyi, o taburcu olarak cezaevine gönderildi.”
BAŞARILI OPERASYON
Ameliyatı gerçekleştiren ekipten Doçent Dr. Ramazan Danış, ilk kez cezaevinden bağış aldıklarını belirterek Sait Nazlıcan’ın çok çabuk iyileştiğini ve böbreğinin bütün fonksiyonlarının çalıştığını söyledi.
“Askerdeyken fenalaşmış Sait; bizde diyalize girerken organ bağışı sırasına yazıldı. Haber cezaevinde olan ağabeyinden geldi. Hemen işlemlere başladık. Biraz uzun sürdü ancak sonuç itibariyle sağlığına kavuştu. Çok başarılı bir operasyonun ardından ağabeyi taburcu oldu, kendisi de taburcu olacak durumda. Bundan sonra sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürecek olması bizim en büyük mutluluğumuz.”
'ORGAN BAĞIŞI ÇOK AZ'
Operasyon ekibinden Operatör Doktor Nurettin Ay, özellikle bölgede organ bağışının çok az olduğunu belirterek kendilerinin canlıdan bağıştan çok kadavradan bağışı tercih ettiklerini söyledi.
“Sait Nazlıcan’ın bağışçısı ağabeyi. Herkes o kadar şanslı değil. Bağış bekleyen binlerce hasta var. Türkiye’de ve özellikle bölgemizde organ bağışı çok az. Pek çok hayat kurtarabilecek organlar bağış olmadığı için toprak oluyor. Bizim tercihimiz kadavradan organ almak. Herkesten organ bağışı için duyarlılık bekliyoruz.”
"KARDEŞLİK BÖYLE GÜNLERDE BELLİ OLUR"
Sait Nazlıcan ağabeyinin cezaevinden uzattığı eliyle artık yaşama daha sıkı tutunacak. Ağabeyinin,
"Biz kardeşiz, kardeşlik böyle günlerde belli olur" dediğini söyleyen Sait Nazlıcan’ın şimdi en büyük hayali altı ay sonra cezası bitecek olan ağabeyiyle birlikte bir kafe açmak; kafenin ismi de hazır;
‘Kardeşler Kafesi.’
Kaynak: Al Jazeera