Kadıköy'de 24 Ocak gecesi 18 yaşındaki Üniversite öğrencisi E.F.B.'ye tecavüz eden ve hakkında 10 yıldan 33 yıla kadar hapis cezası istenen servis şoförü Cengiz Ay’ın yargılanmasına başlandı.
Bağdat Caddesi'nde genç kıza bıçak tehdidiyle tecavüz eden servis şoförü Cengiz Ay, “Geceleri uyuyamıyorum. Psikolojik tedavi görmeye başladım. Yazılı ifade vereceğim” dedi.
Kadıköy'de 24 Ocak gecesi arkadaşlarıyla yaptığı kutlama sonrası evine dönen 18 yaşındaki Üniversite öğrencisi E.F.B.'ye tecavüz ettiği gerekçesiyle tutuklanan ve hakkında cinsel saldırı ile nitelikli gasp suçundan 10 yıldan 33 yıla kadar hapis cezası istenen servis şoförü Cengiz Ay’ın yargılanmasına Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı.
Duruşma öncesi ailesiyle birlikte adliyeye gelen E.F.B’nin 50’ye yakın arkadaşı da destek için yanındaydı.
Alınan geniş güvenlik önlemleri altında başlayan davada sanık Cengiz Ay mahkeme başkanı Özlem Karaçam’ın ifade verip vermeyeceği yönündeki soruya, “Hayır” yanıtını verdi. Mahkeme başkanı sanığını emniyet ve savcılık ifadelerini okuduktan sora da sanık susma hakkını kullandı.
Sanığın ifade vermemesi üzerine şikayeti sorulan E.F.B arkadaşlarıyla Kadıköy’de yaptıkları kutlama sonrası 02.00’da dolmuşa bindiğini ancak dolmuşun dolmasını bekledikleri için 2.40’da evinin bulunduğu mevkide indiğini belirtti. Sahil yolundan evinin bulunduğu sokağa girdiğinde arkasında ayak seslerini duyduğunu ifade eden genç kız,“Kulaklığımı çıkardım. Telefonda 15 dakikaya eve geleceğini söylüyordu. Evime bir blok kalmıştı ki adımları hızlandı bıçağı karnıma dayadı, 'Sesini çıkarma seni delik deşik ederim' dedi. Orada bir kamyonun arkasına geçerek önce ellettiği cinsel organını çıkardı, başımı eğdi oral seks yaptırmaya çalıştı. Sonra beni evimin yanındaki apartmanın arka bahçesine götürdü. Ben ‘Ağabey yapma’ dedikçe o bana’ Bana ağabey deme bana aşkım de’ diye konuşuyordu. Beni sürekli ‘Seni delik deşik ederim diye tehdit ediyordu. Adımı sordu, yaşımı sordu. Önce 16 dedim sonra ısrar edince 18 dedim. Benimle zorla öpüşmeye başladı. Göğüslerimi elledi. Sonra pantolonumu çıkardı ve zorla cinsel ilişkiye girdi. Ardından da ağzıma boşaldı. Ben onları tükürdüm. Sonra bana 'paranı ver' dedi. Cüzdanımdaki 65 lirayı verdim. Sonra da telefonunu aldı. Beni minibüsüne götürmeye çalışırken bırakması yönündü yalvardım. Sonra bir evin ışığı yanınca beni bıraktı. Geri geri korkarak apartmana girdim. Koşarak eve çıktım. Babam çığlıklarıma ve ağlamama uyandı. Hemen dışarı çıktı ama gitmişti. Bu olay 15-20 dakika sürdü” şeklinde konuştu.
BAKANLIĞA DAVA AÇACAĞIM
E.F.B’nin avukatları davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın katılma talebinin reddedilmesini istediler. Avukat Nuray Ünal Aile Bakanlığının bu olayın mağduru değil suçlusu olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bakanlık 'benim vatandaşım gece de dışarıda gezer' demedi. Gerekli toplumsal eğitim çabalarını göstermedi. Günümüz iktidarının bu olayda kadınları mini etekli, alkol alan ve sokağa çıkanlar diye ayırdığı için hizmet kusuru vardır. Bizim gözümüzde İçişleri ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı mağdur değil suçlu konumundadır. Bakanlık 'Zaten alkollü, gece 3’de sokakta ne işi var, bakire de değil' aşağılanmalarına karşın hiçbir koruyucu davranışta bulunmamıştır. Bu nedenle müdahale taleplerini kesinlikle kabul etmiyoruz. Biz bakanlığa tazminat davası açacağız”
Bu konuda görüşü sorulan savcı 6284 sayılı kanunun 20/2 maddesi gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davada katılma talebinin kabulunü karar verilmesi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme de savcının bu görüşüne uydu.
Sanığın susma hakkını kullandığı, mağdurun ifadesinin alınıp tüm delillerin toplandığı dava için mahkeme başkanı taraflara esas hakkında diyeceklerini sordu. Bunun üzerine susma hakkını kullanan sanık, “Ben geceleri uyuyamıyorum. Doktora gittim. Psikolojik olarak hasta olduğumu söyleyip ilaç verdiler. Tedavi görüyorum. Daha sonra yazılı savunma yapacağım” dedi. Bu ani istem üzerine mahkeme esas hakkındaki savunmaları almayıp, sanığa yazılı savunma için süre vererek davayı erteledi.
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İstanbul temsilcisi Fidan Ataselim, "Kadın kardeşimizin arkasındayız. Duruşmada çok güçlüydü. Bu olayın ardında 'Gece 03.00'da ne işi vardı' diye söylemeye başladılar. Bu tür saldırıların söylemlerle meşrulaştırıldığı bir dönemden geçiyoruz" dedi.
Mağdur genç kızın avukatı Nuray Ünal ise sanığın duruşmada susma hakkını kullandığını belirterek, "Karakolda verdiği ifadelerle ilgili de yorumda bulunmadı. Sanık en son aşamada cezaevinde ilaç kullandığını bu nedenle savunma yapmadığını, yazılı savunma yapmak istediğini ifade etti. Bu nedenle duruşma ertelendi. Tabii ki ruh sağlığı kesinlikle bozuk ama bu işlediği suçun nitelik ve mahiyetini bilmeme durumunda değil. Tabii ki sapkın düşünceleri olmasaydı bu düşünceleri müvekkilim üzerinde uygulamazdı. Bence hayattın bittiğini kabul eden bir noktaya gelmiş. Sanığın bu davranışının tüm tecavüze yeltenmek isteyen insanlara örnek olmasını umuyorum" ifadelerini kullandı.