ABD tutuklu bulunan ve 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonun kilit ismi Rıza Sarraf'ın kefalet talebinin reddedilmesinin ardından her şeyi itiraf edeceği iddia edildi.
New York Güney Bölgesi Başsavcılığına yakın güvenilir kaynakların belirttiğine göre Rıza Sarraf'ın savunmasını değiştirerek "suçumu kabul ediyorum" pozisyonuna geçmek üzere başsavcılıkla görüşmelere başladığı iddia edildi.
Haberdar'dan İlhan Tanır'ın haberine göre, 27 Nisan günü New York’da yapılan ilk mahkemeye Sarraf bizzat katılarak, hakkındaki suçlamalara karşı "suçsuzum" demiş ve Bharara’nın ofisinin yaptığı suçlamalara karşı bu pozisyonla savunmaya başlayacağını göstermişti.
New York’daki duruşmayı yakından izleyen kaynaklara göre Sarraf, özellikle geçtiğimiz perşembe günü, 16 Haziran’da yayınlanan Hakim Richard M. Berman’ın 35 sayfalık gerekçeli kararını gördükten sonra durumunun ne kadar ciddi olduğunu anladı.
'SUÇUNU KABUL ETMESİ' NE DEMEK?
Sarraf'ın durumunun ciddiliğini son zamanlarda anladığı, bunda dünyanın en pahalı savunma avukatlarından Brafman'ın mahir sözlerince savunulmasına rağmen Hakim Berman'ın gerekçeli kararı ve kefaleti red etmesinin önemli rol oynadığı sanılıyor.
Sarraf’ın suçluluğunu itiraf etmesi ayrıca onun hapis cezasından kurtarmayacak. Sarraf’ın vereceği bilgilerin önemine ve değerine göre hakkında istenen suçlamaların cezası azaltılabilecek.
Buna benzer federal duruşmaları izleyen güvenilir kaynaklar, savunmanın savcılıkla iyi bir pazarlık ve istenen cezalarda ciddi bir indirim yapılabilmesi için, Sarraf’ın dava hakkında başsavcılığın elinde olmayan, değerli, davayı kolaylaştıracak, hızlandıracak, berraklaştıracak bilgileri vermesi gerektiğini hatırlattılar.
Yani şu aşamada, Sarraf'ın ''pazarlık'' a oturmak istemesi yetmiyor. Bunun için Başsavcılığı ikna etmesi gerekiyor.
Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi Başsavcılığın Sarraf hakkında şimdiden çok ciddi kanıtlara sahip olması. Bharara’nın ofisinin, Amerikan kolluk kuvvetleri tarafından 2010’dan beri yapılan soruşturmalardan sonra elinde çok sağlam kanıtlar olduğu biliniyordu. Bu şartlarda Sarraf’ın Bharara’da olmayan, veya bulunan kanıtların daha da detaylanmasını sağlayan önemli bilgiler, Türkiye’de beraber çalıştığı çark hakkında daha önce ulaşılamayan bazı diğer bağlantılar hakkında Baharara'ya aydınlantıcı bilgiler vermesi beklenebilir.
Şimdiye kadar Sarraf hakkındaki iddianame açıklanmış değil. İddianamede 100'ü aşkın sanığın Türkiye'nin spor, iş, bankacılık, siyaset ve bürokrasi dünyasından olması bekleniyor.
'GEÇ AÇILDI'
Baharara’nın soruşturmasından haberi olan kaynakların bildirdiğine göre Sarraf, tutuklandığı ilk dönemlerde konuşmakta isteksiz davrandı ve yöneltilen suçlamalara karşı sessiz kalarak, cevap vermek veya itiraflarda bulunmak istemedi. Bunda, kefalet talebinin kabul edilmesi umudu etkili idi. Bu umutlar Hakim'in çok açık kefaleti ret kararı ile yıkıldı.
Hatırlanacağı gibi savunma avukatı Brafman ile başsavcılık temsilcilikleri 7 Haziran’da biraraya gelerek sonraki duruşmaların takvimini kararlaştıracaklardı. Ne var ki avukat Brafman, 6 Haziran’da mahkeme başkanına bir dilekçe sunarak erteleme istemiş, gerekçe olarak da “o zamana kadar, savunma makamı, gözden geçirmesi gereken esasa ilişkin incelemenin hacmini ve belgelerin ne kadarının çevirilmesi gerektiğini daha iyi ele alabilir” demişti.
Bu cümleden Brafman'ın da Sarraf hakkındaki suçlamaların ciddiliğinin yeni yeni farkına vardığı ve Brafman'ın duruşma süreci daha da ilerlemeden Sarraf'ın suçlamaları hakkında daha yeterli delilleri görmek istediği anlamı çıkarılmıştı.
O günden beri hakkındaki kanıtların ve suçlamaların bazılarını gören Sarraf ve savunmanın, aleyhinde toplanan deliller ve Hakim Berman’ın kefalet talebini reddetmesi sonrası konuşmaya hazırlandığı öğrenildi.
Bundan dolayı da 20 Haziran Pazartesi günü biraraya gelmesi beklenen savunma ve başsavcılığın, bu konferans görüşmesinde daha önce beklendiği gibi Sarraf'ın asıl duruşmalarla ilgili takvimini hazırlamayabileceği, bu takvimin pazartesi günkü 'konferans görüşmesinden' çıkmayabileceği öğrenildi.
BİR SONRAKİ ADIM
Bundan sonra Sarraf’ın savunma makamının, savcılık makamı ile müzakere, veya ''pazarlık'' müzakeresi yapması bekleniyor.
Bundan dolayı bir sonraki adımın ne olacağı konusunda net bir bilgi yok. Pazartesi günü biraraya gelecek iki tarafın hafta boyunca müzakerereleri devam ettirmesi bekleniyor.
Sarraf’ın ‘suçunu kabul etmesi’ halinde dahi jürili duruşmalar yapılması ve bu oturumlarda Sarraf’ın İran ambargosunu nasıl deldikleri, kara parayı nasıl akladıkları, ABD hükümetini nasıl dolandırdığı hakkında, Türkiye ve diğer ülkelerdeki ortaklarına kadar bir takım bilgileri vermesi beklenebilir.
İTİRAF NASIL İŞLER?
Amerikan yargı sisteminde savunma ve savcılık arasında yoğun şekilde kullanılan ‘pazarlık’ (plea bargain) müessesinin çok farklı uygulanış şekilleri var. Temelde, savunmanın suçlamaları kabul edip, savcılığı ve devletin imkanlarını zorlamadan ve para, zaman israfına neden olmadan, buna karşılık Amerikan devletinin lehine ve o zamana kadar elinde olmayan bilgileri temin etmeleri durumunda, bunlara karşılık da federal savcılığın ileri sürdüğü cezalarda hafifletme talebi olarak tasvir edilebilir. Böylece hem devlet hem de sanık bu durumdan yararlanmış oluyor, bu durum hem savunma hem de savcılığın işine geliyor.
Savunma ile Savcılığın bu ''pazarlık'’ ın detaylarında anlaştıktan sonra hakimi ‘anlaşma’ hakkında haberdar etmeleri beklenir. Hakim bu anlaşmayı kabul ettikten veya bazı tavsiyeler yaptıktan sonra ise yeni bir duruşma tarihi belirlenerek, sanığın ‘suçsuzum’ veya ‘suçluyum’ itirafını dinler ve bu mahkeme süreci içinde kayıt altına alınır.
Bu şartlarda, savcılık ve savunma, ''pazarlık detayları'' ve Sarraf’ın sunacağı bilgileri gördükten sonra yeni bir duruşma tarihi belirleyebilir ve bu duruşmada sanığın ‘suçluluk’ itirafını kayda geçirebilirler.
Sarraf’ın bu pazarlık talebinin kabul edilebilmesi için, yukarıda söylendiği gibi, savcılıkta olmayan ve savcılığın işini kolaylaştıran değerli itirafların olması gerekmekte.
Savcılık ve savunma arasındaki "pazarlık" ın şartlarının yakın zamanda sonuca ulaşması bekleniyor.