İtalya eski Başbakanı Silvio Berlusconi rüşvet vermek suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Ülke siyasi tarihinin son 21 yılına damga vurmuş olan Silvio Berlusconi bir kez daha yargı kanadından darbe yedi.
Deneyimli siyasetçi, 2006 yılında muhalefet liderliği yaptığı sırada sol grupta bulunan, eski temiz eller savcısı Antonio Di Pietro'nun kurduğu İtalya'nın Değerleri Partisi'nden senatör olan Sergio De Gregorio'ya, kendi tarafına geçmesi için rüşvet vermekle suçlanıyordu.
SENATÖR RÜŞVETİ İTİRAF ETTİ
Bu şekilde güvenoyuna tabi tutulan Romano Prodi hükümetini devirmeyi başaran Berlusconi’nin, söz konusu senatöre 3 milyon Euro ödediği ortaya çıkmıştı. Gregorio da dava sürecinde rüşvet aldığını itiraf etmişti.
Geçtiğimiz günlerde Napoli Adliyesi’nde görülen davada mütalaasını açıklayan savcılık makamı, Berlusconi hakkında “rüşvet vermek” suçlamasıyla 5, ona yardım ettiği belirlenen güvendiği adamı Valter Lavitola'ya da 4 yıl 4 ay hapis cezası verilmesini talep etmişti.
Çarşamba akşamı nihai kararını açıklayan mahkeme, hem Berlusconi’ye hem de Lavitola’ya 3’er yıl hapis cezası verdi.
İki şüpheliye ayrıca, 5’er yıl kamu kurumlarında çalışma yasağı getirildi.
“YARGININ ZULMÜNE UĞRADIM”
Kararın ardından bir açıklama yapan Berlusconi, bunun, politik aktörlük imajını baltalamak için yapılan bir yargı zulmü olduğunu savunarak, “Tamamen politik bir süreç sonunda, gülünç bir suçlama üzerine inşa edilmiş bu saçma siyasi kararı dikkate alacağım” dedi.
“Ben oldukça sakinim” diyen Berlusconi, her zaman, kurallar ve yasalara saygılı olduğunu, ülkesinin çıkarları için çalıştığını ve böyle yapmaya da devam edeceğini belirtti.
Kararı temyiz mahkemesine taşıyacaklarını söyleyen Berlusconi’nin avukatı Nicolo Ghedini de, sansasyonel bir şekilde haksız ve adaletsiz bir kararla karşı karşıya olduklarını öne sürdü.
PRODI: “BERLUSCONİ BUNU YAPMASAYDI HALA BAŞBAKANDIM”
Berlusconi’nin yaptığı bu senatör satın alma manevrasıyla hükümeti düşmüş olan Romano Prodi de, kararın ardından ANSA haber ajansına açıklamada bulundu.
Prodi, bu manevranın kendi kişiliğini değil, demokrasiyi yaralamış olduğunu söyleyerek, “Bu konuda o zaman iddialar vardı, ama savcının da altını çizdiği gibi bunu bilmiyordum. Eğer biliyor olsaydım hala başbakandım” diye konuştu.