Türkleri değil; Rus, Kazak, ABD, Arjantin çiftçisini destekleyelim...
KARŞI GAZETE | RÖPORTAJ
KENDİ TOPRAĞINDA YETİŞEN ÜRÜNÜ İTHAL EDEN ACAYİP ÜLKE: TÜRKİYE
Hükümet kurma ve erken seçim çalışmalarıyla meşgul olan siyaset dünyasının, bir an önce Türkiye'nin gerçek sorunlarına el atması bekleniyor. Seçim öncesi siyasilerin dilinden düşürmediği çiftçiler, hala mağdur... Ortada verilen sözleri tutacak bir hükümet de yok! Sonuç olarak tarım ürünlerinin ithal edilmesi politikasında değişen bir şey yok... Türkiye, buğdayın anavatanı ve Türkiye, kendi buğdayını üretme gücüne sahip olduğu halde yine buğday ithal edecek... Üstelik iddialara göre depolarda buğday olduğu halde...
Yoğun koalisyon tartışmaları arasında, buğday ithalatı uyarısını gündeme taşıyan CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ile anlaşılamayan buğday ithalatı politikasını konuştuk...
"SOSYAL DEVLET, KENDİ TOPRAĞINDA YETİŞEN ÜRÜNÜ İTHAL ETMEZ"
Neden buğdayı bile ithal eder hale geldik?
2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'na göre gayri safi milli hasılanın %1’i çiftçiye aktarılmalıydı. Oysa AKP iktidarı 2007 yılından bu yana sadece % 0,5 pay veriyor. Yani çiftçiye 8 milyar dolar aktarılması gerekirken, 4 milyar dolarlık kaynak aktarılıyor.
Normal şartlarda bir sosyal devletin, kendi topraklarında yetişen bir ürünü ithalat yoluyla sınırlarına sokmaması lazım. Ancak Türkiye'nin ürettiği buğday kaliteli değil. Sanayici ekmeği istediği gibi üretemiyor.
"ÇİFTÇİ DAHA ÇOK ÜRÜN ALABİLDİĞİ İÇİN KALİTESİZ BUĞDAY TOHUMU KULLANIYOR"
Kaliteyi buğday neden üretilmiyor?
Kaliteli buğday üretilmesi için tarımın bir devlet politikası haline gelmesi lazım. Kaliteli buğday tohumu eken çiftçi, 1 dekardan 300 kg buğday elde ediliyor. Ama daha düşük kaliteli tohum eken (ekmek yapımında kullanılamayan, ancak diğeriyle karıştırılarak kullanılan) çiftçi, dekar başına 450-500 kg buğday alıyor. Bu durumda çiftçi biraz düşük fiyattan satsa da verimi yüksek tohumu tercih ediyor daha fazla ürün almak için. Sanayici de dışardan temin yoluna gidiyor...
-Bu durumda bu yıl da buğday ithal etmeye devam...
Aldığımız duyumlara göre şu an depolarda buğday var ama yine de ithalat yapılacak.
Türkiye'nin stoklarında buğday varken, niye ithalat yapıyoruz? Toprak Mahsülleri Ofisi'ne sorduk, cevap alamadık. Şimdi Meclis aracılığıyla soracağız... Bu ayrı bir konu...
"İTHALAT YAPAN YANDAŞLARI ZENGİN ETME POLİTİKASI"
Şunu da sorgulamak lazım: Türkiye buğdayda kendine yetiyorsa, niye ithalat yapıyor? Kaliteli buğday olmadığı için. Peki neden kaliteli buğday üretilmesine yönelik politikamız yok? Çünkü araştırma enstitülerini satmışsınız, üniversiteler bilimsel çalısmalar için yeterince desteklenmiyor. Bilim ya da AR-GE politikamız yok. Çiftçileri nitelikli, sanayicinin istediği türden üretime sevk etme politikamız yok. Bunları desteklemek yerine yandaşları ithalat üzerinden zengin etme politikası izleniyor.
"BU YIL DA BUĞDAY İTHAL EDECEĞİZ"
Bu yıl Toprak Mahsülleri Ofisi ( TMO), Buğdayda Cumhuriyet tarihinin en büyük beklentisini açıkladı. 22,5 milyon ton buğday rekoltesi bekleniyor. Umarız gerçek olur... Ama şu anki durum yine ithalat yapılacağını gösteriyor.
Çiftinin kg başına maliyeti 90 kuruş ama satışı 72 kuruş civarı. Kesintilerle birlikte kg başına geliri 70 kuruşun altına iniyor. Yani 20 kuruş zararda çifti.
Destek miktarı da son 5 yıldır artmadı, 5 yıldır sürekli kilogram başına 5 kuruş destekleme primi alıyorlar. Girdiler sürekli artıyor, destekleme primleri yerinde sayıyor... Tarımda ciddi bir çöküş var.
"SON 13 YILDA 30 MİLYAR LİRALIK BUĞDAY İTHAL ETTİK"
Buğday ithalatı politikasının Türkiye'ye maliyeti nedir?
30 milyar liralık buğday ithalatı yaptı Türkiye son 13 yılda... Geçen yıl 1,5 milyar dolarlık... Çiftçinin kullandığı mazotun fiyatı 4 kat arttı... Biz bu kadar büyük miktarda parayı başka ülkelere ödedik. Kendi çiftçimizde kalsa, çiftçi ihya olur. Şu anda çiftçi, milli gelirin üçte biri oranında gelire sahip.
"İKİ ÇAY İÇİYOR, KİMSEYE ISMARLAYAMIYOR"
Çiftçi, köyünden çıkamıyor, cebinde çay parası yok, eşine pazar parası veremiyor, çocuğuna harçlık veremiyor. Gezip gördüğümüz köylerde kahveler yaz geceleri 21:30, kış geceleri 20:30’da kapanıyor. Nedenini sorduk, 'niye bu kadar erken kapanıyor?' diye dediler ki, çiftçinin cebinde 1 lira var, iki çay içiyor, kalkıyor kimseye ısmarlayamıyor... Ve herbirinin cebinde 4- 5 kredi kartı var. Onlarla da mazot, gübre alıyor. Birbirlerine kefil olmaktan da artık vazgeçti çiftçiler. Yani artık çiftçiler geçimlik tarım yapıyor, oysa biz ticari tarım yapmalarını istiyoruz...
AKP SURİYE'YE GİRERSE, NE MALUM RUSYA'DAN BUĞDAY İTHAL EDEBİLECEĞİ!
Tarımda dışa bağımlılık, ulusal çıkarlarımız açısından tehlike yaratmıyor mu? Örneğin Suriye ile olası bir savaş var gündemde...
Sadece Suriye için düşünmeyin... Türkiye'nin zaten stratejik bir konumu var. Ne malum şu an ithalat yaptığımız ülkelerin her yıl bize buğday, et, yağ verecekleri? Japonya'ya bakın... Dünyanın en çok pirinç tüketen ülkesi. Pahalı da olsa, kendisi üretir, dışarıdan almaz. Niye? İki büyük nükleer saldırı yaşadı... Toprağınızda avokado yetişmiyorsa tamam, onu da ithal edin ama buğdayı, eti ithal etme noktasına gelmişseniz, bu çok büyük tehlike. 4 milyar tutarında yağ ithal ediyoruz mesela. Soya, ayçiçeği, kanola... Biz de yetişmiyor mu?
"TÜRK ÇİFTÇİSİNE DEĞİL; RUS, KAZAK, ABD, ARJANTİN ÇİFTÇİSİNE DESTEK"
Sonuç olarak AKP'nin tarım politikası ile Rus, Ukraynalı, Kazak, Arjantinli, Brezilyalı hatta Amerikalı çiftçiyi destekliyoruz; Türk çiftçisini desteklemek kimsenin aklına gelmiyor.
Burcu Oral Evren | karsigazete.com.tr