Yıllar sonra ilk kez asgari ücret tespit komisyonu toplantısında artışa karşı çıkan taraf işçiler değil işverenler olmuştu. Üç aydır 1300 liralık asgari ücret ödeniyor, işveren desteği de başladı.
Ancak patronlar hâlâ rahatsız. TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu istihdam üzerindeki yüklerin asgari ücretle arttığını ve OECD’de 8’inciliğe çıktığımızı dile getirdi.
Türkiye’de asgari ücret oldukça tartışmalı bir dönemin ardından 1300 liraya yükseldi.
Asgari ücret tespit komisyonu üyesi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) artışa ‘şerh’ koymuştu. Peki, karşı çıktıkları asgari ücret üç aydır işvereni nasıl etkiledi? Bu sorunun yanıtını TİSK Başkanı Yağız Eyüboğlu’ndan aldık. Eyboğlu işverenlerin işçilerinin yüksek ücret almasını elbette istediğini dile getirerek “Ancak nasıl ki çalışanlar kendi kazandığına bakıyorsa biz de kendi ödediğimize bakıyoruz. Asgari ücretin toplu iş sözleşmesinin olmadığı yerlerde işveren maliyeti 1935 lira, toplu sözleşmenin olduğu işyerlerinde 3512 lirayı buluyor. Türkiye satınalma gücü paritesine endekslendiğinde asgari ücret düzeyi bakımından 16 Avrupa ülkesini geride bırakıyor. Asgari ücretin işverene maliyeti yönünde ise OECD ülkeleri arasında 8’inci sırada” diye konuştu.
REKABETTE ZORLUYOR
Eyüboğlu, Kurumsal Sosyal Sorumluluk ödülleri öncesinde Hürriyet'ten Şebnem Turhan'a konuştu.
Eyüboğlu, Avrupa Birliği’nin istatistik kurumu Eurostat’ın verilerinden örnek vererek satınalma gücü paritesine göre Türkiye’de asgari ücretin aylık 947 Euroolduğunu belirtti. Bunun Türkiye’nin birebir rekabet içinde olduğu ve Türkiye’den yatırım çeken ülkelerin başında gelen Macaristan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya’ya göre oldukça yüksek olduğunu belirten Eyüboğlu şöyle konuştu:
“Nominal ücret düzeyi olarak da aylık 518 Euro’luk asgari ücret yine bu rekabet ettiğimiz ülkelerin üzerinde. Bu ülkelerin kişi başına milli gelir düzeyi de Türkiye’den yüksek. Ancak asgari ücreti düşük olan bu ülkelerde rekabet etmek için mevcut asgari ücret düzeyi işvereni zorluyor.”
Asgari ücret üzerinde sadece vergi değil direkt ve dolaylı olarak birçok yük bulunduğunu söyleyen Eyüboğlu “OECD ortalamasıyla karşılaştırdığınızda Türkiye’de istihdam üzerindeki yükler 9-10 puan daha yüksek. Bu uzun vadede rekabetçiliğimiz üzerinde çok büyük bir sıkıntı. Herkes çalışanının daha iyi koşullarda çalışmasını ister bizim sıkıntımız rekabetçiliği düşürecek noktaya gelmemiz. Sadece reel işgücü maliyetlerindeki artışa değil verimliliğe de odaklanmamız lazım. Ki verimlilikte de işler iyi gitmiyor. Uzun vadede bunun yaratabileceği sorunlar var. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuda çözüm bulunur” diye konuştu.
SURIYELİLERİ ÇALIŞTIRMAYA HAZIRIZ
TİSK Suriyeli mültecilerin çalışma hayatındaki rolüne ilişkin en kapsamlı raporu hazırlamış ve geçtiğimiz aylarda kamuoyuna sunmuştu. TİSK Başkanı Eyüboğlu Suriyeliler konusunda hükümetin ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) ayrı ayrı yürüttüğü çalışmaların ortaklaştırılması gerektiğini dile getirerek “İhtiyaç olan alanlarda Suriyeliler çalıştırılabilmeli. Kendi vatandaşlarımızın çalışmayı arzu etmediği sektörler varsa bu kişilerden yararlanılabilir. Bunu bilmek için bu kişilerin yetkinliklerini bilmemiz lazım ki bununla ilgili bilgiler STK’larda yok. Bu bilgiler paylaşılırsa biz mesela a ilinin şu bölgesinde şu mesleki eğitim formasyonuna sahip 100 kişilik açık var, Türk vatandaşlarından da 50 kişi bu işe başvurdu. Kalan 50 kişilik açığı da o yetkinlikteki Suriyelilerle tamamlayabiliriz. Biz çalıştırmaya hazırız. Ama yetkinliklerine ilişkin hiç bilgimiz yok. Öncelikle bu istatistiklerin tamamlanması lazım. Biz sorumluluk almaya hazırız.”
Kaynak: Şebnem Turhan - hurriyet.com.tr