CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun konuyla ilgili açıklaması
İç Güvenlik Yasası’yla yasal bir kılıfa uydurulan temel insan hakları ihlalleri fiiliyatta her geçen gün daha da derin bir sorun haline gelmektedir.
Kolluk güçlerinin yaptığı uygulamalarla beraber hükümetin doğrudan veya dolaylı etkisiyle yargı süreçleri de mağdurların aleyhine işlemekte, yargının adalet mercii olduğuna dair inanç giderek yok olmaktadır.
Yargının, temel hakları ihlal eden kolluk güçlerine kol-kanat gerdiği,
İç Güvenlik Yasası’yla kolluk güçlerine sınırsız yetkilerin tanındığı bir ortamda demokrasiden söz etmek ikiyüzlülüktür.
YAŞAM HAKKI İHLALİ
AKP hükümetinin Türkiye’yi getirdiği nokta, cunta rejimlerinin yarattığı enkazdan farksız bir tablodur.
Aşağıda iki ayrı bilanço bulunmaktadır. İlk bölümde 2015 yılının ilk dört ayındaki temel insan hakları ihlalleri, ikinci bölümde ise
AKP’nin 2003’ten bu yana bazı temel haklarda yarattığı enkazın dökümü bulunmaktadır.
Söz konusu rakamların bir kısmı
TBMM’ye sunduğumuz yazılı soru önergeleri neticesinde elde ettiğimiz resmi verilerdir ancak verilerin çoğunluğunu insan hakları
örgütlerinin açıkladıkları bilançolardan derleyerek kamuoyunun takdirine sunuyorum.
İŞ CİNAYETLERİ
İlk bölümde görüleceği üzere 2015 yılının ilk dört ayı içinde insanın en kutsal hakkı olan yaşam hakkının ihlali bakımından, iç savaş yaşayan ülkeleri aratmayacak bir enkazla karşı karşıyayız.
Dört ay içinde başta
iş cinayetleri, asker intiharları ve çeşitli bombalı saldırılar neticesinde 551 kişinin hayatını kaybetmesinin faturasını AKP iktidarı vermek zorundadır.
96 kişinin işkence mağduru olduğu bu dört aylık dönemde cezaevlerindeki bilançonun da ağırlaştığı, aşağıdaki dökümden görülecektir. 11 kişinin hayatını kaybettiği, 30 kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı cezaevlerinde hasta mahpuslar meselesi tüm öneri ve tepkilerimize rağmen
AKP tarafından diri tutulan bir acı olarak durmaktadır.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Basında farklı tüm seslerin susturulmaya çalışıldığı, patronlara yönelik baskıyla gazetecilerin işten attırıldığı, bağımsız basın organlarının yargı veya iktidarın tehditleriyle sindirilmeye çalışıldığı bir ortamda ifade özgürlüğünün de esamisi okunmamaktadır.
Aşağıdaki ifade özgürlüğü tablosunda da görüleceği gibi son dört aylık dönemde ifade özgürlüğüne yönelik yoğun bir yargı kıskacı göze çarpmaktadır.
Tayyip Erdoğan hakkında eleştirel cümle kuran neredeyse herkes
Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanır hale gelirken
TMY de muhalefetin susturulması konusunda etkili bir silah olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
FAİLİ MEÇHUL CİNAYETE KURBAN GİDEN ÇOCUK SAYISI
Artık demokrasi kavramının kendisini bile bir tehlike olarak algılamaya başlamış olan
AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana gerçekleşen insan hakları ihlallerini saklama çabasına rağmen, muhalefetin ve insan hakları örgütlerinin yürüttüğü çalışmalar neticesinde bir tablo oluşmuştur.
Bu tablo ne yazık ki karanlık bir tablodur. Aşağıdaki rakamlardan da anlaşılacağı üzere 2003’ten bu yana gerçekleşen insan hakları ihlalleri, özelikle de iş cinayetleri neredeyse bir iç savaş enkazını andırmaktadır.
En az 208 kişinin faili meçhul cinayetlere, 520 kişinin yargısız infaz, dur ihtarı, rastgele ateş sonucu hayatını kaybettiği 2002-2014 tarihleri arasında gözaltı ya da
cezaevinde hayatını kaybeden kişi sayısı da en az 451’dir! 2004-2015 tarihleri arasında yargısız infaz veya faili meçhul cinayete kurban giden çocuk sayısının da en az 88 olduğu görülmektedir.
İş cinayetleri veya kaza sayıları ise korkunç boyutlara ulaşmış olduğu halde AKP iktidarı iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunu tamamen “kadere” bağlamakta ve tedbirlerin alınması veya aldırılması konusunda ısrarla vazifesinden kaçınmaktadır.
AKP ELİYLE GERÇEKLEŞEN İNSAN HAKLARI İHLALİLİ
Daha önce bir soru önergemize verilen yanıt üzerinden 2002-2013 yılları arasında kaza geçiren sigortalı ve hayatını kaybeden sigortalı işçi sayısını öğreniş bulunmaktayız.
Buna göre 2002 yılı ile 2013 yılları arasında 930 bin 821 işçi kaza geçirmiş, 13 bin 510 sigortalı işçi de hayatını kaybetmiştir. Üstelik bu vahim tablo resmi rakamlardan oluşmakta ve sadece sigortalı işçileri kapsamaktadır. Dolayısıyla bu bilançonun çok daha ağır olduğunu akılda tutmak gerekmektedir.
AKP eliyle gerçekleşen ağır insan hakları ihlalleri elbette aşağıdaki tablolarla sınırlı değildir. Ancak ulaşabildiğimiz rakamlar bile
AKP’nin yarattığı ağır insanlık enkazını net olarak ortaya koymaktadır.
Fakat bu ağır enkaz karşısında insan hakları savunucusu olan sivil toplumcuların ve biz siyasetçilerin seyirci kalmadığı, bu konuda mücadelemizi her geçen gün daha da artırdığımızı ifade etmek istiyorum.
7 HAZİRAN İNSAN HAKLARI AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR DÖNEMEÇ
7 Haziran genel seçimlerinin insan hakları açısından da önemli bir dönemeç olacağına inanıyorum. Bu kadar ağır hak ihlaline bulaşmış olan
AKP iktidarının seçim sandığından gereken tepkiyi alacağına kuşku yoktur.
Bu açıdan insan hakları için mücadele eden hiç kimsenin karamsarlığa kapılmaması ve temel hak mücadelesinden asla geri durmaması gerekiyor. İnsan, haklarıyla insandır. Büyük mücadeleler sonucu bütün insanlık için kazanılmış olan hakların gaspına asla seyirci kalmayacağız!
KARSIGAZETE.COM.TR