KARŞI GAZETE

Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesinin ardından yeniden tartışma konusu olan Özel Güvenliklerle ilgili Cumhurbaşkanı’nı Erdoğan’ın, "Bunların hangi amaçla kimler tarafından, nasıl kuruldukları hepsi soru işaretidir” sözlerinin aksine, Özel Güvenliklerin bizzat AKP döneminde kurulduğu ve hızla büyüdüğü ortaya çıktı. 

AKP döneminde aldığı ihalelerle, büyük bir gelişim yaşayan firmalardan bir tanesi de Akdeniz Güvenlik. Türkiye’nin en önemli kurumlarının güvenliğini üstelen ve Savcı Kiraz’ın şehit edildiği İstanbul Adliyesi’nden de sorumlu olan Akdeniz Güvenlik’in yaşadığı büyük değişiminin hikâyesi şöyle: 

BÜYÜK İHALELER ALDI

1995-96 yılına kadar Diyanet İşleri Başkanlığında düz bir memur olarak çalışmış olan Necmettin Şimşek, 2001 yılında girmiş olduğu “özel güvenlik” işinde basamakları hızla tırmandı. Şirketin sitesinde de, “2001 yılında kurulan şirket 2004 deki yasal düzenlemelerin ardından hızlı bir yükseliş göstermiştir” ifadeleriyle anlatılan durumun yanı sıra, şirketin büyümesinde devletten aldığı ihaleler büyük rol oynadı. 

BELEDİYE ALANLARINDAN ADLİYELERE KADAR AKDENİZ HOLDİNG

İBB’ ye ait Parklar Müdürlüğü, Mezarlıklar Müdürlüğü, sosyal turistik tesisler, İSKİ genel müdürlüğü, İETT garaj ve metrobüs güvenliği, belediye güvenlikleri, adliyeler, hava alanlarının güvenliği başta olmak üzere Akdeniz Güvenlik adeta, Türkiye’nin en büyük güvenlik firması oldu. Akdeniz Güvenlik’in bugüne kadar nasıl “büyüdüğü”, şirketin KAP’a (Kamuyu Aydınlatma Platformu) yaptığı açıklama, dudak uçuklatan ihale bedellerini daha iyi açıklıyor…

Aralık: Şirketin sadece bu ay kamudan aldığı altı ihalenin toplam bedeli, 170 milyon lira en büyüğü 94.4 milyon lira ile İstanbul büyükşehir Belediyesi’nin mezarlıkların korunması ihalesi.  18.9 milyon liralık Başakşehir Belediye Başkanlığı. 2 Aralık’ta da 4 milyon 162 bin liralık Bakırköy Adalet Sarayı. Kültür Bakanlığı’nın döner sermaye için açtığı özel güvenlik ihalesini de 42 milyon liraylae kazanan yine aynı şirket. 

Kasım: Akdeniz Güvenlik’in Kasım ayında 6 ayrı kamu kurumundan kazandığı ihalelerin toplam bedeli 341 milyon lira. En büyük iş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kent ormanları ve koruların korunması ve fiyatı 158.9 milyon lira. Bunu da DHMİ’nin açtığı havalimanlarının özel güvenlik ihalesi izliyor. Yine fiyat 147.9 milyon lira. 

Ekim: Merkez Bankası’nın çeşitli binalarının özel güvenlik ihalesi de 822 bin 248 lira ile yine Akdeniz Güvenlik’te. Ancak şirket için, ekim ayının en büyük ihalesi bu değil. Beyoğlu Belediyesi’nin destek ve gözetleme işi de 18 milyon 952 bin lira. 

Eylül: İSKİ’nin açtığı havzaların korunması ihalesi 103 milyon 755 bin lira bedelle yine Akdeniz Güvenlik’te. KAP verileri esas alındığında, şirketin dört ayda kamudan aldığı ihalelerin toplamının yaklaşık 636 milyon lira civarında olduğu görülüyor. Şirket yetkilileri faaliyet raporlarında özel güvenlik sektörünün öne çıkan özelliğinin “yüksek verim ve düşük maliyet” olduğunu da belirtiyor. 

BALLI İHALE SÜRECİ YAŞADI

İhale üstüne ihale alan Akdeniz Güvenlik’in en önemli faaliyet alanı ise Çağlayan Adliyesi olarak gözüküyor. 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sırasında AKP’nin yılmaz savunucusu olan ve önümüzdeki seçimlerde AKP’den Burdur Milletvekili adayı yapılan Reşat Petek’in yeğenlerinin sahip olduğu şirketin ballı ihale süreci hızla devam ediyor. Firmanın faaliyetleri sırasıyla adliye, hastane, hava limanları gibi çok sayıda kuruma yayılıyor. 

ERDOĞAN KENDİSİYLE ÇELİŞTİ

Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın adliyede öldürülmesinin ardından tartışılmaya başlanan özel güvenlik firmalarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "Özel güvenlik kaldırılmalıdır. Çünkü özel güvenlik teşkilatlarının birçok yerde hangi amaçla kimler tarafından, nasıl kuruldukları hepsi soru işaretidir”  dedi. Oysa Erdoğan’ın “Kimler tarafından kuruldu” dediği özel güvenlik sistemi, AKP döneminde çıkarılan kanuni düzenleme ile yasal alt yapı kazandı. AKP iktidara gelmeden önce özel güvenlik alanını düzenleyen bir yasa yoktu. Özel güvenliğin sayısı ise yaklaşık 20 bin dolayındaydı. Erdoğan başbakanlığındaki AKP hükümeti, 2004 yılında özel güvenlik hizmetlerine dair yasa tasarısını meclise sunmasının ardından özel güvenlik dünyası hareket kazandı. Erdoğan’ın özel güvenlikçilerin emniyet teşkilatında istihdam edilebilecekleri ile ilgili açıklamalarından sonra, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bu konuda bir rapor hazırlattı. Raporda iki teklifin yer aldığı belirtildi. Bu tekliflerden bir tanesi özel güvenlikçilerin 'koruma memuru' statüsüne alınarak adliye ve diğer yüksek güvenlik riski taşıyan kurumlarda görevlendirilmesi, diğeri ise sektörünün tamamen yeni baştan düzenlenmesi oldu. 

“DÖNÜŞÜM” DENECEK, İNSANLAR MAĞDUR OLACAK

Kulislerde ise, binlerce insanın görev yaptığı özel güvenlik sektörüyle ilgili “kapatma” değil bir “dönüştürme” şeklinde duyuruların yapılacağı konuşuluyor. Ancak bu dönüştürme sırasında da çok sayıda çalışanın mağdur olacağı konuşuluyor.