Soma'da Erdoğan'ı protesto ettiği için hayatı karartılan emekçi Erdal Kocabıyık sessizliğini bozdu.
MERCEDES’E TEKME ATTI DİYE DAVALIK OLDU
Erdal Kocabıyık, Soma’daki protesto sırasında Erdoğan’ın makam aracına tekme attı. Kamu malına zarar vermekten 5
48 TL para cezası kesildi. Kocabıyık, “Benim bu parayı ödeyecek gücüm yok” dedi.
Başbakanlık müşavirinin tekmelediği Erdal Kocabıyık, “Hem dayak yedim hem işsizliğe mahkum oldum. Hamallık yaparak aileme bakıyorum” dedi…
Türkiye onu yere yatırılıp, tekmelenirken gördü. 301 madencinin şehit olduğu facianın ardından Manisa Soma’ya giden dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan protesto edilmiş, o da makam aracına tekme atmıştı. Erdoğan’ın Mercedes’ine nasıl tekme savururdu? Polislerce yere yatırıldı.
Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel de yerde hareketsiz kalan madenciye tekme attı… Yandaş medyanın saldırısına uğradı. Hakkında çok konuşuldu, o ise hiç konuşmadı. Uğradığı haksızlıkları içine attı, sustu. Madenci Erdal Kocabıyık, sessizliğini bozdu.
Kocabıyık, faciada akrabalarını, arkadaşlarını kaybetti. Gece kâbuslar görüyor. Ağlayarak uyanıyor. Eşi Derya ise yaşadıklarından sonra psikolojik destek almaya başlamış. İşte Kocabıyık Ailesi’nin son bir yılda başına gelenler:
BİZE ÇOK AĞIR HAKARET ETTİLER… HEP SUSTUK
Erdal 33, eşi Derya Kocabıyık 28 yaşında. 5 yıllık evliler. Kızları Ela Naz 3 yaşında. Aileyi bu süreçte en çok yaralayan iktidar yanlısı medyanın haberleri olmuş. Derya Kocabıyık, o haberleri ağlayarak izlemiş.
O GÜN YAŞANANLARI HATIRLAMIYORUM
- 10 yıl madende çalıştım. 2014 Kasım ayında hiçbir gerekçe göstermeden işten çıkardılar. Tazminatımızı ve iki maaşımızı vermediler.
- Olayın yaşandığı gün iyi değildim. Dayımın oğlu, akrabalarım, yer altında birlikte çalıştığım arkadaşlarım Soma’daki maden faciada hayatını kaybetti. İhmaller zinciri sonucu ölüme sürüklendiler. Bu çok büyük bir acı…
- O gün Başbakan (Erdoğan) geldiğinde kalabalıkta tepki ve kargaşa oluştu. Bunları sonradan medyada görünce anladım. Hatırlamıyorum bile. Yere yatırılmıştım. Yüreğimin acısı o kadar büyüktü ki tekmenin acısını bastırdı.
- Yusuf Yerkel beni aradı. Özür diledi, hakkını helal et dedi. Özrünü kabul ettim. Şikayetçi olmadım. Bir talebim olmadı. Çünkü helal lokma yiyen insanlarız. Onlardan ne para istedik, ne de başka bir şey. Tek isteğim işimden olmamaktı. Ama o günden sonra bana kimse iş vermedi. Çünkü beni kara listeye aldılar.
- Normal şartlarda Yusuf Bey’in istifa etmesi gerekirdi. Yapmadı. Türkiye adaletli bir ülke olsaydı Yusuf Bey görevinden alınırdı. Bu da yapılmadı. Dayağı yiyen işsizliğe mahkum oluyor, tekmeleyenin işi iş, hayatını yaşıyor.
- Bana komünist, terörist dediler. Kimse ile anlaşamayan kişiler olduğumuzu, herkese borcumuz olduğunu söylediler. Tamamı yalan ve iftira. Kimseye borcumuz yok. Kimse ile sorunumuz yok. Biz Somalıyız, buradan terörist falan çıkmaz. Bir Allah’a can borcumuz var.
- Şu anda hamallık yapıyorum. Nakliye işlerine gidiyorum. Alnımın teri ile çoluk-çocuğumun rızkını çıkarmaya çalışıyorum. Evimiz kira. Aylık gelirimiz 600-700 TL. Düzenli, kalıcı ve daha iyi bir iş bulmaya çalışıyorum.
Kaynak: Sözcü / Gökmen Ulu