Oy ve Ötesi derneği seçim günü sandıkları koruyacak. Peki bunu nasıl yapacak?
Seçim güvenliği ve şeffaflığını sağlamak amacıyla bir araya gelen gönüllülerin kurduğu Oy Ve Ötesi derneği, 7 Haziran genel seçimlerinde 45 ilde sandığı denetleyecek, ıslak imzalı tutanakları temin edecek ve kendi veritabanına yükleyecek.
Daha sonra elindeki verileri YSK’nın SEÇSİS yazılımındaki sonuçlarla karşılaştıracak olan dernek, aynı zamanda sandık başında yapılacak muhtemel usulsüzlükleri de seçim genelgesi çerçevesinde denetleyip, engel olacak.
» Oy Ve Ötesi nasıl ve neden kuruldu?
Türkiye’de, seçimlerde bir takım şeylerin ters gittiğini ve bunu sadece eleştirmekle değil, değiştirme noktasında da bir şeyler yapmak zorundayız diyen 8 kişinin kurduğu bir dernek Oy Ve Ötesi. Gezi olaylarıyla başlayan bir sürü aksaklık vardı Türkiye’de. O süreçte “Ülkede demokrasi, şeffaflık, ifade özgürlüğü” diyerek tepkisini ortaya koyan binlerce insan gördük.
Biz de “Sadece tepki göstermek yetmez, bir şeyler yapmalıyız” diyerek yola çıktık. Saydığımız problemler arasında en somut sorunun seçim sisteminde olduğunu gördük ve bu noktada bir değişiklik yapalım diye karar aldık. Biliyorsunuz, Türkiye’deki seçim sistemine güvenmeyenlerin oranı yüzde 43’e yükseldi. Biz de diyoruz ki, “Güvenmiyorsanız, gelin ve sandık başında durun.”
» Seçim sistemindeki somut problemler neydi?
“Sandıklarda oy çalınıyor”, “Oy verme kabininde fotoğraf çekiliyor, birden fazla kişi oy verme kabininde bulunuyor” ve “Geçerli geçersiz oylar iyi tespit edilmiyor” gibi pek çok örnek verebiliriz. Biz, bu spekülasyonlara son verip, sandığın güvenliğini almak istiyoruz.
» Seçim güvenliği, yapıldığı günle mi sınırlı sadece?
Hayır. Öncesi ve sonrasının da olduğunun bilincine sahip bir derneğiz. Seçim öncesinde devlet kaynaklarının kullanımından tutun da partilerin, medyada eşit ve adil bir şekilde yer almaya kadar pek çok konuda çalışmalar yapıyoruz. Ancak önceliğimiz tabii ki sandık başı. Öncelikle oranın güvenlik altına alınması gerekiyor. Bu yüzden sandık başında gönüllü olarak çalışabilecek insanlar internet üzerinden bize başvuruda bulunabiliyor.
» Sandık başı önceliğimiz diyorsunuz…
Verilerin sandıktan alınıp, SEÇSİS’e girildiği nokta; işin en karanlık bölümü. Bununla ilgili bir çalışmanız var mı? O bölüm, gözlerden uzak olduğu için nelerin dönüp, dönmediğini ispatlamak çok zor. SEÇSİS ile ilgili aldığımız önlemin adı T3… Gün sonunda sandık başına yerleştirdiğimiz insanların tümünden ıslak imzalı tutanakları almalarını ve bizim sistemimize yüklemelerini istiyoruz.
O tutanak alındıktan sonra yolda çuvalın başına bir şey gelmesi ya da SEÇSİS’e veriler girilirken bilinçli veya bilinçsizce meydana gelecek herhangi bir hatanın sağlamasını yapabileceğiz. Sistemimizi bunu hızlı bir şekilde yapmak üzere kurduk ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde test ettik, denedik. O hataları yakalayabildiğiniz ve tutanakları alabildiğiniz sürece yapılacak hatalar seçimi etkilemiyor ve işi yargıya taşıma hakkınız her zaman baki oluyor.
» Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu yöntemi denediğinizde YSK’nın seçim sonucu ile sizinki arasında bir fark gözlemlediniz mi?
Çok küçük bir fark vardı, evet. Sonucu değiştirebilecek farklılıklar değildi ama yine de bir rapor hazırladık.
» Başvurular internetten yapılıyor ve aslında siz tanımadığınız insanları o sandıkların başına yönlendiriyorsunuz. Bu konuda güvensizlik hissettiğiniz ya da şüpheye düştüğünüz olmuyor mu?
Şu an her ilçede görev alacak gönüllülerle yüz yüze tanışmış durumdayız. Aynı yerde görev alacak gönüllüler de birbirleriyle tanıştılar. Eğitim toplantıları da yaptık hatta bu insanlarla. Hiç kimse bizim için sadece bir isim değil. Öyle kalmaması için de elimizden geleni yapıyoruz zaten.
» Genel gönüllü profili nedir? Politik insanlar mı sandık başında Oy Ve Ötesi için görevli olmak istiyor?
İçimizdeki herkesin bir siyasi görüşü var elbette ama bu insanların çoğu, politik fikirleri ne olursa olsun, politika çarkının içine girmemeyi tercih edenlerden oluşuyor. Bazıları daha önce aktif olarak siyasetle ilgilenmiş ancak kırgınlık yaşayıp bağımsız mücadele etmeyi tercih etmiş insanlar da var. Bir o kadar da daha önce hiçbir şey yapmamış, siyasetle ilgilenmemiş ama artık daha şeffaf bir seçim için “Taşın altına elimi sokmalıyım” diyen de var…
» Bu durumda gönüllüler arasında bir AKP’li de olabilir mi?
Olabilir tabii ki çünkü biz, her siyasi partinin lehine olan bir şeyi yapmaya çalışıyoruz. Herkesin oyunu korumaya çalışıyoruz. A,B ya da C partisi yok bizim için. Tek istediğimiz seçimin adil ve şeffaf bir şekilde yapılması. Dernek içerisinde de kimse kimseye siyasi görüşünü ya da oy vereceği partiyi sormaz zaten.
» Özellikle Güneydoğu’da oyların parayla satın alındığı konuşuluyor. Oy Ve Ötesi, bunun da önüne geçebilecek mi?
Kurulma nedenlerimizden biri de bunun önüne geçebilmek. Nelerin yapılmaması gerektiğini anlatıyoruz seçmene ve müşahitlere. Sadece oyun parayla satılması değil, aslında köylerdeki en büyük problem; bir kişinin gelip, tüm köy adına oy vermesi… Köy köy gezerek oradaki halka seçimle ilgili eğitim veriyoruz.
» Peki, bugüne dek bir engellemeyle karşılaştınız mı?
Bu işin doğru yapılmasını isteyen gönüllülerle beraberiz. Henüz bir engelle karşılaşmadık ancak seçim günü gönüllüler bazı zorluklarla karşılaşabilirler. Gönüllü arkadaşlarımız seçimin genelgeye uygun bir şekilde yapılması için orada olacak. Dolayısıyla karşı çıkan taraf, aslında genelgeye karşı çıkmış olacak. Başkasının adına oy kullanmak genelgeye aykırı bir durum. Eğer böyle bir durumla karşılaşırsak, iş yargıya intikal edecektir.
» Türkiye’deki mevcut yargı sistemini göz önüne aldığınızda, adil bir geri dönüş olacağını düşünüyor musunuz?
Daha önceki seçimlerde Kâğıthane’de, 35 sandıktaki tutanaklarda bariz bir oynama yapılmıştı. Şimdi ağır ceza mahkemesinde görülüyor bu dava mesela. Henüz sonuçlanmadı ama bu Türkiye’de bir ilk. Bunun sonuçlarını ileride görebileceğiz ancak. Yargı sürecini bizzat biz yürütmüyoruz zaten. Aslında o bizim işimiz değil. Biz, tespit ettiğimiz usulsüzlükleri belgeliyor ve partilerin görevlilerine teslim ederek sürecin başlamasına önayak oluyoruz sadece. Aslında bu durum partilerin inisiyatifinde gelişiyor. O noktada derneğimizin bir yaptırım gücü yok.
» Seçimle ilgili en büyük tartışma, YSK’nın, elektronik seçim sistemi SEÇSİS üzerine yapılıyor. Özellikle savunma sanayi ve resmi kurumlarda kullanılan yazılım ve donanımların, güvenlik sertifikasına sahip olması gerekiyor. Ancak SEÇSİS hâlâ bir sertifikaya sahip değil. Sisteme dışarıdan müdahale edilebilir mi sizce?
Seçim, ne kadar ilkel şartlarda gerçekleşmiş olursa aslında sapmalar da o denli az oluyor. İnsan eliyle yapılmış bir teknoloji olduğu için dışarıdan elbette müdahale edilebilir. YSK Başkanı ile daha önce bir görüşmemiz olmuştu. Bu görüşmede, sistemlerine çok güvendiklerini söylediler.
Ancak buradaki en önemli nokta, SEÇSİS’e girilmeden önce verilerde bir değişiklik yapılmasına engel olmak. Biz de sandık başında bunu sağlamaya çalışacağız. Yani ıslak imzalı tutanakları alarak, kendi sistemimize gireceğiz ve daha sonra SEÇSİS’e girilen bilgilerle karşılaştırma yapacağız. Seçimdeki en belirsiz süreç, çuvalların okuldan çıkıp, ilçe seçim kuruluna geldiği an. Bu alanı yönetmek ve içeride nelerin olduğunu bilmek mümkün değil.
» Oy Ve Ötesi, tüm sandıklara elini uzatabilecek mi?
45 il, 164 ilçede örgütlendik. Bunlar Türkiye’nin ilk 100 içerisindeki ilçeleri. Bu da genel seçmen sayısının yüzde 52’sine tekabül ediyor. Özellikle de parti bağımsız birinci ve ikinci partinin, birbirine en yakın iki oyu aldığı yerleri seçtik. Bulunduğumuz okullardaki bütün tutanakları almak için de müşahitlerimize, gerekli eğitim ve dokümanları verdik.
» Mevcut seçim sistemiyle AKP’nin 50 yıl daha iktidar olabileceği söyleniyor. Katılıyor musunuz?
Türkiye’de biz, öğrenilmiş çaresizlik dediğimiz şeyi yaşıyorduk aslında. Onu yıkmak ve sandık başında yaşanıldığı iddia edilen şeyleri görmek için Oy Ve Ötesi’ni kurduk. Dolayısıyla bu öğrenilmiş çaresizliklerden vazgeçip, bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Derneğimiz gönüllüleri ya da partilerin müşahitleri -nereden, kim olduğunun bir önemi yok- sandık başında olmamız ve oyumuza sahip çıkmamız lazım. Cahillik ve genelgenin gereklerini doğru bir şekilde yerine getirmediğimiz için seçim sırasında sorunlar yaşıyoruz.
» Seçim genelgesi doğru bir şekilde takip edilirse sorunların hepsi çözülmüş oluyor mu? Genelgenin kendisi problemsiz mi yani?
Layıkıyla uygulandığı sürece seçim sisteminde bir problem yok. Oy sayım sürecinde yaşanan problemlerin eğitimsizlikten kaynaklandığını çok iyi bir şekilde deneyimledik artık.
» Seçim sürecinin en önemli parçası olan YSK’nın tarafsız olduğunu düşünüyor musunuz?
YSK’nın tarafsız olması gerekiyor ve bütün süreçleri de o şekilde yönettiğini biliyoruz. Ortada ciddi bir seçim kanunu var ve onun gereğini uygulamaya çalışıyor. Öyle ki, partilere ayrılan zaman dilimleriyle ilgili TRT’ye ceza bile kestiler.
» Ancak HDP, Erdoğan’ın düzenlediği mitinglerde AKP’ye taraflı yaklaşımı nedeniyle YSK’ya şikâyette bulundu fakat reddedildi…
İşin hukuki boyutunu bilmiyorum. Belki daha önce bu konuda verilmiş bir karar vardır ve o yüzden reddetmişlerdir.
» Ben daha önce bir Cumhurbaşkanı’nın, herhangi bir parti için oy istediğini görmedim. Siz gördünüz mü?
Sanırım bu soruya hukukçuların cevap vermesi gerekir. Biz YSK’nın, kanunlara uygun, tarafsız olarak bu sürecin devam etmesi için gerekli çalışmaları yapmaya özen gösterdiğini umuyoruz.
» YSK’nın seçim yazılımı SEÇSİS, UYAP’ın ağını kullanıyor. UYAP da biliyorsunuz ki Adalet Bakanlığı’na ait bir sistem. Hükümetin bir organına ait ağın, YSK tarafından kullanılması size göre tarafsızlık mı?
Seçmen listelerini YSK açıklıyor ve partilere gönderiyor. Yani şu anda bütün partiler, 56 milyon seçmenin kimler olduğundan haberdar. Evet, sistem UYAP’ın ağını kullanabiliyor ama aynı zamanda denetlenmesi için her partiye de bir yetki veriyor. Listeler hazırlandıktan sonra da YSK size bir yasal itiraz süresi ve hakkı da veriyor.
» Seçim sürecinde her şey sizin planladığınız gibi olursa hilenin yaşanmadığı bir seçim atlatmış olacak mıyız?
Hilesiz bir seçim demeyelim ama her şeyin doğru yürütüldüğü bir seçim geçirmiş olacağız. Tutanakları da karşılaştırarak aslında bütün sonuçların bir sivil inisiyatif tarafından sağlamış olacağız.
Oy Ve Ötesi’nin, SEÇSİS’i denetlemek üzere geliştirdiği T3 sistemi şöyle çalışıyor:
Çoğunlukla kafalarda şu soru işareti mevcut; Sandıktan ne çıkarsa çıksın “arkada, sistemde” değişiklik mi yapılıyor? Böyle bir durumda oylarımızı sandık başında gözlemlememizin ve sayımına şahitlik etmemizin ne gibi bir etkisi olabilir ki? İşte bu soruya cevap bulmak üzere yola çıkan Oy ve Ötesi;
“Sandık sonuç tutanağını yani o sandıktan çıkan ve sandık kurulu üyeleri tarafından imza altına alınmış kesin sonuç belgelerini topluyor. Toplanan sonuç belgelerini birleştirdikten sonra YSK’nın resmi sonuçlarıyla karşılaştırıyor, sürecin veriye dayalı ve hızlı bir sağlamasını yapmış oluyor. Yaratılan T3 sistemi işte tam da bu aşamada devreye giriyor.
Oy ve Ötesi’nin özgün yazılımı olan Türkiye Tutanak Teyit (T3), Cumhurbaşkanlığı seçimindeki çalışmada yüzde 100 isabet sağladı. T3, ilçe seçim kurullarındaki veri girişleri sırasında oluşabilecek en küçük hatayı bile saptıyor. Oy ve Ötesi gönüllüleri tarafından toplanan ıslak tutanaklar, taranarak T3 sistemine aktarılıyor. Aktarılan tüm tutanaklar, Türkiye’nin dört bir yanından görüntülenebiliyor.
Yani seçim gecesi bilgisayar başında olan herkes T3 sistemine kişisel parolalarıyla girerek önlerine rastgele gelecek olan tutanakların üzerindeki sayıları sisteme girecek. Her bir tutanak, rastgele üç kişi tarafından sisteme girildikten sonra ‘doğru’ olarak işaretlenecek. 3 kademeli kontrol mekanizması sayesinde, insan gözünün yapma olasılığı olan hataların önüne geçiliyor. Sisteme yüzde 100 doğrulukla girilecek olan bu sonuçlar, SEÇSİS’in sonuçlarıyla karşılaştırılacak.”
Kaynak: Taraf